Kadın belediye başkanları ‘yetmez ama evet’

30 Mart Yerel Seçimleri başka pek çok yönüyle olduğu gibi kadın adaylarıyla da dikkat çekti.

Gelmiş geçmiş en çok kadın belediye başkan adayının yarışa girdiği ve yine en çok kadın adayın yarıştan galip çıktığı yerel seçim oldu. Google beni yanıltmadıysa 1930’dan bu yana yapılmış olan 17 yerel seçimde toplam 79 kadın belediye başkanı seçilmiş.

Erkeklerin sayısını bulmak için 30 binden 79’u çıkarın lütfen.

Durumun vahameti ortada!

Siyasetin aman vermeyen ‘kayıt dışı’ gündemine inat kadın gazeteci-yazarların bu konu üzerine eğilmesi gerektiğini düşünüyorum. Öncelikle kadın başkanların haritasına göz atalım.

3’ü büyükşehir olmak üzere 4 ilde kadın belediye başkanımız var.

Gülten Kışanak’ı BDP Eşbaşkanı olarak tanıyoruz, Fatma Şahin’i de başarılı bakanlık döneminden.  Her ikisinin de çok başarılı belediye başkanlıkları yapacağına inanıyorum. Diğer iki kadın belediye başkanı için de başarı diliyorum. İlçelerde sayı fazlalaşıyor.

BDP’den 22, Ak Parti ve CHP’den 5’er ve MHP’den 1 kadın olmak üzere toplamda 33 belediyenin başkanı kadın.

2009’a göre sayı ikiye katladı. 

Şimdilik “yetmez ama evet” diyebileceğimiz bir durum.

Mazbatalı kadınlar

Öncelikle BDP’yi kadın aday gösterme konusundaki cesaretinden dolayı tebrik etmek gerek.  Hem sayıca hem de oransal olarak en çok kadın başkan BDP’nin. CHP ve AK Parti’den 5’er kadın belediye başkanı ipi göğüsledi. Alınan il sayısıyla kıyasladığımızda şüphesiz CHP, AK Parti’ye göre daha fazla takdiri hak ediyor.

Başbakan’ın pozitif ayrımcılık yaklaşımına sahip olduğu bilinmesine rağmen kadın aday konusundaki bu çekince, AK Parti’nin seçimlere bir darbe girişimini alt etme çabası içinde girmiş olmasıyla ilgili olduğunu söylenebilir.

Bundan ibaret olmayan bir yönü de var kuşkusuz. Bu konuyla yüzleşmek gerek.

Gerek dinin ataerkil yorumundan gerekse muhafazakar kadın profillerin siyasette varolması önündeki başörtüsü yasağının daha yeni yeni giderilmesinden ve tabii üst yapıdaki erkek egemenliğinden kaynaklanan iç içe geçmiş onlarca sebep var, muhafazakar kesimim kadın konusuna yaklaşımını şekillendiren. Bunları ayıklamak ve ötelemek zaman istiyor. Ama asıl önemlisi kadınlara dair yol açıcı bir irade beyanı...

Eskişehir’in Mihalgazi ilçesine yaşmağıyla şalvarıyla belediye başkanı seçilen Zeynep Akgün gibi, çocuk yaşta evlendirilen ve evliliği boyunca da şiddet gören Berivan Elif Kılıç gibi yaşamları boyunca kadın kimlikleriyle mücadele etmiş kadın başkanlarımız var artık. Bu çok değerli ve umutlandırıcı bir gelişme.

Dini-örfü alet etmeyin!

Ben AK Parti geleneğinin kadınların emekleri üzerinde yükseldiğini biliyorum. Göz önünde durmayan o kadınların çalışmaları olmasa bugünlere gelinmezdi. AK Parti’nin başarısında kadın elinin, kadın emeğinin ve partinin kadınların mağduriyetleri konusundaki duyarlılığının etkisi var.  Yeni seçilen Bingöl Belediye Başkanı Yücel Barazaki ile Belediye Meclis Üyesi Nurten Ertuğrul’un yaşadığı soruna da bu çerçevede bakmak gerek.

Nurten hanımın iddia ettiği gibi Başkan “Dinen ve örfen uygun değil. Kadınlara üst düzey yönetimde yer verilmeyecek” demiş ise bu en başta Başkan’ın partisi ile uyumsuzluk içinde olduğunu gösteriyor. Dini ve örfü de kendi kişisel yaklaşımına alet ediyor.

Kendi şahsi kanaati böyle de olabilir, ama belediye başkanlığı bir kamu görevidir ve bu görev kadın ve erkeğe eşit haklar mesabesinde bakmasını gerektirir. Başkan’ın bu tartışma üzerine yaptığı açıklama da kanaatimce sorunlu.  “Bizim asıl muradımız siyaset yapmak, siyaset sahnesinde yer sahibi olmak, bir takım mevki ve makamlara kavuşmak olmamalıdır” sözüyle Başkan Barazaki, Nurten hanımın bir kadın olarak mevki talep etmesini değersizleştiriyor.  Oysa o makamlar siyaset için, hizmet etmek için ihdas edilmiştir. Tıpkı belediye başkanlığı gibi...

Bu yüzden de bir kadının görev talep etmesi eleştirilecek değil takdir edilecek bir durumdur.  Bu vesileyle bütün kadın belediye başkanlarına emeklerinin bereketleneceği bir 5 yıl diliyorum.