Kafa karıştıran anketler için okuma kılavuzu


7 Haziran seçimine yönelik anketlere dair dikkat ettiğim üç kriter var: 
1- Anketi kim yapıyor, nasıl bir ekip değerlendiriyor? 

Anketi yaptıran şirket, analiz eden uzman ekip ve yorumlayanın akademik ve siyasi kimliği önemlidir. ‘Ekibi’ hakkında asgari bilgi bulunmayan anket şüphe doğurur. 

2- Anket kimin adına yapılıyor, ücretini kim ödüyor?

En sıradan anketler bile en az 2 bin kişiyle görüşmeyi, bu görüşmelerin analizini, verilerin yorumlanmasını ve arşiv çalışmasını gerektirir. Bu nedenle araştırma şirketleri hayrına anket yapmaz. Anketin kimin için yapıldığı belirtilmiyorsa, sonuçları ciddiye alınmaz. Anketi yaptıran belliyse ve daha önce de aynı şirkete anket yaptırdıysa, kendisini yanıltana ikinci kez ücret ödemeyeceğini varsayarak, anket sonuçları-
na da bir ölçüde güven duymak mümkün.

2- Anket kaç kişi ile ve kaç günde yapılmış?

Kamuoyu araştırmalarının örneklemi genellikle 3 bin kişi civarındadır ve yüz yüze görüşmeler yapılır. Ancak, örneğin 5 binin üzerinde örneklem varsa -ki bazı anketçiler bu rakamı 20 bin kişiye çıkarabilmektedir-, bunun iki-üç günde yapılmış olması alarm zilidir. 

3- Önceki seçimlere yönelik son üç aylık anketleri sonuçlarla örtüşüyor mu?

Geçmiş yıllara bakıldığında, hemen her kamuoyu araştırma şirketinin ‘biz bildik’ dediğine tanık oluyoruz. Bunun nedeni, ‘son anketlerde’ ve ‘en az bir noktada sonucu tutturma’ stratejisi. Kafa karışıklığını aşmanın yolu şirketin önceki seçimlerdeki anketlerine bakmak. 

Böylece;

Seçimden önceki son ankete kadar bir siyasi parti lehine anketler yapıp, son bir-iki ankette -seçim sonrası ‘biz bildik’ diyebilmek ve bir sonraki seçim öncesi güvenilirlik kazanmak için- doğru verilerin ortaya konulup konulmadığını da görmüş oluruz.

Bu kriterleri bugünden sağlayabilen araştırma şirketlerine belli bir güvenle bakılabilir. Ancak onların da ‘aday etkisi’nden önce olduğunu dikkate almak gerekir.

***

‘Aday etkisi’ne gelelim.

Her ne kadar seçmen ağırlıkla ‘partiye’ veya ‘lidere’ oy veriyorsa da sonucu adayların belirlediği örnekler çok.

7 Haziran için de adaylar önemli.

Çünkü bu seçimin kritik partisi HDP ve TBMM’de sandalye dağılımını HDP’nin barajı aşıp aşmaması belirleyecek.

Bu nedenle bir ‘ittifak’ projesi gözleniyor.

CHP seçmenine “CHP oyunu bir puan arttırsanız ne olur? Ama HDP’ye barajı aştırırsanız AK Parti’den daha fazla milletvekili koparır. Hem Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın başkanlık yolunu da kapatır” mesajları veriliyor.

Aynı anda çözüm süreci üzerinden “Kürt siyaseti ve PKK şımartılıyor” algısı yaratılarak AK Parti’deki terör ve milliyetçilik konularına hassas seçmen MHP’ye yönlendirilmek isteniyor.

Enteresan olan her iki mesajın da ağırlıkla HDP’den verilmesi...

Adaylar açıklandığında, bu ‘proje’yi daha net görebileceğiz.

CHP’nin nerelerde seçmene uzak adaylar açıkladığı, buna karşılık HDP’nin adaylarının ‘CHP seçmenine daha çok hitap eden’ isimler olup olmadığını...

HDP projesine CHP seçmeninin ne diyeceğini de 7 Haziran’da görebileceğiz.

***

Hem yönlendirme tehlikesine karşı, hem de siyasetin ve seçimin doğası gereği adayların açıklanmasını beklemek, sahada nasıl bir etki yaptıklarını gözlemek ve son üç-dört haftada yayınlanan anketleri dikkate almak zihin sağlığı için önemli. Ve doğru siyasal tercihler için de...

Kendi adıma son 13 yılda, Konda’nın, Pollmark’ın, Anar’ın, Adil Gür’ün sonuçlarıyla kıyaslamadan analiz yapmamayı öğrendim.

2010 KPSS sonuçları nasıl savunulur?

- Son 5 yıldaki KPSS’lerde bir kez 4, dört kez de 1 kişi en yüksek puanı almış; onların da hiçbiri tüm soruları doğru yanıtlayamamış.

- Sadece 2010’da bir ‘zeka patlaması’ yaşanmış, 350 kişi 120 sorunun tamamını bilmiş!

- Tesadüfe bakın ki, bu 350 kişiden 140’ı karı-koca, 46’sı akraba, 104’ü ise komşu!

- Öyle bir zeka patlaması ki, tam 3 bin 227 kişi 100 ve üzeri soruyu doğru cevaplamış!

- Yine tesadüf, bunların 982’si karı-koca, 382’si akraba; 980’i de komşu!

Bu ‘tesadüfler’ nedeniyle KPSS iptal edildi, yenisi yapıldı. Ama tesadüfler bitmedi:

- Zeka patlaması yaşayan 3.227 adayın 1.174’ü ikinci sınava girmedi!

- Sınava giren 2.053 kişiden 424’ü ise en fazla 70 net cevap çıkarabildi!

-120’de 120 yapan süper zeki 350 adaydan ise 148’i ikinci sınava girmedi!

- Sınava giren 202 kişiden 47’si 51-75 net cevap verebildi, 3’ü ise 50’nin altında kaldı!

Başlığa gelelim; bu sonuçları ne adına savunabilirsiniz?