Kekeç'in Cuma günkü yazýsý.
Yazýda iki kere geçen, birisi siyah fontlarla týrnak içine alýnan “kafa karýþtýrma” vurgusu. “Belki de kafa karýþtýrmak istiyor”muþum. “Star yazarý 'kafa karýþtýrmaya' çalýþmadýðýna ikna edemiyormuþ” Staryazarýný.
Ne yapabilirim þimdi Kekeç'in kafasý böylesine çabuk karýþýyorsa... Oysa ben çok sade yazdýðýmý düþünürüm ve okurlarým da bunu bilirler.
Eminim kafasý karýþmasa yazýsýnýn baþlýðýna “Star yazarý 'kontrollü darbe' diyecek de, diyemiyor mu?” baþlýðýný koymaz. Çok sade þeyler yazmýþým oysa.
Bir FETÖ sanýðý. Gökhan Sönmezateþ. Cumhurbaþkanýna suikast davasýnda konuþuyor. Yazmýþým: Kendisinin darbeci olduðunu itiraf ediyor. Sorun var mý? “Birileri bizi aldattý” diyor. “Kral” diye birisinden söz ediyor. Onun þu anda yargýlanmadýðýný söylüyor. Ben de diyorum ki: “Gün Kralý arama günü.” “Sakýn TSK içinde darbeci bir damar kalmýþ olmasýn” diyorum. Neresi karýþýk bunun? Neresinde kontrollü darbe imasý var bunun? “Kral” denince Cumhurbaþkaný Erdoðan'ý mý anladý yoksa Kekeç? Ne alaka? Böyle bir imanýn bile Cumhurbaþkanýna hakaret olduðunu bilmez mi Kekeç? “Nafile bir sorun”muþ bu. Her iþi halletmiþim de Kral'ý arýyormuþum. Yahu devlet fellik fellik FETÖ'cü aramýyor mu her yerde. Hatta Ak Parti'nin içinde. Gazetelerde, muhalefet partilerinin içinde, doðmamýþ partilerin içinde, medyanýn, iþ dünyasýnýn içinde?
“15 Temmuz'la ilgili trafik sizin zihninizde tam olarak netleþti mi?”sorusunu sordum, soruyorum. Diyelim netleþmiþ olsun da bir yerlerde “Kral” falan kalmýþ olmasýn. “15 Temmuz trafiði” evet çok net deðil. Trafiði çözmüþ olsam zaten yazarým, ama görülenleri tatmin edici bulmuyorum. Ve bunlarý zaman zaman yazýyorum. Kekeç gibi “Kral”ý,“savunma stratejisinin bir parçasý” olarak görebilecek kafa konforum yok ne yazýk ki... Zaten yargýlama süreçleri de çapraz sorgularla, itiraflarla pek çok bilinmeyeni ortaya çýkarýyor. Þunu söyleyeyim: Darbede FETÖ'nün bulunduðu noktasýnda bir þüphem yok. Baþka kimler var, onun ortaya çýkmasý lazým.
Kekeç “Dosyalar”ý okuma çaðrýma, bu arada maðduriyetleri görme sadedinde Þýrnak Tümen Komutaný Abdullah Baysar'ýn dosyasýnýn okunmasý isteðime de takýlmýþ. Bana cevabýnda Akþam'da Murat Kelkitlioðlu'nun yazdýðý yazýdan geniþ alýntýlar yapmýþ. Bence dosyayý kendisi okusun. Öyle aktarma bilgiyle, Kelkitlioðlu networküne atýfta bulunmakla olmaz.
Kekeç eðer benim “maðduriyetler” konusundaki duyarlýlýðýmý sorun olarak görüyorsa, bilsin ki o hassasiyetim devam edecek. “At izi it izine karýþmasýn” ifadesi yanýlmýyorsam Sayýn Cumhurbaþkanýna aitti. “Sapla saman karýþmasýn” ifadesi Sayýn Baþbakan'a ait. OHAL Komisyonu da onun için kuruldu. OHAL komisyonu kurumlara “Kimi neden attýnýz” sorusunu soruyor çünkü, ihraçlara özel hesaplarýn karýþabileceði kuþkusu taþýnýyor. Belediyeler toplantýsýnda Cumhurbaþkaný Erdoðan “FETÖ'den yargýlanan” Yalova'nýn Subaþý beldesi belediye baþkaný Volkan Yýlmaz'a ödül verdi. Dava nasýl açýlmýþ? Ýhbarcý, belediyede iþini yaptýramamýþ, Baþkan'a “FETÖ'CÜ” çamuru atmýþ. Al sana maðduriyet.
Þu kol saati meselesi...
FETÖ, 17-25 Aralýk kumpasý, Paralel Devlet yapýlanmasý, Amerika ile yaþanan büyük hesaplaþma... Bunlar konusunda net þeyler yazarak geliyorum bay Kekeç. Ama bir bakanýn ya da bakanlarýn, bu milli hassasiyetler arasýnda malý götürmesini, bunu da bizim hazmetmemizin istenmesini kabul etmiyorum.
Çaðlayan'a veya ötekilerine “hesap ver” diyememeyi anlayamýyorum.
Þöyle düþün istersen, o kol saati CHP iktidarýnda bir bakana “armaðan!” edilmiþ olsaydý, nasýl davranýrdýn?
“Bir mizansenin aparatlarý”demiþsin tüm bunlara dünkü yazýnda. Keþke Çaðlayan'lar da bunlarý “Kirli aparat” olarak görüp, bileklerine takmasalardý. “Milli mesele”yi “afyon”a dönüþtürmek yakýþmýyor bizim camiamýza...