Kafayý bu doktoralara taktým

Yükseköðretim Kurulu’nun internet sitesinde “Büyüme, kalite, uluslararasýlaþma: Türkiye yükseköðretimi için bir yol haritasý” baþlýklý, Baþkan Prof. Gökhan Çetinsaya’nýn hazýrladýðý yaklaþýk iki yüz sahifelik çok önemli bir çalýþma yer alýyor. 

Prof. Çetinsaya’yý bu çalýþmasý için kutlumak gerekiyor.

Çalýþmaya ek olarak da 33 taboldan oluþan bir destek çalýþmasý var, Türkiye’nin eðitim-öðretim ve özellikle de yükseköðretim durumunu sayýsal olarak özetliyor.

Eðitim-öðretim süreçlerinin her aþamasý önemlidir ama 21. Yüzyýlda kanýmca iki aþama, okul öncesi eðitim ve lisansüstü yani master ve doktora öðrenim aþamalarý ön plana çýkacaklar.

Türkiye de bu duruma hazýrlýklý olmalý, eðitim planlamasý diye bir þey yapýlacak ise, bu kavramý kontenjanlara indirgemek yanlýþý yerine bu iki aþamaya nasýl daha fazla kaynak ayrýlabileceði, mesele sadece kaynak meselesi de deðil, bu kaynaðýn nasýl en etkin bir biçimde kullanýlacaðý da iyi tartýþýlmalý.

Prof. Çetinsaya’nýn yayýnladýðý çalýþmanýn destek tablolar bölümünde doktora öðretimine yönelik çok önemli iki tablo mevcut.

Bunlardan birincisi ana çalýþmanýn 131. Sahifesinde yer alýyor ve “OECD ülkelerinde doktora düzeyinde yeni mezun sayýsýnýn bütün OECD içindeki oranýný (2007)” veriyor.

Bu istatiksel bilgiye göre OECD ülkeleri içinde doktora mezunlarýnýn yaklaþýk yüzde 30’u ABD’den, ABD’yi yüzde 11 ile Almanya izliyor.

Türkiye’nin bu toplam sayý içinde payý yüzde 1.6.

Ýkinci ilgimi çeken istatistik ise Türkiye’de Üniversitelerarasý Kurulun her sene verdiði doktora denklik sayýsý; bu sayý son senelerde 750 gibi bir büyüklüðe ulaþmýþ bulunuyor ama bu sayýnýn ülkelere göre daðýlýmýný bilemiyoruz yani bu doktoralarýn ne kadarý ABD, Ýngiltere gibi doktora kavramýnýn bir evrensel deðeri olan yerlerden, ne kadarý da doktoranýn bizim düzeylerimizde olduðu ülkelerden, bunu göremiyoruz, temennim ABD, Ýngiltere çýkýþlý doktoralý eleman sayýsýnýn toplam sayý içinde önemli bir paya sahip olmasýdýr.

Prof. Çetinsaya’nýn çalýþmasýnýn (Bir yol haritasý) 93. Sahifesinde devlet ve vakýf üniversitelerinde görev yapan yardýmcý doçent sayýlarý verilmektedir (Tablo 28).

Bu tablodan görebildiðimiz kadarýyla, Aralýk 2013 itibariyle, yani çok yeni, devlet üniversitelerinde 24 bin 659, vakýf üniversitelerinde de 4 bin 955 olmak üzere toplam 29 bin 614 yardýmcý doçent görev yapmaktadýr.

Yukarýda son senelerde senede ortalama 750 kiþinin Üniversitelerarasý Kuruldan doktora denkliði aldýðýný belirtilmiþ idim, malum bu denklik alýnmadan yurtdýþýndan alýnan bir doktora ile bir Türkiye üniversitesinde görev yapmak mümkün deðil.

Ortalama olarak yardýmcý doçentlikte dört ya da beþ sene kalýndýðý varsayýmý ile benim yaptðým çýkarsama 29 bin 614 yardýmcý doçentten üç bini ya da belki de biraz fazlasýnýn doktoralarý yurtdýþý kökenli.

Yukarýda yine belirtmiþ idim, bu yurtdýþý doktoralarýn da bir bölümü, mesela yarýsý diyebiliriz, bu daðýlýmý bilemiyorum, bizim doktoralardan daha deðerli olmayabilir.

Türkiye ekonomisi ve dünya ekonomisi çok deðiþik bir döneme girdi, yaratýcýlýk çok ön planda, þirketler artýk nesillerarasý sermaye birikimine deðil, bir defalýk dahilerle büyük paralar kazanýyorlar, bu anlamda nitelikli doktoralar çok ama çok önemli.

Ve Türkiye’nin de yükseköðretimde en büyük sorunu doktora düzeyinde ve bu sorunun kökenleri çok önemli.

Daha önce de yazdým, bir süre vasat doktoralar üreten bir sistemden vazgeçelim, vasat doktoralarýn bir anlamý yok, ABD ve Ýngiltere’ye çok sayýda doktora öðrencisi gönderelim, her sene Üniversitelerarasý Kuruldan denklik talep eden doktora sayýsý altý, yedi bini aþsýn, sistem kanýmca ancak bu þekilde zaman içinde bir yere oturabilir görüþündeyim.

Sistemin içinde vasatlarýn aðýrlýklý bir yere sahip olmasý ortalamayý vasatýn da altýna çekiyor, bunu da unutmayalým.

Bir de, artýk, bu resmi denklik meselesini de bir düþünelim, üniversitelerin de bir piyasasý var, bu piyasanýn en iyi denkliði vereceðini düþünüyorum.