Kaftancýoðlu ve Ahmet Türk meselesi

Önce meseleyi doðru koyalým: Mesele tahammül meselesi deðil; tahammül mülkünü yýkma meselesidir. 

Canan Kaftancýoðlu hiç de tahammülü olan biri deðil. Tersine dibine kadar kindar ve tahammülsüz. Kime mi? Erdoðan’a mesela. Erdoðan’ýn þahsýnda milyonlarca dindar insana... 

15 Temmuz gecesi darbecilere kin duyacaðýna, dahasý FETÖ’cü darbecilere karþý isyan çaðrýsýnda bulunacaðýna kalkýp o darbecilere ölümüne direnen insanlarý tahkir ve tezyif etmekten kaçýnmýyor. “Allah u Ekber!” nidalarýyla o insanlarýn “masum askerleri boðazladýðý!” yalaný üzerinden destansý bir mücadeleyi itibarsýzlaþtýrmaya çalýþýyor. 

“Boðaz kesmek!” yalaný üzerinden DEAÞ teröristleriyle o yiðit insanlarý ayný kefeye koyma çabasýna eþlik eden sözlü hakaretlere Arýnç gibiler tahammül edebilir ama biz asla tahammül edemeyiz. 

“Tayyip Erdoðan nerdesin! Allah belaný versin!” diyen bir hayasýz ve hakaretamiz Kaftancýoðlu zihniyetine tahammül etmek haysiyetli insanlarýn tarzý olamaz. 

Bu bir “ifade özgürlüðü” deðildir. Bu hukukun konusuna giren bir suçtur. Yalan, iftira, kin, nefret ve hakaret suçu. Dünyanýn neresinde olursa olsun bu suçu sözlü olarak iþleyenler soluðu mahkemede alýrlar. 

Dahasý var... 

Diyelim ki Paris’te bir partinin temsilcisi sýfatýyla kalkýp DEAÞ’ýn kurucularýný “Devrimci!” diye selamladýnýz, onlara övgü üstüne övgü yaðdýrdýnýz, yetinmeyip “Fransýz devleti seri katildir!” dediniz, ne olur? 

Deneyin de görün. 

Fransa’da DEAÞ’lý teröristleri ucundan kýyýsýndan övün de baþýnýza ne getirirler görürsünüz... 

Türkiye’de PKK teröristlerine veya gezideki terör örgütlerine tek laf etmeden, dahasý onlarý arkalayarak devleti “seri katil!” ve “katliamcý!” diye suçlayanlara mahkemelerin iliþmemesi gerektiðini söyleyenlerin bir de bize “tahammül” ve “ifade özgürlüðü” üzerinden saldýrmalarý ne yaman çeliþkidir. 

Kaftancýoðlu familyasýna mensup olanlar ne söylerlerse söylesinler “ifade özgürlüðü!” sayýlacak ama biz kalkýp eleþtirel ifadelerimizi dile getirdik diye “tahammülsüz!” olacaðýz öyle mi? 

Hadi ordan! 

Asýl siz tahammül nedir öðrenin de ondan sonra konuþun! 

Kaftancýoðlu konusunda tahammülü salýk veren bir zatýn kendisine yönelik en ufak eleþtiri karþýsýnda tahammülü aþan bir saldýrganlýða baþvurmasý ayrýca manidardýr. Tahammülü salýk verenlerin asýl kendilerinin tahammül sahibi olmalarý gerekmez mi? Canan Kaftancýoðlu’na tahammülsüzlük söz konusu deðildir. Söz konusu olan fikirleri deðil, aleni tahkir ve tezyif içeren, kin ve nefret suçu kapsamýna giren hayasýz ve hakaretamiz saldýrýlarýdýr. Teröre ve terör örgütü mensuplarýna arka çýkan sözleridir. Bunlara tahammül etmemek de demokrasinin bir gereðidir. 

Ve bütün bunlarý en sert biçimde eleþtirmek de “ifade özgürlüðü” kapsamýndadýr. 

*** 

Ahmet Türk meselesi sadece Ahmet Türk meselesi deðildir. 

Bu bir sistem meselesidir. 

PKK’nýn bizzat tayin edip yönlendirdiði ve doðrudan kayyýmlarý/komiserleri marifetiyle yönettiði bir sistemi görmezlikten gelip “Ahmet Türk’ü tanýrým, þöyle barýþçýldýr, böyle iyidir!” demek, Erdoðan baþkanlýðýndaki hükümetin aldýðý doðru bir kararý içerden sabote etmeye yöneliktir. 

Bu düpedüz bir itibarsýzlaþtýrma operasyonudur. 

Bu içerden yapýlan siyasi sabotaja karþý çýkmanýn Ahmet Türk için denilen o laflara karþý çýkmak anlamýna gelmediðini söylemeye bile gerek yok. 

Baþkan Erdoðan Hükümetinin aldýðý bu karar Ahmet Türk’ün þahsýyla ilgili deðildir; Ahmet Türk’ün de içinde bulunduðu PKK yönetim sistemiyle alakalýdýr. 

Ahmet Türk’ü kiþisel tanýþýklýklar üzerinden savunup Erdoðan Hükümetinin kararýný ve siyasasýný içerden itibarsýzlaþtýrmaya çalýþmak iyi niyetle zinhar baðdaþmaz.