Kahramanlar da birgün ölür

X Men 2000 yılında sinema salonlarında karşımıza çıktığında benim gibi fantastik, bilimkurgu sevenler için büyük bir macera başlamıştı. Özellikle Hugh Jackman’ın canlandırdığı Wolverine karakteri mutant olarak bizim için ayrıcalıklıydı. Biraz huysuz ve uyumsuzdu. Bu huyları da bizi kendine bağlayan sebeplerdi. 17 yıl bu ilk kahramanların maceralarıyla yaşadık. Bazen bütün mutantların mücadelesini bazense Wolverine’in kendi maceralarını seyrettik. Bu 17 yıl içinde kimler geldi geçti... Hugh Jackman, Patrick Stewart, Ian McKellen, Famke Janssen, Halle Berry, Rebecca Romijn, Brian Cox, Taylor Kitsch, Ryan Reynolds, James McAvoy, Michael Fassbender, Kevin Bacon ve daha sayamadığımız niceleri... Kısacası süper kahraman serilerinin en geniş kadrolarından birini barındırdı ‘X Men’. İlk jenerasyon bu hafta vizyona giren ‘Logan’ filmiyle bize veda etti. 2018’te yeni bir X Men gelecek ama oradaki kahramanlar farklı isimlerde genç oyuncuların canlandıracağı başka maceralara atılacaklar. ‘Logan’ filmi ilk jenerasyona veda ederken aynı zamanda gelecek X Men’lerle de tanıştığımız bir bölüm. Kahramanlarımızın ölümlerine alışmadığımız için ‘Logan’ filmi bizi biraz etkiledi. Filmde eski kahramanlardan Doktor Charles ve Wolverine var. İkisinin de ölümünü görüyoruz. Zaten Wolverine’i canlandıran Hugh Jackman bu filmden sonra bir daha aynı karakteri canlandırmayacağını açıklamıştı. Filmin hikayesi ilginç, dünyadaki mutant nüfusu azalmış, X-Men dağılmıştır. İyileşme gücünü kaybetmeye başlayan Logan, bir yandan iyice yaşlanan Profesör X’e bakmakta diğer yandan da şoförlük yaparak geçinmeye çalışmaktadır. Bir gün Laura adında bir kızı arabayla Meksika sınırına götürmesi istenir. Güçlü ve kötücül bir şirketin peşine düştüğü Laura’nın Logan’la bağları ortaya çıktıkça ikilinin kaçışı da gitgide zorlaşacaktır. Doktor X yani Charles 90 yaşındadır, Wolverine ise beyazlaşmış saçları, sakallarıyla 60’larına gelmiştir. Tam bu noktada sınırı geçmesi için yanına aldığı Lora’nın gizli güçleri ortaya çıktığında Wolverine’in kızıyla da tanışmış oluruz. Bu kadar küçük bir kızın izbandut gibi askerleri yere sermesi ancak bu kadar gerçekçi canlandırılırdı herhalde. Bence filmin en büyük başarısı aksiyon sahnelerinin böylesine gerçekçi çekilmesi. Kötü adam ise Dr. Rice rolünde yılların oyuncusu Richard E. Grant. Diğer maceralardaki kötü adamlara göre çok daha sakin bir performans gösteren Dr. Rice yaptığı kötülüklerle Magneto’dan geri kalmıyor hatta daha da kötü olduğunu söyleyebiliriz. Hikayenin dışında bizi asıl rahatsız eden ise ilk jenerasyonun kahramanlarını bu kadar yaşlanmış görmek; bir de ölümlerine şahit olunca biz de kırlaşan saçlarımızın farkına vardık. Kalbimiz hafiften burkuldu. Zaman ne kahraman dinliyor ne kötü...

“‘Logan’ filminin kötü karakteri    Dr. Rice şimdiye kadar gördükerimiz içinde en zalim olanı.” 

FİLMİN KÜNYESİ