“Kahrolsun PKK” diyemeyen muhalefetin ülkesi

PKK'nýn sivilleri dahi katletmekten çekinmediði malum. Önce Kürtler arasýnda korku salmak için köy baskýnlarý yaparak baþladý öldürmeye. Yýllar içinde yükselttiði eylem grafiðine herkesi soktu. Çocuk, öðretmek, imam, çarþý pazardaki insan, dershanedeki öðrenci, iþ çýkýþý servis bekleyen emekçi ayýrt etmeksizin katletti PKK.


En son 6 sene önce kaçýrdýðý 13 sivili bir maðarada katletti.

"Yere sigara izmariti bile atmayan" PKK'lýlar 13 sivili katletti!

Fakat yine birileri yayýnladýklarý kýnamada PKK'nýn adýný anmadý.

40 yýllýk bir örgüt, yaþýtlarý çoktan sahneden çekildi. PKK ise defalarca zayýf düþürüldü, bitme noktasýna getirildiði halde bir türlü yok edilemedi. Neden? Çünkü her seferinde arkasýnda bir güç onu destekledi.

Devlet dýþý örgütlerin baþka devletlerce, istihbarat örgütlerince askeri ve istihbari anlamda desteklenmedikleri koþullarda uzun ömürlü olmalarý imkansýzdýr. PKK her zaman bir deðil bir kaç hami edinebildi. Soðuk Savaþ sonrasý sürece pek çok devletten daha çabuk adapte oldu. ABD'nin, 11 Eylül saldýrýlarýnýn ardýndan Irak'ý iþgalini PKK kendini için fýrsata çevirmesini bildi.

KCK çatý yapýlanmasý ve Suriye'deki PYD'nin kurulmasý da bu süreçte gerçekleþti.

Suriye iç savaþý ise PKK için bulunmaz fýrsat oldu. Çünkü istikrarsýzlýðýn bozulmasý ve çökmüþ devletler, illegal örgütler için en ideal koþullarý oluþturur. PKK da Suriye vasatýndan bir muhtariyet koparmak ve Türkiye'yi istikrarsýzlaþtýrmak için çözüm sürecini sonlandýrarak þiddet eylemlerini artýrdý. Bu planý Türkiye bozdu bozmasýna ama ABD, belli ki sonuna kadar PKK'ya olan desteðini sürdürecek.

PKK, Suriye'deki fiili durumu kendini meþru siyasi bir aktör konumuna taþýmak için de kullanýyor. Avrupa ülkelerinde aktif siyaset yaptýklarý sol partileri zaten yanlarýn almayý baþardýlar. Merkez partiler nezdinde bile PKK'nýn terör listesinden çýkarýlmasý için lobi faaliyeti yürütüyorlar.

Bu anlamda PKK kendini YPG'den ayrýþtýrma ihtiyacý bile hissetmiyor. Bilakis YPG'ye dair olumlu algý üzerinden Avrupalý devletler nazarýnda meþrulaþmak istiyor.

Gel gör ki muhalefetimiz bu tezgahý anlamamakta ýsrar ediyor. Aslýnda anlýyorlar. Çok da iyi biliyorlar neyin ne olduðunu. Hatta kurulan tezgahta onlara da vazife verilmiþ.

PKK'ya yarým laf etmemeleri, HDP ittifakýndan milim taviz vermemeleri baþka nasýl açýklanabilir?

Farkýnda mýsýnýz, PKK askeri olarak çok ciddi zarar gördü. Ýçerideki ve dýþarýdaki baþarýlý operasyonlar sayesinde büyük kayýplar verdiler. Elebaþlarý bir bir imha ediliyor. Üstelik artýk yeni eleman da kazanamýyorlar.

PKK'lý teröristler, Avrupa basýnýna, Ýsrail basýnýna röportaj verip SÝHA'lar yüzünden baþlarýný inlerinden çýkaramadýklarýndan aðlýyor ve yardým dileniyor. Ama bir o kadar da siyaseten güç kazandýlar. Çünkü Türkiye düþmanlarý, Türkiye'ye kimin zarar verme imkaný varsa onun arkasýnda birleþiyor.

FETÖ ve PKK'ya saðlanan imkanlar bu yüzden.

Ama asýl önemli olan içimizdekiler, muhalefet partilerimizin tutumu.

ABD, nasýl ki PKK'ya arkasýný dönemiyor, çünkü Türkiye'nin PKK belasýndan azad olmasýný istemiyor; muhalefet partilerimiz de Erdoðan'ý devirmek için güç birliði yapmalýyýz düþüncesiyle HDP'yi gözden çýkaramýyor. Dolayýsýyla PKK'yý incitecek bir harekette bulunamýyorlar.

Ne aþaðýlýk bir iliþki...

Ülkücü olduðunu söyleyen Ýyi Parti lideri Meral Akþener bile, "Öcalan'ýn heykelini dikeceðiz" diyen, terörist cenazelerine gitmeyi partililere þart koþan, 'serhildan' emrini Kandil'den alýp 6-8 Ekim kanlý kalkýþmasýný baþtadan Demirtaþ'a arka çýkabiliyor.

PKK iþte bu yüzden bitmiyor.

Her zaman kendisini þýmartacak birileri buluyor.

ABD, PKK'yý ordulaþtýrýrken bizim muhalefet partilerimiz onlar vatanýný savunan insanlar diyebiliyor.

PKK 13 sivili katlederken bile "Kahrolsun PKK" diyemiyor.

Veyl olsun onlara!