Kahve bahane

Belmin Söylemez’in ödüllü filmi Şimdiki Zaman genç bir kadının hızla değişen sosyal çevresindeki  gelecek kaygısını renkli bir dille anlatıyor.

Etrafımızdaki dünya hızla değişir, elimizdeki her şey kayıp giderken tutunmaya çalışırız: Bir insana, bir amaca, bir hayale.  Şimdiki Zaman’ın kahramanı Mina da aramızdan biri: Evsiz, işsiz, güvencesiz bir genç kadın. Gelecek kaygısı onu şansını yurtdışında denemeye yöneltmiş. Gitme hayaliyle tutunuyor hayata. Liberal ekonominin ucuz işgücü yaratmak için bilinçli bir politikası olan işsizlikten mustarip, oturduğu evi aynı ekonominin sıcak para araçlarından kentsel dönüşüm için boşaltması gerek. Deniz bitmeden ufka yelken açmalı... Mina da çareyi yurtdışına gitmekte arıyor.

Belmin Söylemez’in Haşmet Topaloğlu ile birlikte yazdığı senaryo, hazin bir toplumsal gerçekçi film olabilirdi... Ama yukarıdaki öyküyü yaşama sevinci ve mizahla harmanladılar. Ortaya görsel olarak da karşılığını beyazperdeye yansıttıkları renkli ve nükteli bir film çıkardılar. Sanat yönetiminden oyuncu seçimine dek hemen her ayrıntısıyla iyi hesaplanmış, üslup sahibi bir yönetmenin elinden çıktığını belli eden titizlikte bir yapım Şimdiki Zaman. 

KARİZMATİK OYUNCU

Mina, kendisini gidene dek idare edecek bir iş ve aynı kaderi paylaştığı dostlar buluyor Şimdiki Zaman’da. Bir Beyoğlu kafesinde moda olduğu üzere kahve falı bakıyor! Onu işe ısındıran Fazilet ve kafenin sahibi Tayfun ile birlikte yalnızlıklarını paylaşmaya başlıyorlar. Filme adını veren şimdiki zaman Mina’nın günü kurtarma duygusuyla, Fazilet’in her ne pahasına olursa olsun hayatın tadını çıkarma azmiyle, Tayfun’un vazgeçmişliğiyle ilintili. Filmin bir kahramanı da İstanbul’un ta kendisi: Geçmişi yüzyıllardır kendisinden parça parça koparılmakta olan kadim kentin yalnızlığı ve gelecek kaygısıyla da örtüşüyor bu karakterlerin ruh halleri. Zamanın ve mekanın ruhunun birer parçası onlar da. Paylaşılan zaman ve ortak ruh halinin filmdeki yaratıcı ifadesi, kahve falı. Mina’nın kahve falına bakarken yaptığı geleceği okumak değil, elbette. İçinden geçenleri dile getiriyor ve bu da müşterilerinde karşılık buluyor. Mina gibi çalışan, sosyal hayatı olan kentli kadınların, dertleri, kafa karışıklıkları, kararsızlıkları, çıkışsızlıkları ortak. Kahve bahane oluyor bu paylaşıma. Mina adeta kendi sesini dinler gibi konuşurken karşısındakinin duygularını da dile getiriyor. Metindeki incelikler, mizah filmde karşılığını buluyor. Kentin hazin manzarası ve eevin harap haliyle cafe’nin duvar panolarındaki peyzajların tezatı Mina’nın gitmekle kalmak arasındaki çelişkisinin bir yansıması sanki. Fal bakma seanslarındaki teatrallik her şeyin bir oyun olduğu duygusunu yansıtabiliyor. Oyun demişken oyuncuların başarısına da özellikle değinmek gerek. Şenay Aydın her daim enerjisiyle dikkat çeken, kendini yüzde yüz rolüne adayabilen bir oyuncu. Fazilet rolünde de her zamanki başarısını tekrarlıyor. Çocukluğundan beri setlerde olan Ozan Bilen. beyazperdedeki en iyi iki performansından birini veriyor. Başrol oyuncusu Sanem Öge, sahnedeki karizmasını perdeye aynen taşıyıp kameraya çok iyi uyum sağlamış. Söylemez, duruluğu ve durgunluğuyla kendisini andıran Öge’yi özellikle seçip bir tür alterego’su olarak düşünmüş belli ki. Bu da filmin ve karakterin inandırıcılığına ve etkili oluşuna hizmet etmiş.

FİLMİN KÜNYESİ

Yönetmen: Belmin Söylemez

Senaryo: Belmin Söylemez, Haşmet Topaloğlu

Görüntü: Peter Roehsler

Oyuncular: Sanem Öge, Şenay Aydın, Ozan Bilen

Tür: Drama

Yapım: 2012, 110 dakika.