Kalbi havlayanlar için Gazze ısırılacak kemiktir

Yoğun bomba yağışı nedeniyle yaşamaya süresiz ara verilen yer "Gazze". Haritanın üzerinde ekmek yesek kırıntının bile isabet etmeyeceği kadar yoklar. Işıkları hiç yoktu ama Mescidi Aksa'yı gören pencereleri vardı, onun aydınlığı yeterdi. Özgürlüğe olan inançları, ekmeklerinden tazeydi... Çünkü onlar onura ve hakikate doymuşlardı. Yoksullardı ama sefil değillerdi, şikâyet etmiyorlardı, sitemleri hep kendilerineydi.

İsrail, yerlerinden edebilirdi ama iman adlı yurtlarından edemedi. Ölmeyen çok şey vardı Gazze'de... Netanyahu " Hiçbir yere gitmiyoruz" mesajını aldıkça ağzı köpüklenmiş bir ayı gibi bal kovanı çocuklara saldırıyor. Ey İsrail'in bozuk bağırsağı Netanyahu, senin damarından kan çekilir, boğazından can çekilir ama Filistinli kardeşlerimiz çaldığın topraklardan çekilmeyecek!

Şimdi gelelim buraya! Burası Türkiye... Kızıl Elma'nın kurtları da salyalanma yarışına girdi.. Her yıl kendi çöplerinde birbirlerine sirkler kurup, çadırlar donatan, şöhret adlı mumyalarını iç organlarıyla dolduran yastık kılıfları dün birbirlerini ödüllendirdiler.

Çarkları var bunların... Her sene aynı sıfatlarca yağlanmış çarkları. Dişliler kendine kürdan arıyor bu gecede. Kürdanlar ağızlarda geveleniyor, zeminin kaygan olduğunu bildiklerinden zincirsiz çıkamıyorlar o sahnelere. Zincir hazır! Zincir "Geçici körlük".

Müslümanlar ölürken kör ol ki seni göreyim... Sağır ol ki sesini duyayım... Birbirlerine verdikleri mesajlar, dünyaya verecekleri mesajlardan çok daha kıymetli. Cüzdanına yağacak olanın peşinde olan, Gazze'ye yağan fosforun derdinde olabilir mi?.. Olamazdı, olmadı da.

Dün bir oyun konsolu kadın... Kelimeleri çamurlu yolda yuvarlaya yuvarlaya duvar dibine bıraktı.

Evde Loli adlı köpeğini yalnız bırakmış. Bilmiyorum o köpek ne konuşulmayacağını bildiği için kendini evde unutturmuş bile olabilir. Ya da sahibi, vicdansızlığın köpeği olduysa o da bana gerek yok deyip gelmemiş de olabilir.

Neyse, evde yalnız bıraktığı köpeği için höykürürken aynı saatlerde Gazze'de bir anne toprakta yalnız bıraktığı bebeği için haykırıyordu. Yayında ve yapımda emeği geçen diye başlayan kadük cümleler bile gecesini kurtarabilirdi.

Öyle yapmadı, ona ayrılan sürenin gırtlağına yapışarak sırf acıtmak için bebek değil köpek diyerek dalgasını geçti. Bunlar böyleydi, Gazzeli bebeklere köpek, köpeklerine bebek gibi bakan vicdan porsukları bunlar... Her ateşin yelpazecileri, ışıltılı hayatlarının şarjı bitince el fenerine abanan bu aç kitlenin saçmalıklarına Gazzeli kardeşlerimiz pek tabi muhtaç değildi.

Sizden hiçbir şey beklemiyoruz... Lütfen dalganızı o ev tipi akvaryumlarınızda geçin, bu kardeşlerimizin acısıyla dalga geçemezsiniz. Onların lime lime edildiği gecede siz ağzınıza burnunuzu park ederek, ayaklanmış çiklet gibi sıvazlayarak "Köpeğim evdeaah" diyemezsiniz.

Siz sadece oyuksunuz. Oyuk... Sistemin açtığı oyuklarsınız...

Vicdansızlığın bataklığından başka hiçbir işe yaramayan bu ödül gecesinin adı Altın Kelebek olamaz, olsa olsa Altın Sinek olur...