Kalbinde kaç kiþilik yer var?

Birlik ve beraberlik adýna çok renkli bir toplantýda katýlýmcýlardan biri, “Arkamda kýrmýzý ýþýkta korna çalan birine hala kýzýyorum, kalbimde ona yer veremiyorum” dedi. Nicedir düþündüðüm sorunun cevabý gelmiþti. Kiþiler Tevhid’den tefrikaya düþtüklerinde gönüllerindeki sandalyelerin çoðu boþ, atýl kalýyor. Böyle olunca Ömer Hayyam’ýn dediði gibi öðrenemiyoruz bir türlü halden anlamayý “Ya sýrtýmýza alýp taþýyoruz, ya ayaðýmýzýn altýna alýp çiðniyoruz. Yaratýlmýþý, Yaradandan ötürü sevmek lazým yani TEVHÝD.

Hayatý sadece kalbinde yer verdiklerinden ibaret sayanlar, ülkemizi ilgilendiren sorunlarda tüm vatandaþlarýmýz açýsýndan kalýcý ve aklýselim çözümler yerine genellikle inandýklarý gruplara hizmet etmeyi tercih ediyorlar. Bu nedenle milletimiz sosyal, ekonomik ve siyasi alanda kalýcý ve barýþçýl çözümler yerine; yavan, sesi yüksek, geçici ört baslarla belirli zümrelerin menfaatini saðlayan çözümsüzlüklere hapsettiriliyor. Tam sen ben kavgasý... Tevhidden tefrikaya geçiþin vahametidir bu, ne yazýk...

Þimdi soruyorum kalbinde kaç kiþilik yer var? Sadece beyaz Türkler mi oturuyor yoksa ýrkçýlar veya sadece Kürtler, inananlar, inanmayanlar güzeller daha güzeller kaç kiþi... Eðer kalbinde birçok insana yer yoksa ne onu anlayabilir nede tanýyabilirsin. Anlayýp tanýmadýðýn birinin halinden nasýl anlayacaksýn, çözümsüzlük yerine çözüm nasýl üreteceksin...

Hz Mevlana’nýn dediði gibi “Çiçekleri büyüten yaðmurdur, gök gürültüsü deðil.” Kürt meselesi Türkiye’nin en önemli problemlerinden biridir. Bu gerçeði yok saymak, gizlemeye çalýþmak ya da bunun üzerinden çeþitli “özel harekât planlarý tertiplemek” gök gürültüsünden baþka bir þey deðildir. Bu milletin yaðmurlara ihtiyacý var...

Yaþanan bu yeni süreç içerisinde herkes kendini biraz buruk, biraz endiþeli birazda tedirgin hissediyor. Uzlaþtýrýcý bir orta yol, “aðlayana gül, inleyene sus diyerek” bulunamaz. Çözüm istiyorsak öncelikle kalbimizde herkese bir yer açmalý böylelikle insaný tanýyýp, halden anlamalýyýz. Yani önce kendimizi deðiþtirmeliyiz sonra dünyayý deðiþtirmek daha kolay. O zaman kelimeleri güçlü, insanýn onur ve haysiyetine, milli ve manevi deðerlerimize uygun, halden anlayan, kalýcý çözümler bulup huzur ve barýþý saðlayabiliriz.

Hz Mevlana’nýn dediði gibi; “Baþkasýnýn yerine koy kendini; Aðlayan birine ‘gül’, inleyen birine ‘sus’ deme. Aðlayana omuz ver, inleyene çare ol...”