Saðdaki döþek fotoðrafýný ben çektim.
Soldaki de büyüdüðüm Küçük Ayasofya sokaktan...
Bazen bir fotoðraf yüzlerce kelimeye bedel olur.
Bu iki döþek bende böyle bir etki býraktý.
"Þu anda kim acaba bizim 40 yýl önce verdiðimiz mücadeleyi veriyor?" diye düþündüm. Çocukluðuma gittim...
80'li yýllar 12 Eylül darbesinin ülkede yarattýðý yýkýmý herkes hissediyor.
Yokluk yýllarý yani; þekerli çaya kuru ekmek bandýrýp kahvaltý yaptýðýmýz, biri atölye olan iki odalý gecekonduda yaþadýðýmýz günlerdi.
5 kardeþtik, iki somya büyüklerindi.
3 kardeþ, ben, Recep ve Bilhan bir döþekte yerde yan yana uyuyorduk,
1700'lerde inþa edilen Mehmet Efendi çeþmesinden eve bidonla su taþýyorduk. Küçük tüpte yemek yapýlýyor, bulaþýk, çamaþýr elde yýkanýyordu ama yine de mutluyduk. Çünkü mahalledeki herkesle benzer þartlarda yaþýyorduk. Sonra bugünü düþündüm.
Çekirdek aileler 2+1 evlere sýðamýyor. Büyüklere zaten yer yok. Ýki kardeþ oda kavgasý yapýyor. Küçük olan "oda benim de hakkým" diye isyan ediyor. Bir odaya iki kardeþ sýðamýyor.
Onlara kýzmýyorum elbette, zira onlar böyle bir hayatýn içine doðdular. Ve o yaþam standardýndaki en küçük bir kýrýlmayý büyük bir kabus sayýyor, karalar baðlýyorlar. Sonra aklýma yaþamlarýmýz gibi ülkenin içinden geçtiði durum geldi. Nereden nereye geldik diye düþündüm.
Çocuklarýmýz bilmiyor, biz de anlatamýyoruz.
Zira ne anlatýrsak anlatalým aldýðýmýz cevap "Sizin zamanýnýzda öyleymiþ, þimdi böyle" ya da "Var ki harcýyoruz" þeklinde oluyor.
"Tasarruf etmeyi, bölüþmeyi, daha az tüketmeyi unuttuk mu?" diye düþünüyorum. Bir numara büyük alalým seneye de giyer yýllarýndan, o marka olmazsa ben giymem zamanlarýna...
Ne diyelim zamanýn ruhu böyle de diyebiliriz, kendimiz ettik, kendimiz bulduk da, zira "biz çektik, onlar çekmesin" deyip pamuklara sarýp büyütüyoruz hepsini
ERMENÝSTAN BARDAÐI TAÞIRDI
Azerbaycanlý 4 polisin þehit olduðu bombalý tuzak, bardaðý taþýrdý. Bakü yönetimi antiterör önlemi almak için Karabað'da hedefleri tek tek vurmaya baþladý. Oysa Cumhurbaþkaný Erdoðan ABD'ye gitmeden hemen önce, Ermenistan Baþbakaný Paþinyan'a köprüden önceki son çýkýþý göstermiþti.
Erdoðan, "Gelin þu anda iþin içinde olan Sayýn Putin, Sayýn Aliyev, þahsým ve Paþinyan hep birlikte dörtlü olarak böyle bir toplantýyý yapalým. Adýmý da ona göre atalým" demiþti. Paþinyan kendisine uzatýlan eli tutmadý. ABD'ye, Ýran'a güvendi ama güvendiði daðlara da belli ki kar yaðdý.
ELON MUSK NE ÝSTEDÝ?
Kitabýn ortasýndan konuþalým. Elon Musk, Türkiye'den Starlink uydularý için izin istiyor. Erdoðan, "Türkiye'ye Tesla fabrikasý kur, TEKNOFEST'e buyur gel, bir bakarýz" mesajý verdi. Musk'ýn koltuðunun altýnda Erdoðan'ýn "Daha Adil Bir Dünya mümkün, Dünya 5'ten büyüktür" mottosunu anlatan kitaplar vardý. Yýllar önce bir sesti þimdi uluslararasý platformlarda daha gür konuþuluyor. BM'deki reform ihtiyacýný herkes kabul ediyor.. Belçika merkezli düþünce kuruluþu Carnegýe Europe'ýn analizi bu süreçte dikkat çekici. Zira Erdoðan'ýn cesur adýmlar attýðýný, Ankara'nýn Türkiye merkezli bir dýþ politika inþa ettiðini yazdýlar. Takdir sizin.
CHP Genel Baþkaný Kemal Kýlýçdaroðlu, Tele1 dayanýþma gecesine katýldý.
Millete açtýðý 2500 davayý düþünmeden, Türkiye'nin aydýnlar için bir cehennem haline geldiðini öne sürdü. Türkiye'yi bir cezaevine benzetti. Kendisinin de yarý açýk cezaevinde yaþadýðýný iddia etti. Kýlýçdaroðlu'nun cezaevinde olduðu için karalar baðladýðý kiþi Merdan Yanardað, Tele1 ekranýnda teröristbaþý Öcalan'ý övdüðü için tutuklandý. Yani belli ki Kýlýçdaroðlu, seçimlerdeki "Bozkurt Kemal" modunu kapattý.
Merdan Yanardað kim diye soranlara küçük bir hatýrlatma,
Memleket Partisi Genel Baþkaný Ýnce'nin "Mangýrcý Merdan" açýklamasýna baksýnlar. Google yazýn çýkar. Not: Muhalif medya hala Kýlýçdaroðlu'nun "Para alýp yazý yazan, söz söyleyen gazeteciler"i açýklamasýný bekliyor. Kim bu gazeteciler?