Kaleciye pas yasak deðil ki!

Kendileri açýkladý. Ne Beþiktaþlý ne Fenerbahçeli futbolcular ve de iki takýmýn teknik adamlarý o kuralý biliyormuþ!

Bence kuralý bilen hakemler de ‘gerekçesini ve nasýl yorumlanmasý gerektiðini’ bilmiyorlardý...

Takým arkadaþýnýn ayakla verdiði pasý kalecinin elle tutmasý yasaklandýðýnda, bu kuralýn delinmesini de önleyecek bir ayrýntý üzerinde duruldu. Yerdeki topu ayakla zýplatýp yukarý doðru vurarak, dizle ya da kafa ile kaleciye vermek de yasaklandý. Bunun gerekçesi ‘alay eder gibi kuralý deldirtmemekti...’

Hani “geri pas vermek yasak” der dururuz ya bu söz yanlýþtýr. Geri pas vermek yasak deðildir. Ayakla verilen pasý kalecinin elle tutmasýdýr yasak olan. Ayakla verileni ayakla ya da kafasý ile ne bileyim kalçasý ile bile karþýlayabilir kaleci.

Gelelim sadede:

BJK-FB maçýnda Beþiktaþlý Dany yerdeki topu ayaðýyla kaldýrýp kafasý ile vermedi kaleciye. Hakem topu yere atmýþ, top zýplamýþtý. Ortam çok uygundu, herkes duruyordu ve Dany o zýplamýþ topu ayakla yükseltip, kafasý ile kaleci Tolga’ya attý. Olay son derece açýktý. Kuralý delmeye, kuralla dalga geçmeye yönelik bir hareket yoktu. Ve Tolga da Dany’nin kafasýndan gelen topu elle tutmadý! Ayaðý ile kontrolüne aldý. Burada niyet asla kötü deðildi. Centilmenliðe aykýrý, sportmenlik dýþý bir hareket yoktu.

Hakem Özkahya kuralý elbette biliyordu, ancak niyetin bozuk olup olmadýðýný süzemedi. Zira kendisi gözlemlemedi... Arkasý dönük uzaklaþýyordu.

Hakem Özkahya ve onu uyaran yardýmcýsýnýn yorum hatalarý vardý.

Ve de oyuncular ile teknik adamlar da ‘kuralý hiç bilmemekle’ hatalýydýlar. Futboldan çok büyük paralar kazanan insanlarýn böyle bir kuralýn varlýðýndan haberdar olmamalarý üzücü.

Sevindiren bir boyut da var:

Kuralla ilk kez karþýlaþan ve belli ki o an ‘Çok yersiz bularak’, bu bakýþlarý doðrultusunda, kendilerine yarayacak bir atýþta topu rakibin yararýna dýþarý gönderen Fenerbahçelilerin tutumunu alkýþlamak gerekir. Rakibinin uðradýðýný varsaydýðý haksýzlýðý kendinden özveride bulunarak ortadan kaldýrmaya çalýþmak deðer verilmesi gereken erdemli bir tutumdur.

Sporun asýl amacý da insanýn bu bilge yanýný ortaya çýkarmak ve beslemek. Dilerim o maçýn içindeki güzel örnekler giderek yeþerir, çoðalýr.