Hakan Yýlmaz ile Emre Erdoðan'ýn Avrupalýlarýn Türkiye ve Türkler hakkýndaki algýlarýný 'Bizi Yanlýþ Tanýyorlar' baþlýðýyla yayýnladýklarý çalýþma, son derece önemli bazý ipuçlarý veriyor.
Araþtýrma 2009 yýlýnda Almanya, Fransa, Ýngiltere, Ýspanya ve Polonya'dan biner kiþi olmak üzere toplam 5 bin kiþiyle yapýlan görüþmelere dayanýyor.
Bu beþ ülkede 'bir Türk'le tanýþtýnýz mý?' sorusuna % 71.4 olumlu yanýt verilmiþ, ama 'Türk arkadaþýnýz oldu mu?' sorusuna sadece % 29 oranýnda evet yanýtý alýnabilmiþ.
Türkiye ve Türkler hakkýnda bilgi sahibi olmalarýyla ilgili en çarpýcý örnek ise, Türkiye'nin üye olduðu kuruluþlarla ilgili sorulara verilen yanýtlarda ortaya çýkýyor. Avrupa Konseyi'ne Türkiye'nin üye olduðunu bilenlerin oraný sadece % 23, üye deðildir diyenler ise % 50'nin üzerinde. Muhtemelen insan hak ve özgürlükleri konusunda edinilen izlenim, bu örgüte üye olmaya yetmeyecek bir düzeyde algýlanýyor. Buna karþýn Türkiye bir askeri güç olarak görülmeye devam ediyor olmalý ki iki kiþiden biri Türkiye'nin NATO üyesi olduðunu biliyor.
Bununla birlikte bu beþ ülke ortalamasýna göre Türkiye % 68.5, Türkler de % 69.8 oranlarýnda olumlu algýlanýyor. Hatta o kadar ki, 'ailenizden bir kadýn bir Türk'le evlense, bunu destekler misiniz?' diye sorulduðunda % 61.6 destekleyeceðini söyleyebiliyor.
Öne çýkanlar
Türkiye hakkýnda bilinenlerin ne olduðuna bakýldýðýnda ise, % 91 oranýnda Ýstanbul baþta geliyor. Ardýndan sýrasýyla Truva, Galatasaray ve Antalya geliyor. Çalýþmadan anlaþýldýðý kadarýyla Türkiye hakkýnda bilgi sahibi oldukça bu ülkelerdeki olumlu algýlarda bir düþüþ oluyor. Bu durumda Avrupalýlarýn Türkiye hakkýnda nerelerden bilgi edindikleri sorusu öne çýkýyor.
Algýlarýn oluþmasýnda kiþisel deneyimlerin oranýnýn düþük olduðunu belirtmek gerekiyor. Diðer bir ifadeyle Türkiye hakkýndaki kanýlarýn çoðu, Türkiye'ye gelip görülerek edinilmiþ deneyimlere dayanmýyor.
Türkiye hakkýndaki bilgilerin esas kaynaðý, televizyondaki haber ve yorumlar. Ardýndan gazete ve dergiler geliyor. Siyasi liderlerin tutumlarý ile Avrupa'da tanýþtýklarý Türkler de Avrupalýlarýn algýlarýnda üçüncü sýrada rol oynuyor.
Bu arada belirtelim, çalýþmaya göre bu beþ ülkedeki denekler Avrupalýlarý Hýristiyan olarak tanýmlamalarýna raðmen Türklerin Müslüman çoðunluðunu bir olumsuzluk olarak görmediklerini ifade ediyorlar. Yine çalýþmadan çýkan sonuç, Avrupalýlarýn bir ülke hakkýndaki kanaatlerini daha çok demokrasi ve özgürlüklerin kalitesine iliþkin algýlarýyla oluþturduklarý.
Bilgi kaynaklarý
Çalýþmada ele alýnan ülkelerdeki eðilimler farklý sonuçlar ortaya koyuyor. Bu farklýlýklarý dikkate almak gerekir zira kamu diplomasisi açýsýndan faaliyetlerin hedef ve önceliklerinin her ülke için farklý olmasýna ihtiyaç vardýr. Örneðin Fransýzlarýn baþka ülke ya da halklar hakkýndaki algýlarýnýn oluþmasýnda siyasi liderlerin çok etkisi bulunuyor; yani Fransýzlar liderlerine bakýyor. Almanya'da ise insanlar sokaða, yaþadýklarý çevreye, kiþisel deneyimlerine, karþýlamalarýna bakarak kanaat oluþturuyorlar.
Ýngiltere'de ise insanlar daha çok okuyor ve baþka ülke ya da halklar hakkýndaki düþüncelerinde okuduklarý gazete-dergi makalelerinin etkisi diðerlerine oranla daha yüksek oluyor.
Bu tür çalýþmalar, bir yandan baþkalarýnýn algýlarýnýn ne olduðunu öðrenmeyi saðlýyor, baþkalarýnýn düþünmedikleri konularý sanki düþünüyorlarmýþ gibi deðerlendirme yapmanýn önüne geçiyor. Öte yandan kamu diplomasisi için yol haritasý sunuyor.