Kan, þiddet ve korkudan medet umanlar!

Hala geçmiþ karanlýk günlerin özlemiyle yanýp tutuþanlar var. Seçimi sadece kendi istedikleri parti kazandý mý içine sindirenler...tehditle oy peþinde koþanlar...gerçeklerle ilgisi olmayan vaadlerde bulunanlar... kendi yolsuzluklarýný unutup, emekli artý milletvekili maaþýyle Büyük Ada’da köþk edinenleri namus simgesi ilan edip rakibine hýrsýz diye baðýrabilenler...geleceðe yönelik hiç bi somut tasarýmý, programý olmayanlar...istikrarsýzlýktan beslenenler...bunlarýn  hepsi geçmiþ özlemi,yle yanýp tutuþuyor. Geçmiþ mi? Buyrun size geçmiþi hatýrlatayým!!! 

Tarih 17 Nisan 1978.   Malatya Belediye Baþkaný Hamid Fendoðlu iki torunu ve geliniyle birlikte öldürüldü. Bombalý paketlerle suikaste kurban giden ilk kiþiydi Türkiye’de. Malatya’da halkýn sevdiði bir belediye baþkanýnýn öldürülmesi bir raslantý deðildi elbete; Alevi-Sünni çatýþmasýnýn eþiðinen dönüldü son dakikada; onlarca iþyeri, yakýlýp yýkýldýktan sonra. Ýktidaraki CHP hemen MHP’yi, Adalet Partisi de CHP’yi suçladý.” Özel Harp” diye mýrýrldananlarý dinleyen olmadý.

Malatya Savcýsý 2006 yýlýnda, Zirve Yayýnevi cinayetleini soruþtururken , Hamido suikastýnýn “Siyah ve Beyaz Kuvvetlerce gerçekleþtirdiðini” öne sürdü; bu savýný kimi sanýklarýn üzerinden çýkan “belgelere” dayandýrdý. Bomba inceleme raporlarý, olay yeri tutanaðý, Hamido suikastýnýn darbeye zemin hazýrlmak amacýyla yapýldýðýný kanýtlýyor. Malatya’da çýkan olaylarý “daha önce hiç kentte görülmeyen kar maskeli adamlarýn halký tahrik etmesi sonucu” gerçekleþtiðini söylüyor görgü tanýklarý. Ama CHP diðer partileri suçladý. Diðerleri de birbirlerini...

Þimdi; 12 Eylül “Bayrak Harekat Planýnda” darbe tarihi 1979 olarak belirlenmiþti; koþullar tam anlamýyla oluþmadýðýndan bir yýl ertelendi. Ülkede her gün “saðdan” ve “soldan” birkaç kiþi öldürülüyordu. Alevi-Sünni yurttaþlarýmýzýn yaþadýðý kentlerde  “hareketlenmeler” vardý.  Hatýrlayýn 1978 Nisan ayýný: Ankara’dan Hamido’ya, Kahramanmaraþ’ta Alevi Dedesi, CHP Ýlçe Beþkaný Memiþ Özdal’a, Adýyaman Emniyet Þube Müdür Yardýmcýsý Abdülkadir Aksu’ya bombalý paketler yollandý. Bu kiþilerin seçilmesi raslantý deðildi. Bombalar üç ilde ayný anda patlasa ayaklanmalar baþlayacak, önü alýnamayacak çatýþmalar yaþanacak, asker “ortalýðý yatýþtýrmak için” olaylara el koyacaktý. Hamido’ya gönderilen paket 17 Nisan’da patladý, Memiþ Özdal paketten kuþkulandý geri verdi. Postanede iki memur paketi açtý, bomba patladý, memurlar öldü.  Aksu kent dýþýndaydý. Bomba uzmanlarý paketi Ankara’ya getirdi. Ýngiltere’den gelen iki bomba uzmaný paketi etkisiz hale getirdi. Yazdýklarý rapora göre “Kapsül Türk yapýmýydý. Pakette askeri amaçla kullanýlan C-4  ya da benzeri patlayýcý” madde kullanýlmýþtý. CHP diðer partileri suçladý;onlar da birbirlerini.

MÝT raporlarýndaysa suikast sonrasý çýkan olaylarýn “örgütlenmiþ” olduðu belirtiliyor. Hamido’nun ölümünden sonra üç gün süren olaylarda 8 kiþi öldü, yüzlerce kiþi yaralandý, üç gencin cesetinin bulunmasý, kent suyuna zehir katýldýðý iddialarý olaylarý týrmandýrdý. Polis olaylarý önlemekte yetersiz kaldý, asker de...

Pekala 1978’de askeri amaçla üretildiði belirtilen patlayýcý madde nereden saðlandý? Malatya’da birden ortaya çýkan silahlý kiþilerin kimlikleri neden belirlenemedi? Hamido öldürüldüðü gün yerine vekaleten baþkan seçilen Naci Þavata , hemen o saat kontrgerilla diye haykýrmýþtý: “Failler devletin içindeki derin  yapýlarda aranmalýdýr.” Hamido’nun öldürülmesinden sonra kente gazeteciler üþüþtü, ilk sorduklarý soru, Hamido’yu kimin öldürdüðüydü. Naci Þavata cevabý yapýþtýrdý: “Ne sað ne sol örgütler, Ecevit’in söylediði kontrgerilla öldürdü..” dedi teypler kapatýldý, kameralar durdu, ýþýklar söndürüldü, medya ortadan kayboldu. Hayret ki ne hayret!

Þavata, “ister adýna  ister Özel Harp Dairesi, ister Kontrgerilla,ister Gladyo deyin...amaç Sünni-Alevi çatýþmasý çýkarmaktý. Ardýndan da darbe gelecekti. Sýkýyönetim üzerine bile gitmedi cinayetin de diðer bombalý paketlerin de....Güneydoðu’da terörün týrmanmasý, darbe için çok iyi bir gerekçeydi. ...Asker bana ‘bomba Atom Enerji Komisyonunda hazýrlandý’ dedi. Amaç belliydi bu yalanýn ardýndaki. Muhsin Yazýcýoðlu’ndan baþka bütün belli baþlý ülkücüler orada çalýþýyordu...Kar maskeli adamlar halký kýþkýrttý, biz halký yatýþtýrmak için uðraþtýk ama nafile...Kenti dolaþan bir araba “þehir suyu zehirlidir, içmeyin’ anonsu yapmýþ; o araba hiç bulunamadý.”

Derken 1990’da Bahriye Üçok’da bombalý paketle öldürüldü. Hamido’ya giden bombayla Üçok’a gönderilen aynýydý. MÝT Müsteþarý Teoman Koman, kýsa süre önce Üçok’a kendisine gelen paketleri açmamasý için uyarýldýðýný açýkladý.  Hamido gibi Bahriye Üçok’a da kimlerin bombalý paket gönderdiði ortaya çýkarýlamadý. “Türkiye her gün birilerinin hedef tahtasýndadýr”, sözü dün olduðu gibi bu gün de geçerliliðini koruyor. Ancak Türkiye ne o günlerin Türkiye’si ne de asker o günlerin askeri...Ama bunu deðiþtirmek iþsteyen,korku, þiddet ve kanla milleti boðmak isteyenler gece gündüz çalýþýyor. Onlarý sandýða gömmekse milletin görevi...