Yýllardýr tartýþýlan 'Kanal Ýstanbul'un ilk temeli dün Baþkan Erdoðan tarafýndan atýldý. Bu kanal projesi 10 yýl öncelerde, Erdoðan tarafýndan 'çýlgýn proje' olarak açýklanmýþtý.
Yýllardýr yeterince tartýþýldý.
Ýlginç bir teþebbüs.. Ýstanbul Boðazý'nýn batýsýnda, Büyük Çekmece taraflarýnda, 45 km. uzunluðunda açýlacak olan bir sun'î kanalla Karadeniz, Marmara'ya baðlanacak..
Hatýrlayalým ki, Sadrâzam Sokollu Mehmed Paþa, 450 yýl öncelerde Karadeniz ile Volga Nehri arasýnda bir kanal açmayý tasarlamýþ; öyle bir kanalýn açýlmasýnýn o kadar zor olmadýðý, arazinin düz bir vadi manzarasý arzettiði belirlenmiþti. O kanal açýlsaydý, oradan da, Karadeniz, Hazar Denizi'ne baðlanmýþ olacaktý. Ama, Rusya Çarlýðý ve hattâ Kýrým Hanlýðý bile bu plânýn kendileri için bir tehdit teþkil edeceðini düþünerek, bölge halklarýný ayaklandýrmaya çalýþmýþ ve o tasavvurun gerçekleþtirilmesi mümkün olmamýþtý.
Yazýk ki, o yýllardan sonra asýrlarca, belki, yavaþtan yavaþtan tökezleme alâmetleri de görülmeye baþladýðýndan, öyle stratejik önemi haiz büyük teþebbüsleri düþünecek yeni beyinler pek olmamýþtý.. Hattâ, öyle ki, Osmanlý'nýn yüzlerce yýl hâkimiyeti altýnda olan topraklarda, Kýzýldeniz ile Akdeniz arasýnda, Suveyþ bölgesinde 175 km. uzunluðundaki bir vadide kanal açýlmasý, bir tasavvur halinde bile, maalesef, asýrlarca sözkonusu olmamýþ ve nihayet Ferdinand de Lesseps isimli bir fransýz müteþebbisinin öncülüðünde bir Fransýz- Ýngiliz Kumpanyasý, 1867'de bu kanalý açmýþ ve 1956'de Mýsýr Lideri Nâsýr tarafýndan 'millileþtirilinceye ve Suveyþ Savaþý'na kadar da onun büyük gelirlerini elde etmiþlerdi.
Daha sonra, dünyada baþka kanallar da açýldý. Yunanistan'ýn güneyinde, Mora Yarýmadasý'yla Yunanistan'ýn kuzeyi arasýnda açýlan Korinth Kanalý, Orta Amerika'da, Atlas Okyanusu ile Pasifik/ Büyük Okyanus'u birbirine baðlayan 70 km. uzunluðundaki Panama Kanalý ve Kuzey Almanya'da 80 km. uzunluðundaki Kiel Kanalý, büyük paralarla açýlmýþtý. Hiçbir ülke paralarýný har vurup harman savurmak için açmamýþtý bu kanallarý.. Bu kanallardan geçiþlerde yabancý gemiler hâlen de büyük paralar ödüyorlar.. Hele de Suveyþ ve Panama kanallarý Mýsýr ve Panama ülkeleri için en büyük gelir kaynaklarýndan birisi..
Dünyanýn en tabiî su yollarýndan olan Çanakkale ve Ýstanbul boðazlarý, evet, Türkiye'nin hâkimiyetinde ve bu Boðaz'lardan bir yýlda geçen gemilerin sayýsý, 40'binden fazla.. Ama, Türkiye bu geçiþlerden ciddî hiç bir gelir elde edemiyor.
Sadece, savaþ halinde olduðu ülkelerin savaþ gemilerinin geçiþlerini yasaklayabiliyor, 1936 tarihli Montreux Andlaþmasý'na göre.. Diðer gemilerin neler taþýdýklarýný da kontrol edemiyor ve o gemilerin Boðaz'lardan geçerken kýlavuz kaptan almalarý da, ihtiyarî..
Bu gemilerin hele de Ýstanbul Boðazý'nda ne büyük tehlikeler oluþturduðu ve de deniz ve hava kirliliðine yol açtýklarý bir ayrý konu..
Açýlmasý için ilk temeli dün atýlan 'Kanal Ýstanbul'un iki aðzý da, Türkiye'nin hâkimiyet alaný içinde olduðundan, uluslararasý hukuk açýsýndan bir problem oluþturmayacak.. Ve açýk ki, Türkiye buradan geçen gemilerden geçiþ ücreti de alacak..
Ýstanbul Boðazý'ndan ücretsiz geçmek isteyenlere uluslararasý andlaþmalar gereði engel olunamasa bile, Boðaz'larda güvenlik tedbirleri gereði trafiði durdurma yetki ve imkânýna sahib olduðundan, yoluna devam etmek isteyen gemiler geçiþ ücretini ödeyerek 'Kanal Ýstanbul'dan geçebileceklerdir. Bunun da Türkiye için büyük bir gelir kaynaðý oluþturacaðý tahmin edilebilir.
Tayyib Bey, dünkü konuþmasý sýrasýnda, muhalefetçe yapýlan eleþtirilere de deðinirken, 'Kanal Ýstanbul'un siyasî sorumluluðunu üstleniyor ve, birçok jeo-fizik ve sair ilmî etüdlerin yüzlerce bilim adamý ve üniversitelerin ilgili bölümlerince yapýldýðýný da bildiriyordu.
Ülkenin imarý alanýnda atýlan her adýma sadece lüks semtlerde yaþayan ve kafa konforlarý bozulan kesimler olduðu bilinmiyor deðil.. Ki, o kesimler, 1968'lerde Ýstanbul Boðazý üzerinde yapýlacaðý açýklanan ilk köprü için, yýllarca ve ülkenin her bir tarafýnda, daða-taþa, 'Köprü'ye Hayýr!' diyenlerdi. Ama, köprü yapýlýnca da ondan özel arabalarýyla en fazla onlarýn geçtiði bilinmiyor deðil.. Ama, Boðaz'ýn iki tarafýnda binlerce kamyonun araba vapuruyla karþý tarafa geçmek için 3-4 gün sýra bekleyiþlerindeki çileden o zengin kesimlerin haberi bile yoktu..
Þimdi de, 'Kanal Ýstanbul' konusuna karþý çýkanlar, yine dünkü 'Hayýr!'cýlar.. Marmaray'ý yýllarca geciktirmek için, yeraltý kazýlarýnda ortaya çýkan ve binlerce yýl öncelerden kalma bazý tarihî eserleri gerekçe gösterenler de yine ayný çevrelerdi. Kezâ, limanlara, barajlara, yollara, köprülere, hava alanlarýna, metrolara, þehir hastahanelerine 'Hayýr!' diyenler, Adnan Menderes zamanýndan itibaren bu ülkenin imarýna hangi kesimin öncülük yaptýðýný akletseler, kendi hayýrlarýna olur herhalde.. Hani bugünlerde, Muhalefet lideri KK bey, 'Niye kazanamýyoruz?' sorusunu sormaya baþladý ya.. Bir de bu konuyu düþünse..
Ama, o, kendi tv. yayýnýnda, 'avanak avcýlýðý'na çýkmýþçasýna, birilerine, artýk deniz nakliyatýnýn dünyada önemini yitirdiði gibi saçma iddialarý söylettiriyor. Halbuki, deniz taþýmacýlýðý ülkeler arasý ticarette, hâlâ da en ucuz yollardan birisi..