Kanallar arasýnda adým adým Amsterdam

Hollanda’nýn baþkenti Amsterdam kanallar üzerine kurulmuþ bir kent. Bu onu gizemli yapmaya yetiyor elbet. Size göstereceði binbir yüzün birkaçýyla olsun tanýþabilmek için kentte en az 4-5 gün geçirmeniz þart. Acele etmeyin lütfen, Amsterdam telaþlý gezginlerden pek hoþlanmaz!

Amsterdam denince zihnime ilk düþen görüntüler yel deðirmenleri, kanallar, laleler, tahta takunyalar, mavi seramikler ve peynir tekerleri olur. Ben bu görüntülere kanallar boyunca yürüyeceðim, minik butiklerin vitrinlerine bakacaðým, çiçek pazarýnýn albenisine karýþýp þarkýlar mýrýldanacaðým, yorulduðum yerde mola verip bir kahve içeceðim anlarý ve her köþebaþýnda yeni bir gizemle karþýlaþacaðýmý bilmenin heyecanýný ekler, bu zarif kente karþý hep garip bir özlem duyarým.

Avrupa’nýn en çok ziyaret edilen kentlerinden Amsterdam’ýn tarihi çok eski. Kentin ismi ilk kez 1275 yýlýnda, Kont V. Floris’in kent halkýný köprü geçiþ ücretinden muaf tuttuðunu açýkladýðý belgede kayda geçmiþ. O dönemde ‘Amestelledamme’ olarak kullanýlan isim, 1327’de Amstradam’a dönüþmüþ. Eski dönemlerde de bugün olduðu gibi özgürlüklere önem verilen bir yermiþ Hollanda. Dini açýdan diðer pek çok Avrupa ülkesine göre daha serbest görüþlerin kabul görmesi, Ýber Yarýmadasý’ndan Yahudilerin, Fransa’dan Protestanlarýn, bugün Belçika, Hollanda ve Fransa topraklarýnda yer alan Flanders’dan matbaacý ve iþadamlarýnýn bu ülkeye göç etmesine neden olmuþ. Amsterdam, 16’ncý yüzyýl Avrupasýnýn ‘özgür basýn’ merkeziymiþ. Hollandalý denizcilerin Baltýklar’dan Endonezya’ya, Sri Lanka’dan Brezilya’ya dünyanýn pek çok ülkesini gezerek ticaret yapmalarýyla da dünyanýn en zengin kentlerinden biri haline gelmiþ.

Sadece Hollanda’nýn deðil Avrupa’nýn da önemli müzeleri arasýnda yer alan Rijks ve Van Gogh müzelerini önceki ziyaretlerimde gezdiðim, kanallar arasýndaki romantik tekne turuna da katýldýðým için bu yolculukta niyetim sokaklarda dolaþýp gündelik hayatýn içine karýþmaktý. Heyhat, gökyüzü tanrýlarýyla sürekli köþe kapmaca oynadýk. Zannedersiniz ki deliþmen bir kadýnýn kaprisleriyle karþý karþýyayým! Amaçsýzlýktan mý, havanýn azizliðinden mi bilinmez, ikinci günün sonunda bir isteksizlik hissetmeye baþladým. Ýlham almak için girdiðim Athenaeum Boekhandel adlý kitapçýda muhteþem bir sürprizle karþýlaþacaktým. Kitabevinin Türkçe kitaplar kýsmýnda Yaþar Kemal, Nedim Gürsel gibi önemli yazarlarýn kitaplarý arasýnda benim de bir kitabým vardý: Meyve Aðacýndan Hikayeler. 40 yýldýr görmediðim bir dostumu görmüþcesine heyecanlandým. Ne yalan söyleyeyim, pek bir gurur duydum. Kanýt olsun diye fotoðrafýný çektikten sonra Amsterdam üzerine yazýlmýþ kitaplarý karýþtýrmaya baþladým.

ÞEHRÝN SEMBOLLERÝ TABLETLER

Aradýðým ilham tam karþýmda duruyordu: De Gevelstenen van Amsterdam. Hemen Amsterdam’ýn ünlü taþ tabletleri hakkýnda yazýlmýþ olan kitabý incelemeye ve notlar almaya baþladým. Kimileri sahibinin mesleði, kimileri binanýn özelliði hakkýnda bilgi içeren, yerden 3-4 metre yukarýda, kapý üzerine veya bina duvarlarýna monte edilmiþ kabartmalý taþ bloklara Ýngilizce’de ‘gable stone’, Flemenkçe’de ‘gevelstenen’ deniyor. Amsterdam’ýn sembolleri arasýnda sayýlan tabletlerden kentte 850 kadar var. Henüz binalara numara verilmeyen 16’ncý yüzyýlda hazýrlanan tabletlerin kimine bakar bakmaz o binanýn sahibinin yaptýðý iþi anlayabiliyorsunuz. Tabii artýk bu güzelim binalarda o denizciler, yazar veya deðirmenciler yaþamýyor ancak kentin kiþilikli binalarýnda asýrlara meydan okurcasýna saðlam duran her bir tablet size geçmiþin kapýlarýný aralýyor. Ýþte bu yolculukta gevelstenen avýna çýkacak ve sonraki günlerimi sokak sokak gezip taþ tabletleri fotoðraflayarak geçirecektim. Bu heyecanlý keþif bana bir kez daha öðretti ki gezginin en önemli görevi adýmlarýný yavaþlatýp etrafýna dikkatle bakmak. Amsterdam dikkatli gezginlere her tür gizemini açmaya hazýr diyerek izninizle huzurlarýnýzdan ayrýlýyorum. Bisikletime atlayýp dostlarýmla buluþmak için yola düþmem gerek. Haftaya yeniden görüþene kadar hoþçakalýn. leven is goed!* (*Hayat güzeldir!)

MUTLU ÝNEKLER LEZZETLÝ SÜTLER

HOLLANDA’DA trenle yolculuk bir keyiftir. Bu þekilde kýrlara yayýlmýþ binlerce mutlu ineði izleme þansýnýz olur. Ýþte o ineklerin memeleri Hollanda’nýn ünlü peynirlerinin yapýldýðý sütlerle doludur. Hollandalýlar bin 500 yýldan fazla süredir peynir yapýyorlar. Ünlü Hollanda peynirlerini üreten yüzlerce mandýra sahibi ürününü özellikle yaz aylarýnda Alkmaar, Gouda, Edam gibi kentlerde kurulan peynir pazarlarýnda sergiliyor. Yolunuz Alkmaar’a düþerse kentteki peynir müzesini de gezebilirsiniz.

KIZARMIÞ SOÐANLI PEYNÝR SUFLESÝNÝ DENEYÝN

AMSTERDAM’DA yaþayan o kadar çok etnik kökenli insan var ki bu karýþým mutfaða da yansýyor. Kentte Hindistan’dan Tayland’a, Türkiye’den Endonezya’ya nice ülke mutfaðýndan örnekler bulabilirsiniz. “Yerel yemekleri tadayým” derseniz Het Karbeel’de Hollanda usulü fondü, 1877 yýlýndan beri hizmet veren Dorrius’da kýzarmýþ soðanlý peynir suflesi (kaassouffle) veya geleneksel usulde hazýrlanan kurutulmuþ morina (stokvisschotel) tadabilirsiniz. Gezginlerin Amsterdam’da en sevdiði restoranlar arasýnda Vlaming eten & drinken de var. 

BÝSÝKLET MÝ YOKSA TOPLU TAÞIMA ARAÇLARI MI?

KENT merkezinde kalýyorsanýz ve hava da güzelse en iyisi bir çift rahat ayakkabý giyip kaslarýnýzý çalýþtýrmak. Binlerce Amsterdamlý gibi bisikleti de tercih edebilirsiniz. Kent ulaþýmýnda bisikletlilerin önceliði olduðu için araba çarpar mý endiþesi duymadan rahatça gezinebilirsiniz. Merkezin biraz dýþýnda kalýyorsanýz (ki daha ekonomik oteller bulmak için bunu yapmak akýllýca olur), 24 saat ve katlarý için düzenlenmiþ ulaþým kartlarýndan almak avantajlý. Böylece Amsterdam’da kaldýðýnýz sürece bütün toplu taþýma araçlarýný limitsiz olarak kullanabilirsiniz.

MÝNÝ BÜFELER KARIN DOYURUYOR

ÞEHRÝN sokaklarýnda pek çok mini büfe Hollanda usulü patates kýzartmasý (patat) yapar. Kaðýt külahlara konan patat, genelde mayonezle servis edilir ancak farklý bir sos tatmak isterseniz yer fýstýklý ‘sate’yi deneyebilirsiniz. Bir baþka sokak yemeði olan ‘bitterballen’, galeta ununa bulanýp kýzartýlan ve hardalla servis edilen bir tür baharatlý köfte. Balýk seviyorsanýz ‘haringhuis’ adý verilen ayaküstü büfelerinde satýlan ‘broodje haring’i deneyin. Sirkeli sosta bekletilmiþ ringa balýðýnýn turþu ve incecik doðranmýþ soðanla buluþturulmuþ hali bu.