Çözüm sürecinde farklý adýmlar ve aþamalardan bahsediliyor. Medyanýn genel vurgusu ‘eylemsizlik kararý’ üzerinde yoðunlaþýyor. Geçen hafta Habertürk’teki röportajýmda vurguladýðým gibi, bu süreçte anlamlý adým eylemsizlik kararý deðil, örgüt unsurlarýnýn sýnýr ötesine çekilmesi kararýdýr. Süreç için ‘milat’, bu aþamanýn geçilmesi olacaktýr. Nitekim Baþbakan Erdoðan BAE dönüþü uçaktaki söyleyiþinde Türkiye’deki teröristlerin diðer ülkelere çekilmesini sürecin fiilen baþlayacaðý anlamýna geleceðini vurguladý.
Örgütün kýþ üstlenmesine geçtiði ve Ýmralý ile görüþmelerin baþladýðý andan itibaren zaten fiili olarak bir eylemsizlik veya “düþük profil eylemlilik” hali var.
Örgütün farklý parçalarýnýn Öcalan’ýn mesajýna nasýl tepki vereceði ve nasýl bir pozisyon alacaðý PKK’nýn irade beyaný olarak algýlanacaktýr.
Geçmiþ dönemlerde gördüðümüz gibi Kandil veya iliþkili parçalar Öcalan’ýn çaðrýlarýna açýktan tepki vermek veya karþý çýkmak gibi bir tavýr sergileyemiyorlar. Bunun yerine onu dolaylý olarak boþa düþürecek veya türlü gerekçelerle farklý þekilde konumlandýracak bir tutum takýnýyorlar.
Bu süreçte örgütün þahin kanadý acaba yaþanacak geliþmeleri ne derece benimseyebilecek? Sürece karþýtlýk veya sürecin muhtevasýna yönelik hazýmsýzlýk, Öcalan karþýtlýðýna dönüþebilir mi?Bu karþýtlýk 30 yýldýr mitolojik bir figür haline getirdikleri Öcalan’a yönelik daha negatif bir imaj üretmelerine sebep olabilir mi?
Örgüte müzahir yayýn organlarýnda bakýldýðýnda “Öcalan’ýn ve örgütün yapacaklarýnýn sýnýrý var, her þey onlardan beklenmemeli” vurgusu giderek yerini “Öcalan baþka ne diyebilir ki, o þartlarda daha ileri þeyler söyleyemez” anlayýþýna býrakýyor. Bu anlayýþ, içinde Öcalan’ýn devletin kontrolünde olduðu, cezaevinde asýl düþüncesini yansýtamadýðý, mecburen daha ýlýmlý konuþmak zorunda kaldýðý gibi bir tevili barýndýrýyor. Öcalan’ýn iradesinin etki ve kontrol altýnda kaldýðý kabulü ise bu iradeyi kýsmen anlamsýzlaþtýran veya Kandil’in daha farklý bir pozisyon üretmesini meþrulaþtýran bir anlayýþa kapý açýyor.
***
Öcalan’ýn ortaya koyacaðý çerçevenin kitlede memnuniyetsizlik üreteceði düþüncesi, Öcalan’ýn konumunu ve etkisini tezyif eden, zayýflatan bir çýkýþa dönüþür mü? Bunu zaman içinde göreceðiz.
Süreç boyunca örgütün sadece yeni saldýrýlarda bulunmasý bir sabotaj anlamýna gelmez, ayný zamanda Öcalan’ýn iradesini anlamsýzlaþtýracak çýkýþlar yapmalarý da büyük bir sabotaj anlamýna gelir.
C. Çandar dünkü yazýsýnda BDP heyetinin Ýmralý ziyaretinin ve sonrasýndaki ‘tarihi süreç’ vurgusunun Diyarbakýr’da büyük bir heyecan uyandýrmadýðýný söylüyor, Öcalan’ýn söylediklerine yönelik halkta bir kandýrmaca algýsýnýn ortaya çýkma ihtimaline deðiniyor.
Bu sürecin muhtevasý, süreçteki aþamalarýn baþarýyla aþýlmasý halinde bir noktaya ulaþacaktýr. Ancak bu çerçevenin aþýrý uçlarýn memnuniyetsizliðine sebep olmasý da mümkündür.
Esas olan, ortalama bir Türk’ün ve ortalama bir Kürt’ün tatmini ve memnuniyetidir. Aþýrý politize olan, etnik milliyetçiliðin uç noktalarýnda gezinen bir Türk veya Kürt’ün memnuniyeti elbette ayný anda saðlanamaz ve çözüm de uç görüþlerden geçmez. Ortalama bir Türk ve Kürt’ü memnun eden ama aþýrý uçlarý rahatsýz eden bir formülün hayata geçmesi sürece yönelik bir kýsým eleþtirilerin ortaya çýkmasýna elbette sebep olabilir.
Algýlarý yönetme açýsýndan daha büyük bir sorumluluk üstlenen ve risk alan hükümettir. Çünkü AK Parti, sadece kendisine oy vermeyen kitlenin hassasiyetlerini dikkate almak durumunda deðil, ayný zamanda AK Parti içindeki farklý kesimlerin algýlarýný da yönetmek durumunda. Kendi küçük ve türdeþ kitlesine mesaj vermekle, daha heterojen ve büyük bir kitleye mesaj vermek ayný deðildir.
Çözüme ulaþmak tabii ki riski almayý, belli kesimlerin memnuniyetsizliðine raðmen en geniþ toplumsal desteði arkasýna alabilecek bir muhtevayý hayata geçirmeyi gerektiriyor.
Baþýndan bu yana sürece soðuk bakan ve bunun bir kandýrmaca olduðunu vurgulayanlarýn Öcalan’ýn mesajlarýný da bu kandýrmacanýn bir parçasý gibi görmesi þaþýrtýcý deðildir. PKK muhibbi olan bazý yazarlar zaten PKK’nýn oyuna gelmemesi gerektiðine, PKK hedeflerini tamamen hayata geçirmeyecek bir çözümü kabul edilmemesi gerektiðine vurgu yapýyorlar, “Aman ha, anayasa konusunda uzlaþmayýn, Baþkanlýðý kabul etmeyin, özerklikten baþka projeyi sineye çekmeyin” gibi söylemlerle feveran ediyorlar.
Kandil’in sürece yönelik ayak diremesi, kendi ürettikleri Öcalan mitolojisini sarsmaya, daha negatif bir imaj üretmeye sebep olabilir. Süreci boþa çýkarmaya ve deðersizleþtirmeye çalýþanlar paralel olarak böyle bir etki üretebilirler.
Biraz erken de olsa bu uyarýyý not düþelim.