Kanla beslenenler

Eğer bir sorunu çözemez iseniz kronikleşir ve kendi endüstrisini oluşturmaya başlar. Yani terör de dâhil, her sorun kendisinden beslenen grupları üretir.

Terör, Türkiye’nin eski baş ağrılarından. PKK terörü ise yaklaşık 30 yıldır devam ediyor. Bu süre içinde terör birçok kişinin gelir sağladığı, iktidar, şan ve şöhret kazandığı bir endüstriye dönüştü.

Bombalar patladıkça, kanlar aktıkça birileri ceplerini doldurdu, ayrılıkçı ideolojilerini Meclis’e kadar taşıdı. 15-25 yaş arası çocuklar ölürken kimileri milletvekili oldu, kimileri Avrupa uyuşturucu pazarının % 80’ini ele geçirdi.

Sadece Kürtçü kanatta değil, tam karşısında yer alan şoven Türkçü gruplar arasında da terör önemli bir rant kapısına dönüştü. Gerçekte hiçbir vizyonu olmayan, hayatı boyunca Türklüğün yükselmesine gram katkısı bulunmayan pek çok sıradan kişi şehit ve gazi edebiyatı yaparak ünlü, zengin veya güçlü oldu.

Farkında olmadan bünye teröre alıştı. Terörle kurulan dengeler pek çok kişi ve grup için vazgeçilmez oldu.

Korkutma siyaseti

Diğer taraftan vatandaşı korkutmak devlet-vatandaş ilişkilerini meşru ve demokratik bir zemine oturtamayan Cumhuriyet için vazgeçilemez bir alışkanlık halini aldı. Vatandaşı kendi komşularıyla korkutarak yetersizliklerini saklayan yöneticiler, korkular ortadan kalkınca kıymetsiz kalacaklarının endişesi içerisinde korkuyu ve kutuplaşmayı, bilerek bazen de bilmeyerek beslediler.

Seçilmiş siyasileri ‘yola getirmek’ isteyen muktedirler, terörü bir araç olarak gördüler ve teröriste silah ve para verecek kadar ileri de gittiler.

Kısacası terörü yenerken ikna etmemiz gereken tek grup teröristler değil. Ülkemizde her cenahta terörden, yani kandan beslenenler var.

Kartlar yeniden karılacak

Ve onlar biliyor ki terör biterse rant kapıları da kapanır.

Eğer terör biterse kartlar yeniden karılacaktır. Bugün isimlerini ezberlediğimiz pek çok siyasi terör ile birlikte tarihin karanlık sularında yerlerini alacaklardır.

Eğer terör ve şiddet siyaset aracı olmaktan çıkarılabilirse, kendisini ülkenin gerçek sahibi olarak gören, diğer taraftan terörü besleyecek kadar ileri gidenler ülke yönetimindeki gayrimeşru güçlerini tamamen kaybedeceklerdir.

Terör sayesinde halkın önünde birkaç cümle kurabilenler, paradigma değişince vizyonsuzluklarıyla, yetersizlikleriyle toplumun önünde adeta çırılçıplak kalacaklardır.

Bu bağlamda herkes bulunduğu yeri iyi kontrol etmelidir. Eğer bilmeden kandan besleniyor ise hızla konumunu değiştirmelidir.

Çözüm sürecinin eksikleri, gedikleri olabilir. Ama hiçbir eksik terörü bitirme çabalarına toptan karşı çıkmaya gerekçe olamaz. Aynı şekilde hiçbir siyasi grup böylesine hayati bir konuda bekle-gör siyaseti izleyerek sürecin dışında kalabileceğini düşünemez.

Çözüm süreci Türkiye’nin yaşam kodları ile ilgili. Bu nedenle nedensiz bir şekilde karşı çıkarak veya sessiz kalarak sürecin dışında kalanlar bu davranışlarıyla hayatın dışında da kalmış olurlar. Hayatın dışında kalırsanız bunun bedelinin ne olacağını herkes bilir.