Kanlýca'da bir akþam, birkaç saat...

Evvelki akþam Mustafa Þentop Hoca, Boðaz'da, Beykoz tarafýnda 'Cemile Sultan Korusu' diye anýlan bir tarihî mekânda imiþ.. Benim de vaktim olunca, bulunduklarý mekâna, gönderilen bir araba ile beni aldýrdýlar.

Dar yollardan yokuþ yukarý týrmanýrken, yolun kenarýnda, akþam serinliðinde asfalt üzerinde, arada bir geçen arabalar karþýsýnda yerlerinden kýpýrdamayan 8-10 kadar kedinin, sere-serpe yatmakta olduklarýný görünce, 'Ölmüþ mü bunlar?' dediðimde, þoför arkadaþ, 'Yok, bunlarýn karýnlarý tok olduðundan, akþam serinliðinin tadýný çýkarýyorlar,' dedi de rahatladým.. Anladým ki, karargâhlarýný zengin muhitlerinde kuran kediler bile, 'yüksek sosyete'ye mensuplar.. 'Proleterya sýnýfý'ndan olanlarsa, çöp kutularýndan bir þeyler bulmaya çalýþýyorlar.

*

Bir otomobilin güçlükle ilerleyebildiði daracýk sokaklardan hedefimize varýnca, Mustafa Hoca, 'Hattat Hüseyin Kutlu'nun þu ileride, bir sergisi var, oraya gidelim..' dedi.

Hüseyin Kutlu üstadýn bazý eserlerini görmüþtüm; ama, þahsî âþinâlýðým yoktu..

Boðaz'a nâzýr tepelerden bir yere kadar gittik arabayla, Beykoz'un üst taraflarýydý herhalde.. Geniþ ve güzel bir bahçe içinde güzel restore edilmiþ köþk tipi, tek katlý birkaç binanýn olduðu bir mekâna vardýk..

Oraya gidinceye kadar, yolda, Mustafa Hoca'nýn anlattýðý ilginç bir konuya muttali' oldum.

Kýsaca özetleyeyim..

Ýsmail Heniye'nin þehîd edilmesinden sonra Ankara'ya davet edilen -kâðýt üzerinde Filistin Devleti'nin Baþkaný olarak nitelenen- 'El'Feth lideri Mahmûd Abbas'ý da belki ilgilendirebilecek bir konu, bu...

Þöyle ki; Lozan Antlaþmasý metinlerinden daha önce fark edilmemiþ bir Fransýzca belge ele geçmiþ.. Bu belgeye göre, 'Lozan Sulh Müzakereleri' sýrasýnda Filistinliler adýna da bir heyet de, o müzakereler sýrasýnda Lozan'da hazýr bulundurulmuþ ve onlar, 'Bir Filistin devleti de kurulsun..' talebinde bulunmuþ.. (O zaman ekleyelim, Ýngilizler, Kürt beylerine de 'Size de bir devlet verelim' demiþler, ama, o Kürt beyleri 'Biz ayrýlmak istenmiyoruz..' diyerek teklifi reddetmiþlerdi. Nitekim Ýsmet Paþa da, 'Lozan'da kürdler çok namuskârâne davranmýþlardýr' der, hâtýrâtýnda...)

Evet, Osmanlý enkazý üzerinde, bir devletin de Filistin'de kurulmasý Filistin Heyeti'nin talebi iken, o konu etrafýnda Lozan'da bir görüþ birliðine varýlamayýnca, konunun halli, 'alâkadâr/ ilgili taraflar'ýn ileride yapacaklarý görüþmelere havale edilmiþ..

(Ahh, bu yakýn tarihimiz.. Ne tuhaf ve dehþet verici belge ve bilgiler var ki, üstü açýlamýyor.. Nitekim, Musul Meselesi'nde de bir yere varýlamayýnca, konu, 'ilgili taraflarýn bu konuyu sonra kendi aralarýnda görüþmelerine, bir uzlaþmaya varýlamazsa -þimdiki BM yerinde olan- 'Cemiyet-i Aqvâm'a (Kavimler/ Milletler Cemiyeti'ne) götürülmesi' karara baðlanmýþtý. Ama, Ýsmet Paþa, 1926'da Ankara'ya gelen Ýng. Dýþbakaný'nýn kendilerine bir emr-i vâki' yaptýðýný ve Musul Meselesi'nin kapandýðýný anlatmýþtý, hâtýralarýnda..)

...Þimdi, o zaman, Filistin Meselesi'nin taraflarýndan olan ve Ýstanbul Hükûmetini de temsil eden Ankara'daki Meclis Hükûmeti ve bugün TC ile, o zamanki Filistin Heyeti'nin bugünkü devamý sayýlan -kaðýt üzerinde de olsa- mevcut Filistin Devleti, bu belgeye dayanarak, bir hamle yapabilirler mi?

Uzak bir ihtimal gibi gözüküyor.. Çünkü, Lozan'da o, -kendilerine havale edilen taraflardan birisi olan- Türkiye, o konuyu, 14 Mayýs 1948'de dünyaya, 'Ýsrail diye bir devlet kurulduðu'nun ilâný sonrasýnda, hem de Ýsmet Paþa'nýn 'Devlet Baþkaný' olduðu bir dönemde, bu 'Siyonist çete'yi Devlet diye ilk tanýyan devletlerden birisi olmuþ; yani, 1923'de kendisine havale edilmiþ olan konuyu kapattýðýný zýmnen açýklamýþ oluyordu.

Mahmûd Abbas'tan ise, bu gibi konularda bir þey beklenemeyeceði de öteden beri biliniyor..

Çünkü, bilindiði üzere, Mahmûd Abbâs, 1990'larda Yâsir Arafat ve Menahim Begin arasýnda Amerikan dayatmasýyla yapýlan ve de taraflara, 'Nobel Barýþ Ödülü' verilmesine de gerekçe olan '1992-Oslo Müzakereleri'nden sonra, varlýðý kaðýt üzerinde kabul edilen ve hiç bir zaman gerçekleþmediði için, 'hayalî' olarak kalacak olan bir 'Filistin Devleti'nin, Yâsir Arafat'ýn vefatýndan sonra, o 'hayalî devletin baþkaný' olan kiþi..

Yâsir Arafat bile, o kaðýt üstündeki 'hayalî devlet'i kabul eden antlaþmayý imzalarken, bir 'yorgun savaþçý' tablosu gösterdiðine göre.. Mahmûd Abbas'tan zâten bir þey beklenemezdi. (Netenyahu ise, o antlaþmayý uygulatmamayý esas alan mücadelelerinde baþarýlý olmakla övünüyor..)

Dahasý, 2006'da, Abbâs'ýn liderliðini yaptýðý 'EL'Feth' ile HAMAS'ýn girdiði seçimlerde, HAMAS yüzde 65'i, Abbâs da yüzde 30'u ve diðerleri de yüzde 5 oyu aldýklarý görülür görülmez, o beklenmeyen sonuç karþýsýnda Amerikan emperyalizmi, hemen, HAMAS'ý hemen 'terör örgütü' ilân ederek, o seçim sonuçlarýný yok saydý.

Tayyib Bey, henüz Baþbakan olduðu o dönemde, Amerika'nýn bu yaklaþýmýný, 'Niçin, seçim sonuçlarý istemediðiniz gibi çýkýnca, HAMAS'ý 'terör örgütü' olarak suçladýnýz?' diye þiddetle eleþtirmiþti; çok haklý olarak.. Tersi bir tablo olsaydý, 'demokrasinin zaferi' diyecekleri açýktý..

Seçim'in diðer tarafý ise, yüzde 30 oy aldýðý halde, kaðýt üzerindeki Filistin Devlet Baþkanlýðý Abbâs'ýn üzerinde kalmýþ oldu.. Çünkü; Ýsrail çete rejimi için de, onun tasmasýný elinde tutan Amerikan emperyalizmi için de hiç bir zaman mesele oluþturmadýðýndan, çok beðenilen bir tip..

Evet, iþbu Abbas, önümüzdeki günlerde Ankara'ya gelecek.. 'Böyle bir gecenin hayr umulur mu sabahýndan?'

(Hat san'atý üzerinde bilinen kalýplarýn dýþýnda fevkalâde çalýþmalarý olan Hattât Hüseyin Kutlu'nun san'atý ve son derece ilginç çalýþmalarýnýn sergilendiði mekâna vardýðýmýzda, medya âleminden Turan Kýþlakçý ve Kemal Öztürk baþta olmak bazýlarýný yakînen, bazýlarýný da simâen tanýdýðým 8-10 arkadaþýn da olduðu bir ortam.. Oradaki 2 saati aþkýn zaman sürecinde ele alýnan Ýslâm Milleti'nin ortak meseleleri etrafýndaki görüþ-alýþveriþlerine ise, bir baþka yazýda deðinelim inþaallah..)

*