Seçim sonrasý en kolay iþ, seçimde kaybeden partilerin yanlýþlarýný saymak olsa gerek. Her þeyden önce buna hakký olduðunu iddia edenlerin seçim öncesindeki söylemlerinin ortaya çýkan yanlýþlara iþaret edip etmediðine bakmak lazým. Baþkalarýnýn ne düþündüðüne bakmaksýzýn ahkâm kesenlerin bugün “þu þöyle bu böyle olmalýydý” demelerindeki periþanlýðý belirtmeden geçemeyeceðim. Bir önemli nokta da eleþtirileri seçim süreciyle sýnýrlandýrma yanlýþlýðý... Seçmen kararýný sandýk baþýnda vermiyor ki… Çoðu seçmen seçimden günlerce önce oy vereceði partiyi belirliyor.
Ak Parti bu seçimde 2011 seçimlerine göre daha az oy aldý. Seçim sonucunu etkileyen yanlýþlarý saymayý bir tarafa býrakalým ama bir yöntem olarak yapmadýðýmýz “doðru þeyleri” de sayalým. Parti’nin kuruluþundan bu yana yaptýðýmýz ama son zamanlarda ihmal ettiðimiz doðru þeyleri…
Ak Parti açýsýndan çok önceleri yaratýlabilecek güç birliðinin önemsenmeyiþi ya da bunu dile getirme konusundaki tereddüt ve çekince bugün nasýl deðerlendirilir acaba? Bu soruyu bana yöneltecekler olacaktýr. Cevabým bir yýldýr burada yazdýklarýmda yatýyor. Yani hem Ak Parti'nin Tayyip Erdoðan sonrasý þekillenmesine dair yazdýklarýmda hem de seçim öncesi yazdýklarýmda…
“Ak Parti ortak aklý çalýþtýrmakta son dönemde eski günlerini arattý” dersek abartmýþ olur muyuz? Ortak akýl derken sadece Ak Parti teþkilatlarýný kastetmiyorum. Ortak aklý çalýþtýrmak isteyenlerin akýbetinden de söz ediyorum. Ak Parti’ye destek verdiklerini zannedenlerin gafletinden de söz ediyorum. Bir Ak Parti geleneði olarak tavsif ettiðim istiþare mekanizmasýnýn ihmal edilmesinden hatta farkýna varmadan da olsa istismar edilmesinden de söz ediyorum. Genel merkez teþkilatlanmasý, seçim stratejileri, liste tercihleri, yolsuzluklar konusundaki vurdumduymazlýk, hoyratça söylemler ve benzeri bir sürü konu göz önüne alýnýrsa ne demek istediðim daha iyi anlaþýlýr. “Hesaba çekilmeden kendinizi hesaba çekin” buyruðunun sadece öte dünyayla ilgili olduðunu söyleyeceklere itiraza hazýrým. Seçmen de hesap görüyor.
En çok üzüldüðüm noktalardan biri Ak Parti ve Tayyip Erdoðan’ýn çözüm sürecine verdikleri bunca emeðin boþa gitmesi. Hangi söylem ve tutumlar buna yol açtý, tartýþmayalým mý? Bu konudaki ýsrarlý ikazlarý ve tedbir tekliflerini istihza ile karþýlayan çözüm süreci sorumlularýna hiç mi sitem etmeyelim? Muhafazakâr Kürtlerle ýrkçý Kürtleri ayný çizgiye getiren politikalarý görmezden mi gelelim? Nasýl dizlerimizi dövmeyelim ki Ak Parti ile kendilerini bulan Kürtlerin oylarýný bir baþka partiye kaptýrýyoruz. Üstelik ülkenin geleceðine dair oluþabilecek sorunlarý düþündüðümüzde bu durum bir parti problemi deðil bir “memleket meselesi” halini alýyor. “Türkiye partisi” olma vasfýmýzýn aþýnmasý ülkenin geleceðine dair bir sorun oluþturuyor.
Seçimden bir hafta önce çýkan “Seçimin sýrrý” baþlýklý yazýda þunlarý kaydetmiþiz: “Ak Parti’nin yüzde 40 civarýnda bir kemik oyu var. Bunun üzerine ne kadar sempati oyu koyabildiði önemli. 2007 ve 2011 seçimlerinde bunu önce yedi puan sonra on puan artýrmayý baþarmýþtý.” Anlaþýlýyor ki sempati oylarýnýn hemen tamamýný kaybetmiþ Ak Parti. Niçin?
Soruyu doðru cevaplamak için ilk þart sorumlunun seçmen olmadýðýný anlamak olsa gerek. Olumlu ve iþe yarayacak bir yaklaþým için ikinci aþamada kabahatin sorumlusunu aramaktansa, istikameti olumluya çevirmek için yapmamýz gerekenleri tespit etmeye baþlamalýyýz.
Ak Parti ve CHP, seçimi hizmetler ve ücretler gibi alt yapý parametreleri üzerinden yürütürken MHP Türk milliyetçiliði, HDP Kürt milliyetçiliði üzerinden yürüttü. Sonuç? Demokrasi, özgürlük, otoriter yönetim tartýþmalarýnda Ak Parti nerede, konumunu doðru tayin etti mi? Ýzmir’de düþen Ak Parti oylarýndan yoksa seçim öncesi hizmete giren Konak Tüneli mi sorumlu? Güneydoðuya bunca hizmet götürmüþ Ak Parti’nin Diyarbakýr’da sadece bir milletvekili çýkarmasý genel bir yanlýþa iþaret etmiyor mu? ‘Ekonomik büyüme düþerse iktidar partisi oylarý da düþer’ diyenleri de ‘özgürlük ve benzeri üst yapý parametreleri daha da önemli’ diyenleri de haklý çýkartan bu resim neyin nesidir?
Ýsmail Kýlýçarslan Yeni Þafak’taki yazýsýnda “Niçin oldu bu?” diye sormuþ. Biraz geç ve eksik bir hesaplaþma ama olsun.
Seçim sonuçlarýnýn, sonrasý düzen getirebilecek bir kaos doðurduðuna þüphe yok. Kaos sadece hükümet kurmadaki zorluða iþaret etmiyor ayný zamanda kurulsa bile o hükümetin içine düþeceði anafora da iþaret ediyor. Ak Partisiz bir koalisyonda MHP ile HDP’nin bir arada olabileceðine ihtimal veriyor musunuz? Ak Parti’nin MHP ile koalisyonu çözüm sürecini askýya almak demek olur. Bunun terör örgütünün yeniden silahlý çatýþmayý baþlatmasýna davetiye çýkaracaðý açýk. Ak Partinin HDP ile koalisyon kurmaya kalkmasý halinde ne tür taleplerle karþý karþýya kalacaðýný, mesela HDP’nin hangi bakanlýklara talip olacaðýný hiç düþündünüz mü? Geriye Ak Parti-CHP ihtimali kalýyor. Þimdi iki partiyi de buna zorlayanlar olacaktýr. Bu ortaklýk Türkiye’de kavganýn hükümet içine taþýnmasý demektir. Oysa kavga ve kaostan uzak durmak gerekiyor.
Peki, nasýl olacak? Ýþte size çetin bir soru…