Kapalýçarþý’nýn çatlaklarý

Haberlerden okuduðumuza göre Kapalýçarþý iyice yýpranmýþ... Ciddi bir restorasyona ihtiyaç duyuyor. Dile kolay 553 yýldýr sütunlarýn taþýdýðý kubbelerin üstü bugün su depolarý, klimalar ve çanak antenlerle doluymuþ... Son yaðmurlardan sonra kemerlerdeki çatlaklar büyümüþ... 3600 dükkanýn ýsýnma, serinleme, haberleþme ve temizlik ihtiyacýný günümüz koþullarýnda karþýlamasýnýn bedeli bu... Ýþ buraya gelmeden önlem alýnmalý, daha sýký denetim ve bakým yapýlmalýydý. Ama Kapalýçarþý ve diðer kültür miraslarý toplumun hangi kesiminin önceliði ki?

Fatih Belediyesi, Büyükþehir Belediyesi, Kültür ve Turizm Bakanlýðý, belki hepsi birden tepeden týrnaða restore edecektir elbet Kapalýçarþý’yý... Ama bundan daha önemlisi yeniden Ýstanbullularýn hayatýnda yer tutan, deðer verilen bir mekan haline getirilmesi. Sadece turistlere býrakýlmamasý. Zihniyetleri de restore etmemiz, cehalet ve duyarsýzlýktan oluþan çatlaklarý kültürle sývamamýz gerekiyor.

Kapalýçarþý galiba isimden kaybediyor... Roma ve Yunan uygarlýklarýndan esinlenilmiþ Latince ya da eski Yunanca bir adý yok... Gelgezyum deðil... Ýngiliz - Amerikan kültürüne gönderme yapan bir adý da yok... Gözündoysun’s City ya da Saçparalarý Mall deðil... Aaveemee diye okunan bir kýsaltmasý bile yok! Düpedüz çarþý! Tarihi... Turistik... Otantik... Hatta sosyetik... Ama halk tipi deðil!

Koskoca Osmanlý Ýmparatorluðu payitahtýnýn at koþumlarýndan feslere, ipekli kumaþlardan gümüþ kapkacaða, züccaciyeden silahlara kadar neredeyse bütün ihtiyaçlarýný karþýlayan bu devasa çarþýya 553 yýl sonra burun kývýran ve yýlbaþý süsleri yaz ortasýnda bile tavanýnda asýlý kalan, hazýr yemek kokulu kazuletleri tercih eden halk tipi de kültür mirasýna layýk deðil! Kimse kusura bakmasýn...

Bu ülkenin eþi görülmemiþ zenginlikteki tarihi eserlerini bu kadar hor kullanmasýna, betona, demire tapýnmasýna bir türlü anlam verebilmiþ deðilim. Zaman deðiþiyor, ihtiyaçlar deðiþiyor bahaneleriyle anlayýþ gösterecek de deðilim. Saltanat yýkýldý, Cumhuriyet geldi Meclis açýldý diye saraylarý; evlerimizde musluk var, banyo var diye çeþmeleri ve hamamlarý yýkýlmaya terk etmediðimize göre Kapalýçarþý’yý da terk edecek deðiliz. Gündelik alýþveriþler için deðilse de çeyiz düðün alýþveriþleri için daha iyisini mi bulacaðýz?

Kapalýçarþý dünyanýn en eski alýþveriþ merkezidir. Hali hazýrda en büyük alýþveriþ merkezidir ayný zamanda! Daha büyüðü de yapýlacak gibi deðildir: 110 bin 868 metre karelik bir alana yayýlmýþ, içindeki 16 han ve iki bedestene (Cevahir ve Sandal), 64 sokaða giriþ çýkýþýn 22 tane kapýdan saðlandýðý bir yapýdan söz ediyoruz! Kuyumcularý, dericileri, halýcýlarý, hediyelik eþya ve ne yazýk ki son yýllarda imitasyon çanta ve saat satan dükkanlarýyla Kapalýçarþý’nýn bir benzeri daha yok. Özellikle Avrupalýlar Kuzey Afrika ülkelerinden alýþýk olduklarý “souk”larý andýran bir yapý beklerken Kapalýçarþý’nýn büyüklüðü karþýsýnda afallar. Deðil bir gün içinde beþ gün içinde bile tamamýný gezip bitirmek mümkün deðildir.

Ýstanbul Üniversitesi’nde okuduðum ve Bab-ý Ali’nin son demlerine yetiþtiðim için Kapalýçarþý’yý iyi bilir ve çok severim. Þark Kahvesi’nde az oturmadým. Öðrenciyken blucinlerimi ille de Çarþý’dan alýrdým. Gümüþ takýlarýmý Cevahir Bedesteni’nden alýrým büyük bir keyifle. Annem deri giysiye ihtiyaç duyarsa hemen Çarþý’nýn yolunu tutarýz. Yurt dýþýndan konuklarýmý mutlaka gezdiririm Kapalýçarþý’da. Bir Ýstanbullunun hayatýnda ve anýlarýnda Kapalýçarþý’nýn yer tutmamasý mümkün deðildi bir zamanlar. Ama þimdi tarihi yarýmadayý bile görmeden evlenip çoluk çocuða karýþan bir banliyö nesli yaþýyor Ýstanbul’da!

Kapalýçarþý baþýmýza yýkýlsa, afili bir AVM’de adýný doðru dürüst telaffuz edemedikleri kremalý, þuruplu, çýrpýlmýþ kahvelerini içerken yýlbaþýnda takýlmýþ, yaz ortasýnda hala sökülmemiþ süsleri seyredecekler korkarým...