Seçime çeyrek kala kapatýlma riskiyle karþý karþýya kalan iki partimize ve güzîde liderlerine biraz yakýndan bakalým!..
Sayýn Devlet Bahçeli 6 Temmuz 1997’de Alparslan Türkeþ’in vefatýyla MHP’nin baþýna geçmiþ. Ýlk seçimde Baþbuð’un mirasý olarak 129 milletvekili kazanmýþ ve üçlü koalisyonda 3.5 yýl, siyasi hayatýnýn tek umûru olan baþbakan
yardýmcýlýðý yapmýþ. AK Parti’nin Türk siyasi hayatýna girmesiyle de barajda boðulmuþ, bilahare çýkmýþ ama bir daha iflah olmamýþ!
Öte yandan da 18 yýldýr, ‘diyaloga kapalý, delegeye açýk’ bir yalnýz adam olarak sürdürdüðü liderlik anlayýþýyla partisini de tabanýndan koparmýþ.
Ayrý kutuplar, birleþen yollar
Kemal Kýlýçdaroðlu da 22 Mayýs 2010’da Deniz Baykal’ýn siyaseten öldürülmesiyle, “Baþbakan Kemal” sloganlarý eþliðinde gelmiþ ama girdiði her seçimi kaybederek CHP’yi ‘ana muhalefet’e tapulamýþ.
Ayrýca seçildiðinde, bütün küskünleri geri çaðýrma söyleminin aksine CHP’yi ‘pürüzsüz bir butik parti’ haline getirmiþ!
Birlikte son deneme
Farklý zamanlarda, farklý yerlerden yola çýkan bu iki lider, bir siyaset fenomeni olan Recep Tayyip Erdoðan’a rakip olma bahtsýzlýðýnda buluþtu. Korkunun birleþtirici etkisiyle bu iki uç, 10 Aðustos’ta diðer ‘düþman kardeþler’ ile birlikte Erdoðan’a karþý bir cephe oluþturdu ancak sonuç deðiþmedi. Hezimetlerinin gerekçelerini açýklamaya çalýþýrken lisan-ý hâl ile “Aslýnda seçimler olmasa partilerimizi gayet güzel idare ediyoruz” diyorlardý...
Eyvah... Yine mi seçim...
Yine bir ‘felaket’ geliyorum
dedi ve yeni genel seçimin
takvimi belirlendi. Üstelik de
bu sefer sandýktan yine hüzün
çýkacak olursa ne Bahçeli’nin
“hokus-pokus” türü hesaplarý,
ne de Kýlýçdaroðlu’nun þok ifþaatlarý (!) bu vahameti kamufle
edemeyecekti.
Perþembenin geliþini daha
pazartesiden anlayan bu kaderdaþlar, “Denize düþen yýlana sarýlýr” hesabý, AK Parti’ye karþý her yolu denemeye baþladýlar.
Bu gedik kapanmaz...
Nitekim, devletteki derin darbeci yapýya karþý baþlatýlan mücadelesinde darbecilerin yanýnda yer almalarý böyle bir cinnetin tezahürüdür. Oysa bu yapý ilk ‘darbe’ denemelerini onlarýn partilerinde yapmýþtý.
Bu kirli ittifaklardan da sonuç alamayan muhalefet, seçim yaklaþtýkça akla ziyan ‘çözümlerini’ peþ peþe sýralýyor.
Ýþte, “CHP ve MHP kapatýlacak, HDP de barajýn altýnda kalacak. Böylece AK Parti 400 milletvekili ile iktidara gelecek” iddiasý o kâbusun uç halidir.
Bu iddiayý ciddiye alýp cevap vermenin bile saçma olacaðýný düþünüyor ve diyorum ki:
Çöküþünüzün açtýðý çukuru ‘kapatma masalý’ ile kapatamazsýnýz beyler...
Dolarý kim zýplatýyor?
Gözünü kin bürüyen Erdoðan karþýtý cephe artýk hiçbir þeyi net göremiyor. Kurulmuþ saat gibi akýllarýna gelen her vesileyle Cumhurbaþkaný Erdoðan’ý suçlamak için kullanýyor. Son malzeme ise ABD Dolarý... Efendim, Erdoðan konuþtukça dolar yükseliyormuþ. Bunlar Cumhurbaþkaný Erdoðan’ý yeriyor mu övüyor mu belli deðil. Zira, dolarýn arttýðý onlarca ülkede de Cumhurbaþkaný Erdoðan’ýn bu kadar etkili olduðunu söylemiþ olmuyorlar mý?
Ayrýca neredeyse 1 dolar seviyesine ‘düþen’ Euro da Erdoðan’ýn dilinden anlamýyor galiba!..
Farklý ölçü, ayný mesafe...
Doðan Holding Onursal Baþkaný Aydýn Doðan yayýn ilkeleri toplantýsýnda, kendisine baðlý yayýn grubunun “seçim döneminde objektif yayýncýlýðýný sürdüreceðini ve bütün partilere eþit mesafede duracaðýný” vurgulamýþ.
Sayýn Doðan, bu durumda her parti için kullandýðýnýz ölçü birimi farklý galiba!..