"Kapitalizmin, sürdürülebilir sistem olmaktan çýktýðý çok özel bir dönemde yaþýyoruz. Dünya nüfusunun yüzde 1’inin, toplam servetin yüzde 55’ine sahip olduðu, 60 “ultra-zengin” þahsiyetin toplam servetinin 3.7 milyar insanýn cebindeki paraya eþit olduðu bir dünya sürdürülebilir deðildir. Bunu en iyi, neo-liberal uygulamalarla dünya halklarýný soyup soðana çevirenler biliyor. Emperyalizmin ana bayraktarý, Amerika Birleþik Devletleri’nde, 43 milyon insan, açlýk sýnýrýnda, verilen gýda kuponlarý sayesinde yaþama tutunuyor. Bu insanlarýn kaðýt üstünde vergi mükellefleri gözüktüðü devlet, silaha tüm dünyanýn toplamýnýn iki katý para harcýyor!.. Kapitalizm, insan iliþkilerini geriye dönülmez þekilde zehirledi. Toplumlardaki adalet duygusunun yok olmasýna neden oldu. Ýnsanlýðýn geleceðine dönük en küçük projesi bile yok. Aksine, doðayý sürekli tahrip ediyor, böyle devam etmesi halinde, iki kuþak sonra insanlýðýn büyük bir felaket yaþamasý da kaçýnýlmaz görünüyor. Beka mücadelesi veren bir millet olarak oturup BEKA EKONOMÝSÝ’ni enine-boyuna konuþmamýz gerekiyor, geç kalýyoruz, uyarýyorum.”(1)
Bu satýrlarýn yazýlmasýnýn üzerinden 10 ay geçti, þu anda yaþadýðýmýz manzara ortadadýr.
BEKA EKONOMÝSÝ’ni, küresel baðýmlýlýk nedeniyle emperyalizmin duvarýna dayayan, zengini daha zengin, fakiri ise ölümcül fakir kýlan bu sistem üzerinden kurgular, “kapitalist kalkýnma modelinde” ýsrar edersek, uzun ve sancýlý bir ölüm yaþayacaðýz.
Kapitalizm neden ölüyor, onu da anlatmýþýz.
“Kapitalizmin yaþayabilmesi için birinci þart, yeni pazar geniþlemeleri ve büyüme rakamlarýnýn yüksek olmasýdýr. 2008’den bu yana dünyada böyle bir zemin yok ve kapitalizmin arzu ettiði geniþleme de ufukta gözükmüyor. Buna karþýlýk dünya nüfusunun yüzde 1’nin, toplam servetin yüzde 52’sine sahip olduðu insanlýk tarihinin en eþitliksiz dönemi, fakir kitlelerin tüketim eðilimlerini düþürüyor, borçlarýn da katlanmasýna yol açýyor. “Zombi Kapitalizm” dediðimiz kavram da tam bu noktada kendini gösteriyor, ortalýk yerde dönen bir para var ama, kazançlar yalnýz ekranlarda kendini gösteriyor. Doðrudan yatýrým yok, istihdam yok, üretim düþük, yalnýz ekran spekülasyonlarýndan ve ranttan doðan kar ve derinleþen fakirlik var, bu sistem mi?”(2)
· BÝR VÝRÜSLÜK CANI VARDI ZATEN…
KOVÝD-19 çýktý diye kapitalizm krize girmedi, o, bir “zombi”ydi zaten, yürüyen ölü, bir virüs sonucunda bir kez daha mezara yakýn bir noktada durdu, boþ gözlerle etrafa bakýyor.
Dünya borsalarý geçtiðimiz pazartesi günü 23 yýlýn rekor çöküþünü (yüzde 7.79’luk deðer kaybý) yaþarken zombi kendini, Dow Jones’ta iþlemleri 15 dakika süreyle askýya alarak kurtarabildi.
Arkasýndan gelen petrol savaþý bir tek gerçeði ortaya çýkardý: Anlý-þanlý üniversitelerin parlak beyin olarak takdim edilen akademisyenlerin üzerine toz kondurmadýðý bu yapý, tekrar ifade ediyorum, yaþayan bir ölüdür. Öyle olmasa, robot teknolojileri ve yapay zeka çalýþmalarý sonucu ortaya çýkacak yeni sentezde, iþsiz, mesleksiz kalacak “kalabalýðý” ne yapacaðýný, onlarý nasýl ortadan kaldýrabileceðini hesaplayacak kadar alçak olabilir mi?
· YUNANÝSTAN SINIRI GELECEÐÝN GÖRÜNTÜSÜDÜR…
Türkiye-Yunanistan sýnýrýnda yaþanýlan göçmen krizi, aslýnda Geleceðe Dönüþ filmi kývamýndadýr, biz o sýnýrda geleceðe gittik, olacaklarý görüyoruz.
Avrupa Birliði’nin Müslüman göçmenlere karþý geliþtirdiði acýmasýz politika, aslýnda, robot-yapa zeka zeminli sanayi 4.0 sonrasýnda ortaya çýkacak “iþe yaramaz kalabalýða” karþý kapitalizmin ve dünyanýn elit uluslarýnýn izleyeceði politikanýn provasýdýr.
Yüzde 1’in her þeye hakim olduðu bir dünyada, sistem, tabii ki, iþsiz-güçsüz ve “vergisini veren vatandaþa yük olan” bu insanlarý çöplük faresi olarak görüyor ve onlarýn çocuklarýyla birlikte þu-veya –bu þekilde erken ölmelerinin yollarýný açýyor.
Medya üzerinden pompalanan görüntüler ise, kendini þanslý sayan insanlarýn zamanla, “ölürlerse ölsünler, bana ne” noktasýna taþýnmasýnýn sosyo-psikolojik harekatýndan baþka bir anlam ifade etmiyor. (Suriyeliler hemen gitsin kampanyasýna gönül verenler, gelecekte tabii ki mezar kazacaklar ama, kimin, kendilerinin mi, bilemem.)
Bakýn, CNN’in Saddam’lý Baðdat’tan ilk “savaþ canlý yayýný” yapmasýnýn üzerinden tam 30 yýl geçti ve artýk insanlýk, dünyanýn dört bir yanýndan akan savaþ görüntüleri karþýsýnda nasýl soðuk bir duvar gibi duyarsýz hale geldi, merak etmeyin, yakýn gelecekteki kuþaklar, fakirlik ve çaresizlik içinde ölümlerini bekleyen çocuklar ile ilgilenmeyeceklerdir.
· BÜYÜK YIKIMLAR YÜZYILI…
Birden patlak veren ve özellikle Suudi Arabistan’dan gelen ataklarla petrolün varilinin 10 Dolara kadar gerilemesine rotalanan bu “petrol fiyatý savaþý”nýn sonunda her þey kontrolden çýkýp, büyük bir nükleer hesaplaþmayla karþýlaþabilir miyiz?
Bunu, Amerikan kaya gazý/petrolü þirketlerinin yüzde 50’sinin bir yýl içinde iflas etmesi, Rusya’nýn ise, savunma harcamalarýný sürdüremez hale gelmesiyle anlayacaðýz.
O ana kadar sinirleri saðlam olan kazanýyor gibi görünse de, insanlýðýn en az yarýsýný ortadan kaldýrabilecek bir hesaplaþmanýn olmayacaðýný da kimse söyleyemez…
Benim kuþaðým, 20’nci yüzyýlý, iki kutuplu dünyada “nükleer dehþet dengesinde” yaþadý. 1989’da Berlin Duvarý yýkýldýðýnda hepimizin rahat bir nefes aldýðýný dün gibi hatýrlýyorum.
Önümüzdeki yüzyýla umutla bakýyorduk, onun, bu ölçüde gaddar, adaletsiz ve her türlü yýkýma açýk planlandýðýný bilemezdik…
Üzgünüm…
Ýnsanlýk dayanýlmaz aðrýlý bir ölüm yaþayacak…
(2) https://www.star.com.tr/yazar/kapitalizm-oldu-bize-milli-ekonomik-plan-gerek-yazi-1287060/