Karagül’ün elemaný

Kaç gündür aradýðým tanýmlamayý BirGün gazetesi buldu: “Karagül’ün elemaný Ahmet Kekeç’e saldýrdý...”

Demek ki pozisyonlarýný gizlemeyi baþaramýyorlar.

Biz onu Türk öykücülüðünün saygýn eleþtirmeni sanýyorduk, o gitti Karagül’ün “elemaný” oldu.

Ömer Lekesiz’den söz ediyorum.

Eleman, hem kiþisel olarak kendisini ve çalýþtýðý kurumu ilgilendirmeyen bir konuda “kurumsal muhatap” kýlýðýna girip küfürler savuruyor, hem de takdir makamýna kurulup “Ehl-i irfan olanýn bil hatýrý... “, “Yanlýþlar toplamýndaki isim: Ahmet Kekeç” diye sahtekârca yazýlar yazýyor.

Sonra da “kýrk yýllýk dost...”

Kýrk yýllýk dostluðu gözettiði için mi “Pelikan yalýsýnda havlayan arpalýk mücahidi” þeklinde terbiyesizce tweetler atýyor?

Efendim, Ahmet Kekeç’i sýkýntýya düþüren konu Akif Emre olamazmýþ. Mahmut Erol Kýlýç da olamazmýþ, çünkü Kekeç'in “meslek ve meþrep” olarak onunla bir baðý olmadýðý gibi, her fýrsatta kendisinin Ýslamcý olmadýðýný söylemesi bakýmýndan da Kýlýç'la bir ünsiyeti, yoðun ilgisine mazhar olacak (!) bir aidiyeti de bulunmamaktaymýþ.

Eleman “meslek ve meþrep” olarak hangi “bað”a yakýþtýðýmý düþünüyor? Ne zaman kendimi ideolojik bir “aidiyetle” tanýmladýðýmý ya da bunun tersini ifade ettiðimi görmüþ de, Ýslamcýlýk düþüncesiyle aramda gevþek baðlar vehmediyor?

Hüccet mi sayýyor kendini?

Doðrudur, bazen ne olmadýðýmý, kimlerle yürünemeyeceðini yazdýðým olmuþtur... “Ýslamcýlýklarýmýzý” ve Ýslamcýlýkla baðlarýmýzýn derecesini tartanlarla, hele onlarýn Ýslamcýlýklarýyla iþimiz olmaz.

Biz onlarýn Ýslamcýlýðýný 28 Þubat sürecinden biliyoruz.

Üniversitedeki genel sekreterlik makamlarý tehlikeye girmesin diye, Ýslamcý gazeteleri arayýp, “Allah rýzasý için bizi savunmayýn” demiþ adamlardýr bunlar.

Baþkalarý elini taþýn altýna koysun, baþkalarý yansýn, Ýslamcýlýkla baðlarý sorgulananlar hakkýnda yüzlerce dava açýlsýn. Yeter ki bu beyefendilerin ve kokmaz bulaþmaz rektörlerinin rahatý bozulmasýn.

Eleman, o terbiyesizce tweetleri atan kendisi deðilmiþ gibi, bir de özür beklediðini söylüyor, utanmadan!

Kimden özür dilemem gerektiðini düþünüyor?

Bana küfrettiði için kendisinden mi?

Kurumundan mý?

Kurumuyla, yani Yeni Þafak’la ilgili bir tartýþma baþlattýðýmý, hele kurumuna bühtanda bulunduðumu hatýrlamýyorum. Ki, benim de þerefle 8 yýl çalýþtýðým, her zaman sitayiþle andýðým bir kurumdur.

Bir yazý yazdým ve arkasýndan “Yaþayan Akif Emre” diye aðlayanlarýn, yani Akif tapusunu elinde bulunduranlarýn, saðlýðýnda merhuma yapýlanlara seyirci kaldýklarýný söyledim.

Bu yazýnýn muhatabý “yayýn müdürü” diye kodladýðým kiþidir.

Eli kalem tutuðuna göre, kendini savunacak ehliyete sahiptir.

“Tetikçi”gereksinmeyecek cesarete de sahiptir.

Makamýný ve yetkilerini kötüye kullanan, “kiþisel hesaplarýný” bu yolla gören, evhamlarýyla insanlarýn hayatýný karartmýþ ve hiç Allah’tan korkmayan bir kiþiden söz ediyoruz...

Ýnsanlarýn namusu ve þerefiyle oynamayý “ahlak sorunu” yapmamýþ bir kiþiden söz ediyoruz...

Bir müfteriden söz ediyoruz...

Peki, “eleman”a ne oluyor?

Küfrederek, “Büvelek tutmuþ manda öfkesi” ve “cik cik öten vicdan kuþu” gibi, üstün halk deyiþi kültürünü konuþturarak neyi halletmiþ oluyor?

Hayata evhamlarýyla bakan bir “rahatsýz kiþiliðe” göðsünü siper etmek ve ona salyalý bir tatmin saðlamak dýþýnda ne yaptýðýný zannediyor?

Hangi yol ayrýmýna geldi de, kýrk yýldýr ihtimamla koruduðum/koruduðumuzu zannettiðim “hukuk”u gözden çýkaracak kadar þuurunu kaybetti?

Uzatabilirim ama buna deðecek bir kiþi olduðunu düþünmüyorum.

Bu cümleden olarak, ettiði küfürleri “aynen” kendisine iade ediyorum ve “baþka kapýya” diyorum.

ÖZÜR

Böyle bir yazýyla karþýnýza çýktýðým için özür dilerim. Nezahet dairesinde konuþup tartýþabilme imkâný bulamadým. Çünkü bu zemin eleman tarafýndan ortadan kaldýrýldý.

Utanmaz adam, hem “Pelikan yalýsýnda havlayan arpalýk mücahidi” diye saydýracak, hem de “mah-ý gufran hürmetine olsun kýrk yýllýk dostluðun hakkýna göre davranmasýný bekliyorum” diyecek...

Hak ettiði neyse, bundan sonra onu alacaktýr!