Karalar bağlasalar yeridir

Herhalde artık daha kolay gözlemlenebiliyor: PKK’nın silâh bırakmasıyla sonuçlanması beklenen süreç engel tanımayarak yoluna devam ediyor. Özellikle Kandil’in Türkiye içerisindeki militanlarını sınır dışına çekeceğini açıklaması sonrasında tereddütler büyük çapta giderilmiş olmalı...

Silâhların sustuğu, siyasetin kanallarının daha fazla açıldığı bir ülke olacak Türkiye...

Bundan rahatsızlık duymak gerekir mi? Gerekmez. Ancak yine de ülkemizin teröre muhatap olmaktan çıkması ihtimalini hiç de hoş karşılamayanlar var. Kimi, PKK adına yapılan açıklamanın genel doğrultusunu yanlış yansıtarak, kimi ise doğru anladığı halde bunu sakıncalı sayarak süreç aleyhtarlığına devam ediyor.

Önemli olan milletin tavrı. Gelişmeyi yakından izleyen herkes, eli silâhlı militanların kol gezdiği, her köşesi terör eylemlerine açık bir ülke olmaktan çıkıp, güvenliğin demokrasi içinde sağlandığı yeni bir anlayışın hâkim olmasına olumlu bakıyor.

Yıllar ve yıllar boyu “Şehitler ölmez, vatan bölünmez” diye bağrılan bir ülke burası; şimdi ilk kez, teröre şehit verilmeyen ve bölünme tehlikesinden uzaklaşmış bir ülke haline dönüşme ihtimali belirdi. Hep şehitler verileceği ve vatanın bir gün bölüneceği üzerine üretilmiş bir slogan, böylece, tedavülden kalkmış oluyor...

“Artık şehit verilmezse ve vatan da bölünmeyecekse halimiz nic’olur?” diye yas tutulur mu?

Elbette dümdüz bir yola henüz girilmedi, engebelerle, kasislerle karşılaşmak hâlâ mümkün; bilinmezlerin hiç de az olmadığı bir ortamdayız. Böyle ortamlarda hep olduğu gibi, madem ayrıntılarına vakıf olmadığımız pek çok şey var, bizler de sağduyumuzu kullanıp sağlam öngörülerde bulunmalıyız.

CHP işte bunu yapmıyor...

MHP gidişin ne yöne olduğunun farkında, bunu varlığına tehdit olarak görüyor ve her yöntemi kullanarak süreci durdurmaya çalışıyor. Kandil’deki açıklama sonrası sürecin durdurulamazlığını anlamış olmalı. Yine de süreç boyunca hayali tehlikelerle gündemi işgal etmeyi sürdürecektir. Başka ne yapabilir ki MHP?

Oysa CHP geçmişte konuya çok sıcak bakabilmiş bir parti. 1989’da ‘Kürt Raporu’ hazırlamış kadrodan bazı isimler saflarında. İktidarın sonradan ısındığı ‘âkil insanlar heyeti’ ile Meclis’te ‘barış süreci komisyonu’ formüllerini ilk gündeme getirenler CHP’lilerdi. Başbakan Tayyip Erdoğan’ı ziyaret edip “Sorunu birlikte çözelim” tekilifinin sahibi CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu değil miydi?

Hayrettir, aynı CHP bir süredir bir oraya bir buraya yalpalıyor.

Neden? Büyük ihtimalle, süreci doğru okuyamadığı, durdurulabilir sandığı, durdurulamadığını görünce başarının iktidarın kâr hanesine yazılacağına inandırıldığı için... Yani şu ana kadar gerçekleşmiş hiçbir gelişmeyi öngöremediğinden...  

Geleneksel olarak kendisine gelen oyların bir bölümünü, süreçle ilgili politika benzerliği yüzünden, MHP’ye kaptırıyor CHP. MHP lideri bundan dolayı sevinçli ve sevincini artık saklayamıyor da...

Zigzaglı tavrıyla CHP, her zaman kendisiyle paralel bir çizgi izlemiş medyadaki uzantılarını da boşa çıkarmış oldu. Pek çok yorumcunun süreç başından beri birbiriyle çelişir yazıları okurlarının da başını döndürmüş olmalı.

Tünelin ucundaki ışık bugün daha parlak...