Ülke efkâr-ı umûmiyesi, 'sokak kabadayılığı'ndan 'mafiatik şef'liğe yükseldiği söylenen bir kişinin, yurt dışına çıktıktan sonra, oradan, kendi meşreb ve uslûbuna yakışan bir takım iddialı söz veya açıklamaları ve iç siyaseti tanzim etmeye kalkışmasıyla meşgul, günlerdir..
Hedefinde de, İçişleri Bakanı var..
Medyadan bir 'kardeşler grubu' da, o kişi ile İçişleri Bakanı arasında, -kendi ifadeleriyle- iki dost arasında sıkışıp kalmış durumdalarmış.. Bir tarafta, bir 'mafia baba', diğer tarafta, İçişleri Bakanı.. İkisi ile de geçmişte yakın dost olmanın gururu şimdi, kendileri için 'baş ağrısı'na dönüşmüş gibi..
İçişleri Bakanı, o kişinin karanlık köşesinden yaptığı iddiaları karşısında, 'İsbat edilsin, bu makamda 1 saniye bile durursam, şerefsizim, namussuzum..' diyor. Çok güçlü bir meydan okuma.. Eğer, onun İçişleri Bakanlığı'ndan uzaklaşması isteniyorsa, adam, 'Buyrun.. Hodri meydan..' diyor, açık çek veriyor. Varsa eğer elinizde bir şeyler, evet buyrunuz..
Gerçekten de, siz İçişleri Bakanı'nın yerinde olsanız, n'aparsınız?
Zor bir konu..
Kişiler üzerine sıçratılan 'cîfe'lerin doğru, yanlış veya yalan olmasını yargı makamları belirler belki; ama, yıllar geçtikten ve 'ay bacadan savuştuktan sonra.'
Bazı okuyucular, 'Günlerdir ülke bu iddialarla çalkalanıyor, bu konuda niye yazmıyorsun..' diyorlar.. Neyi, nasıl yazayım?
Karanlıktan bir takım uğultular, bağırmalar, tehdidler geliyor.. Karanlığın yeri neresi, ve bu seslerin çıkarılmasından maksad ne, meçhûl..
Kitabullah bize, 'haberleri, tahkik etmeksizin kabullenmememiz gerektiği' ölçüsünü veriyor.
Bu konuda, karanlık bir âlemde, tahkikat yapamıyacağımıza göre, sadece bazı beyanları aktarmakla yetinebiliriz..
Hani, geceleri bazı yerlerde, ayrı dünyalardan geldiği veya supergüç merkezlerinin casus dinleme- gözetleme cihazları olduğu iddia edilen 'UFO' denilen bir takım dairevî halkalardan söz ediliyor ya.. Bu iddialar da öyle.. (Bu arada yeri gelmişken, eski Amerikan Başkanı Obama bile geçen hafta, Amerikan Donanması'nın kaydettiği UFO görüntüleri ile ilgili olarak, bir TV programında, 'görüntülerin doğru olduğunu, ama fazla ayrıntı paylaşamayacağını' söylüyordu.)
Bizim kamuoyunun UFO rivayeti de karanlıktan saçılan bu son iddialar.. Ve, halkın her kesiminin ağzında, sakız..
Elbette bu gibi iddialar, karanlıktan bile gelse, hele de bir İçişleri Bakanı için yapılınca, daha bir yıpratır. Bu bakımdan, C. Başkanı Erdoğan, elde delil olmasa bile, öyle bir yıpranma ihtimalini görürse, Bakan'ı değiştirebilir. Ama, karanlıktan gelen bu iddialar için bir 'Bakan' harcanır mı?
Ancak, karanlıktan konuşan kişi, İçişleri Bakanı için, 'Hasta ruhlu adam. Sen oralara geldin de bizi yönetiyorsun ya.. Yaktın bizi, kendini yaktın, her şeyi yaktın, biraz sonra alev alev yanma dönemi başlıyor. Yanacaksın.' diyordu, son konuşmasında.. Bu da, o Bakan'ın lehine sayılabilir.
Ama, bu 'mafiatik' kişi, Binali Yıldırım'ın oğluna da, 'Güney Amerika'dan kokain kaçakçılığı' yaptığı suçlaması yapıyor. 'Neden kokain yakalanamıyor.. Çünkü, onun direkt gemisiyle ilgili de değil, başka gemiler de koordinasyon alıyor. (...)' diyor ve oradan da M. Ağar'a geçip, aynı uyuşturucu kaçakçılığı için, 'Ağar da bu senkronizenin tam ortasında..' diye ekliyor..
Binali Bey, oğluyla ilgili iddiaları, 'Bize yapılan en büyük hakaret..' diye reddetti, dün..
Karanlıktan seslenen kişi, 1996'larda, Ağar'ın yaptırdığı bir takım 'infaz'lardan da söz ediyor ve kendisinin onlar içinde yer almadığını ileri sürerek, 'Öldürsek öldürdük derdim. (...) Şimdi diyecekler, niye anlatmadın.. Yahu, sen her gördüğünü anlatıyor musun? Hepimiz birbirimizin aynısıyız?' gibi ilginç cümleler kuruyor. 'Biz o zaman Mehmet Ağar, Korkut Eken hep beraberiz. Çocuğum o zaman.. Bana genelde iş adamlarını yönlendiriyorlar, faili meçhullerden ziyade.. 'Kaç kişi böyle gitti. Bu Mehmet Ağar var ya bu Ağar, tüm uyuşturucu işi yapanlar bunun arkadaşı. (...)Adam tüm geçmişi temizlemek için MGK'ya sunum yaptı. O zaman Tansu Hanım, onu ikna etti. Sonra başladılar hepsini öldürmeye..' iddialarıyla, bir çok ünlü uyuşturucu baronların saf dışı edilişini anlatıyor. Yani, içinde olmadığı karanlık ilişki yok gibi, doğruysa bu iddialar..
Bu kişi, daha sonra nice suçsuz kimselerin yıllarca yanmasına sebep olan, 'Uğur Mumcu' cinayetine değinerek, 'Görüşüne katılırsınız katılmazsınız. Bence şehittir. Namuslu adamdı. Dürüst adamdı. ' diye tezkiye ettikten sonra, 'Uğur Mumcu şehit ediliyor. Yanına ilk gelen kim, kaatil en önce gelir, Mehmet Ağar. Mumcu'nun eşine, "Ben buradan bir tuğla çekersem, devlet aşağı iner.." dediğini belirtiyor..
Evet, ona bakılırsa, sadece kendisi değil, devlet de, çok karanlık bir cinayet mekanizması..
Bu kişinin bütün bunları anlattıktan sonra, 'Vallahi ben inanıyorum, Tayyib Âbi bunları görecek..' demesi de ilginç..