Karanlık hikayenin sömürüsü

Mustang’i seyrettiğimde birçok filmde yaşadığım iç çatışmayı tekrar hissettim. Özellikle yabancı yatırımlı veya yurtdışı destekli yapımlarda aynı şeyleri görürüm. Mustang, Türkiye’de genç kızların akrabaları tarafından uğradıkları cinsel istismar, tutucu toplumun baskısı, çocuk yaşta evlendirilme, kızların kendini tanıyıp bir kişilik oluşturmasına izin vermeyen toplumsal ilişkilerin olduğu bir konuya sahip. Bunların hepsi de beş kız kardeşin başına geliyor. Filmin bu açıdan sinemanın önemli görevlerinden birini üstlendiğine inanıyorum. Ama bunu sinemasal değerleri göz önüne alarak ne kadar doğru yaptığını tartışmayacak mıyız? Bir filmin dilini biraz da işlediği konu belirler. Çok ciddi bir konuyu komedi türünde işleyip istediğiniz mesajları verebilir hem de efsanevi filmler çekebilirsiniz bu şekilde. Bunu yaparsanız ciddiyetsiz veya kolaya kaçtığınız söylenemez. Ama bir film fiziki gerçeklere uymuyorsa bu yönetmeninin cahilliğinden veya kolaya kaçmasından kaynaklanıyordur. Mustang’de böyle çok hata var. Bütün bu hataları topladığımda bunları sinemasal bir tercihin getirisi olarak kabul edemiyorum.

İzlemeyince nereden bilelim?

Perdede seyrettiğim hikaye beni ilgilendiriyor. Yönetmenin kafasındaki proto-hikaye değil. Çünkü izleyicinin, yönetmenin kafasındakileri perdede seyretmediği sürece bilmesine imkan yok. Filmin hikayesini yazarak, gördüğümüz hataları biraz açalım. İnebolu’da yetim beş kız kardeş babaanneleri ve amcalarıyla yaşamaktadır. İlk sahnede bu kız kardeşleri erkek arkadaşlarıyla denizde eğlenirken görüyoruz. Daha sonra evlerine döndüklerinde babaannelerinin büyük tepkisiyle karşılaşıyorlar. Mahalleli onları erkeklerle denize girerken görmüş ve bire bin katarak babaanneye yetiştirmiştir. Babaanne kızlara kendince bekaret kontrolü yapmaya kalkar. Kızlar tepki gösterir. Bir dolu bağırış çağırıştan sonra amca eve döner ve asıl gümbürtü o zaman kopar. Amca kızları dövmeye kalkar, sonunda hepsini alıp hastaneye götürür. Kızlar orada gerçek bekaret kontrolünden geçirilirler. Daha sonra babaannenin ve bütün kasabalıların kızları evlendirme çabalarını seyrederiz. Görücü usulü evliliğin, çocuk gelin olmanın çirkinliğinin gölgelerini izleriz perdede.

Bu kadarla kalsa filmi farklı eleştireceğim ama yetmezmiş gibi bir de amcanın cinsel istismarı eklenince bu toprakların sinema yapamama veya kendi zavallılığımızı istismar etme alışkanlığını tekrar yaşamış oldum salonda. Nereden başlayalım, kızların asla taşralı, ailenin olaylar geliştikçe gördüğümüz baskıcı tutumunun doğal olmamasından mı? Kızları eve hapsedip her birini evlendirecek, televizyonu, telefonu yasaklayacak kadar tutucu bir ailenin üyeleri asla perdede yoktu. Mesela babaanne... Nihal Koldaş’ın canlandırdığı karaktere Karadenizli bir babaanne demeye bin şahit ister.

Filmde maddi hata var

Beş kız kardeşe gelince... Filmin en güzel şeyleri onlar. Hepsinin kabiliyetine sözüm yok ama yönetmene soracağım bu kızların taşrada yaşayan kız çocuklarına benzer neresi var Allah aşkına? Ne diksiyonları, ne karakterleri, bu sebeple de ne isyanları gerçekçi... Filmde 10 yıldır bu kardeşlerin amca ve babaanneleriyle yaşadığı söyleniyor. Bu sürede aile hiç mi bir tavır geliştiremedi birbirlerine karşı? Kardeşlerin serbestliği, özgürlüğü daha önce hiç mi problem olmadı?

Filmde maddi hata da var. Bir maç olayı var şaşkınlıkla izledim. İki yıl önce ligimizdeki takımlara verilen sadece kadınların izlediği cezalı maçlar vardı. Gerçekten ilginç bir olay ama bunu kullanmak için bu kadar da gerçeğin dışına çıkılmaz ki.  Kızlar evden kaçıp kadın maçına gidiyor. Görüntüde Galatasaray maçı tribünleri var. Yani bunların İstanbul’a gidip dönmesi lazım. Ama İnebolu’dalar. O zaman herkes film öykülerinin gerektirdiği gerçekliği böyle es geçip gitsin. Olmaz böyle şey.

Bu film, Fransa’nın Oscar adayı. Merak ediyorum bir Fransız o babaannenin veya kızların asla öykünün geçtiği bölgeye uymadığını nasıl anlar? Veya İnebolu’da yaşayan kızların İstanbul’da sadece kadınların alındığı maça gidip gelmelerini? Tabii ki anlayamaz. Bu da sizin için dezavantaj olmaktan çıkar. Diyeceksiniz ki tamam uymazsa uymasın kızların yaşadıkları dram yeter. İyi de sinema bunun gerçekliğiyle güç almak zorunda değil mi? Sadece hepimizin kabul ettiği yetersizliklerimizi, çirkinliklerimizi konu etmek yeter mi bir filmin değerli bir sinema olarak algılanmasına? Yetmez hanımlar, beyler yetmez. Bu sadece bizim kendi karanlık hikayemizin sömürüsüdür.

FİLMİN KÜNYESİ

Yönetmen ve senarist: Deniz Gamze Ergüven

Oyuncular: Güneş Nezihe Şensoy, Doğa Zeynep Doğuşlu, Elit İşcan Tuğba Sunguroğlu

Yapım: 2015, Fransa-Almanya-Türkiye, 97 Dak.

VİZYONDAKİLER

Babalar ve Kızları

Eşinin ölümünden sonra beş yaşındaki küçük kızına tek başına ebeveynlik yapmaya çalışan ve geçirdiği nöbetler dolayısıyla tüm hayatı değişen bir babanın, kızıyla kurmaya çalıştığı bağ ve yazarlık kariyerindeki inanılmaz değişim.

FİLMİN KÜNYESİ

Filmin orijinal adı: Fathers and Daughters

Yönetmen: Gabriele Muccino

Senarist: Brad Desch

Oyuncular: Russell Crowe, Amanda Seyfried, Aaron Paul, Diane Kruger

Yapım: 2015, ABD-İtalya, 116 Dak.

Son Cadı Avcısı

Modern dünyanın en şaşırtıcı gizemi dünya üzerine acımasız cadıların aramızda yaşayıp yaşamadığıdır. Cadı avcısı orduları, yüzyıllarca cadılara karşı dünyanın her yerinde savaştı. Cesur bir savaşçı olan Kaulder, Kraliçe Cadı’yı katletmeyi başarır. Ancak Kraliçe Cadı katilinden intikamını almak için dirilir ve insan ırkının geleceğini belirleyecek olan büyük savaş başlar.

Filmin orijinal adı: The Last Witch Hunter

Yönetmen: Breck Eisner

Senarist: Cory Goodman

Oyuncular: Vin Diesel, Rose Leslie, Elijah Wood, Rena Owen              

Yapım: 2015, ABD, 106 Dak.

Evlenmeden Olmaz

Modern çağda evlilik baskısı ve korkusu arasında sıkışıp kalmış kızların ve erkeklerin öyküsü. Zeynep ve Yavuz birbirine çok aşık bir çiftken Zeynep’in evlilik arzusu, Yavuz’un ise evlilik korkusu yüzünden ayrılırlar. Ancak ikisi de birbirini unutamaz. İşi sebebiyle bir araştırma yapmak için ‘Evlenmeden Olmaz’ isimli bir çöpçatanlık bürosuna giden Zeynep ile arkadaşları Melisa ve Ayşe, orada Adnan denilen tuhaf bir çöpçatanla karşılaşırlar.

Yönetmen:Yasemin Türkmenli

Senarist: Özge Aras

Oyuncular: Cansel Elçin, Özge Özberk, Hakan Eratik, Gözde Okur

Yapım: 2015, Türkiye

Otel Transilvanya 2

Otel Transilvanya kapılarını insan misafirlerine de açmıştır. Ancak Drakula’yı endişelendiren bir durum vardır. Torunu, yarı insan, yarı vampir Dennis, hiç vampir özelliği göstermemektedir. Mavis, eşi Johnny ile insan akrabalarını ziyarete giderek, kendi kültür şokunu yaşarken, Drakula da arkadaşlarıyla Dennis’i ‘canavar eğitim kampı’na gönderir.

Filmin orijinal adı: Hotel Transylvania 2

Yönetmen: Genndy Tartakovsky Senarist: Adam Sandler

Seslendirenler: Adam Sandler, Andy Samberg, Selena Gomez, Kevin James                

Yapım: 2015 ABD, 89 Dak.

Takım: Mahalle Aşkına

Gökdelenlerin arasında kalmış bir mahallede halı saha işleten Turgay ve eski bir futbolcu olan ağabeyi Tufan, fazlaca borçları olmasına rağmen sahanın bulunduğu araziyi almak isteyen inşaat firmasına direnirler. Maddi krizden kurtulmak için ise bir fikir bulurlar. Yakın zamanda yapılacak olan ve kazanana büyük bir ödülün verileceği sokak futbolu turnuvasına katılmaya karar veren iki kardeşin sağlam bir takım kurması gerekir.

Yönetmen:Emre Şahin

Senarist: İnan Temelkuran

Oyuncular: Fırat Tanış, Yağız Can Konyalı, Beyza Şekerci

Yapım: 2015, Türkiye

SOLACE

Clancy, sıra dışı yeteneklere sahip bir adamdır. Münzevi bir yaşamın içinde, geçmişten gelen gizemli ve acı dolu olayların hesaplaşmasını yaşarken, geleceği görme ve psişik yeteneklerini yaşamından uzak tutmaya çalışıyordur. Ancak FBI Özel Ajanı Joe Merriwether ve Joe’nun genç ve şüpheci ortağı Katherine Cowles, ona başvurunca işler değişir.

Yönetmen: Afonso Poyart Senarist: Sean Bailey, Ted Griffin

Oyuncular:  Colin Farrell, Anthony Hopkins, Jeffrey Dean Morgan, Abbie Cornish

Yapım: 2015, ABD, 101 Dak.