Kararlılık Fırtınası Husiler ve İran

Dün Suudi Arabistan’ın başını çektiği 10 devletten oluşan koalisyon Kararlılık Fırtınası (Asıfetu’l-Hazm) adını verdikleri bir operasyon başlattılar. Operasyonun hedefi bir darbe sonucu Yemen’i işgal eden Husileri durdurmak. 

Husilik bir mezhep değildir.

Husilik Hüseyin Husi’nin 1992’de kurduğu Ensarullah isimli Zeydi inancına mensup İran destekli silahlı hareketin adıdır. Husi hareketinin eylemlerinde 60 bin Yemenli hayatını kaybetmiştir. Yarım milyon insan yerinden yurdundan olmuştur.

Ensarullah Hareketi’nin kurucusu olan Hüseyin Husi’ye nisbetle Husiler denmiştir. Hüseyin Husi hükümetin ayrımcı ve ötekileştirici politikalarına karşı 1992 yılında ayaklanmıştır, 2004 yılında öldürülmüştür. Yemen’in kuzeyindeki Sa’da şehri hareketin merkezidir.

Husiler 30 milyonluk Yemenin yüzde 5’ine tekabül eden bir nüfusa sahipler.

***

Akla gelen ilk soru nasıl olur da yüzde 5’lik bir azınlık yüzde 95’e hükmeder.

Oyun içinde oyun. Kirli bir oyun.

Husilerin o gücü yok ama onlara o gücü verenler ve bu oyunu seyredenler var.

Hemen söyleyelim, Husilerin arkasında eski cumhurbaşkanı Ali Abdullah Salih ve İran var.

Seyredenlerin başında da ABD ve batı olmak üzere bütün bölge ülkeleri var.

İran’dan Husiler’e gemiler dolusu tonlarca silah ve mühimmat giderken ABD sadece seyretti.

Asıl faktör ise eski cumhurbaşkanı Ali Abdullah Salih.

Yoksa Sa’da’dan çıkan bir avuç Husi bütün Yemen’i nasıl ele geçirecek.

Salih görevden alındı  ama devletin ordu dâhil bütün kurumlarında hâlâ en etkin güç o.

Husilerin adını kullanarak ülkeye hükmediyor. İran da Husiler üzerinden bu oyunun içinde yer alıyor.

***

Bu küçük grup Ocak ayında yaptığı darbe ile başkent San’a’yı ele geçirdi!

San’a’ya kabilelerden topladıkları 12 bin kişilik milis kuvvetle girdiler.

Savunma bakanı dahil üst düzey komutanlar emniyet genel müdürü darbecilerle beraberdi.

Ayrıca Salih’in emrindeki ağır silahlarla donanmış Cumhuriyet Muhafızları’ndan 8 bin asker vardı.

Bu güçlerin stratejisini belirleyen ve onlara hedefleri gösteren ise 300 İran Devrim Muhafızı ve Hizbullah stratejisti vardı!

Yani asıl güç ağır silahlara sahip Salih’in adamları ve milisleri yönlendiren İranlı devrim muhafızları.

Cumhurbaşkanı ve hükümet istifa etti.

Yemen Husilerin gerçekte ise Salih’le anlaşan İran’ın eline geçti.

Bu gelişmeler yaşanırken Suudi Kralı Abdullah hayattaydı. Krallık koltuğuna Selman oturunca dengeler değişti!

***

Cumhurbaşkanı Hâdi güneydeki Aden’e kaçtı ve istifasını geri aldı. Suudi Arabistan ve körfez ülkelerinin çabalarıyla dünya meşru hükümet olarak onu tanımak durumunda kaldı.

Husiler yani İran affetmedi güneye doğru yürümeye başladı. Önce üçüncü büyük şehir Taiz’i peşinden de evvelki gün Aden’i işgal etti.

Cumhurbaşkanı Hâdi uluslararası camiayı müdahale etmeye çağırdı.

İşte dünkü Kararlılık Fırtınası (Asıfetu’l-Hazm) o çağrı üzerine başlamış oldu.

Bence gecikmiş bir müdahale oldu. Bu müdahale San’a işgal edilmeden yapılmalıydı.

İyi planlanmış bir kara harekatıyla Husiler ve Salih’in adamları tasfiye edilmeden Yemen’de suların durulması kolay olmayacak.

***

Husiler Aden’e kadar inerken, ABD gıkını çıkarmadı. Tam tersine yolu açtı, güneydeki askerlerini çekti.

ABD İran’la aralarında bir mutabakat sağlanmış gibi hareket etti/ediyor.

Harekata en sert tepkiyi haliyle İran gösterdi. Irak da itiraz ediyor.

Dün BAE Dışişleri Bakanı, Kararlılık Fırtınası harekatının temel hedefinin Yemen’i Husi darbesinden kurtarmak olduğunu söyledi.

Türkiye tabiatıyla bu harekatı destekliyor.

Lakin işin garibi Mısır’ın darbeci yönetimi de Yemeni darbecilerden kurtarmak için koalisyona dahil oldu!

Ne kızarmaz bir yüzmüş değil mi?