M. Yalçın Yılmaz
M. Yalçın Yılmaz
Tüm Yazıları

Kardeşlik Hukuku

15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Anma Programları yurdun her şehrinde farklı etkinliklerle gerçekleşti. Saraçhane parkındaki programa katıldım ve bizzat tanıdığım şehit yakınları ve gazileri de görme imkanım oldu.

Anma programında MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin titizlikle kaleme alınmış satırları hitabet sanatında bir zirve niteliği taşımaktaydı. 12 Eylül sürecinde yüzlerce mensubunu kaybetmiş bir hareketin hafızası, Devlet Hoca'nın satırlarına yansıyordu. Birlik, bağımsızlık, beka vurgusu konuşmasına dikkatle serpiştirilmişti.

Gençlik yıllarından beri hareketin içinde yetişen Devlet Bahçeli, merhum Alparslan Türkeş'in hafızasını da taşıyan yakın tarihin en önemli aktörlerinden biri.

15 Temmuz FETÖ darbe kalkışmasına giderken Cumhur İttifakı birçok olayın etkisiyle doğdu. Türk siyasetinde hemen her partiye kaset ve şantaj dosyalarıyla sızmaya çalışan Fethullahçı hareket MHP'yi ele geçirmek için de birçok hamle yaptı. Hemen her partinin tarlasını sürmek için titiz çalışan Fethullahçılar her kisveye girebiliyor ve her türlü tuzağı kurabiliyordu.

Bazı partililerin özel hayatına ait görüntülerle MHP Genel Başkanını sıkıştırmak ve istifa ettirmek isteyenler parti içindeki muhalif yapıları yüreklendirecek adımlar atıyorlardı. Oysa yıllar evvel hareketin liderine giden bir isim kendisinin cemaatle parti arasında irtibat sağlayabileceğini teklif etmişti. Bu teklifi reddeden Devlet Hoca cemaat hakkındaki olumsuz kanaatlerini söyleyerek muhatabını kıpkırmızı bir suratla odasından çıkarmıştı.

Fethullahçıların birçok kumpasına ve tehdidine karşı partisini demokratik zeminde tutan ve Türkiye'nin en kritik günlerinde ilkeli tutumuyla istikrarı önceleyen Devlet Hoca, 15 Temmuz ihaneti sırasında evindeydi. Korumasız vaziyette özel kalem müdürünün aracıyla hızlıca parti genel merkezine gelen Bahçeli, parti binasının güvenliğini sağlayarak hükümet yetkilileriyle irtibat kurmuş ve bu ihanete karşı canları pahasına karşı koyacaklarını, demokrasinin işlemesi için hükümetin yanında olduklarını vurgulamıştı.

O gece Ankara'da TRT binasının kurtarılmasından Genelkurmay önündeki çatışmalara kadar birçok ülkücü genç canları pahasına mücadele etti.

Cumhur İttifakı o gece Bahçeli ve Erdoğan'ın kritik telefon görüşmeleriyle yeni bir seyir aldı. Türk siyasi tarihinde en uzun gece diye tanımlayabileceğimiz gece Fethullahçı hareketin sistemden tahliye edilmesi için en kritik tarihti.

Soğuk Savaş konseptinin 1960'larda Türk devletinin her kademesine yerleştirdiği, hükümetlerin sessizce destek vermek zorunda olduğu bu sinsi organizasyonun tasviyesi için 15 Temmuz bir milattı. O gece TBMM'yi bombalayan ve özel harekat polislerini katleden Fethullahçılar topyekun milletin nefretini kazandılar.

7 Ağustos Yenikapı mitingi ise demokratların bir araya geldiği darbeden medet umanların ise dışarda kaldığı bir mahşeri kalabalıkla gerçekleşti.

OHAL ve KHK süreçleri ise FETÖ ile mücadele için zaruri bir yöntemdi. Bu süreçlerde MHP'nin ve hassaten Devlet Hoca'nın katkısı çok önemliydi. Bu süreç Erdoğan'la Bahçeli arasında bir kardeşlik hukukunu da beraberinde getirdi. Bu kardeşlik hukuku birbirini anlayan, birbirini tanıyan ve birbirini kardeş gören bir yakınlığı inşa etti.

15 Temmuz 2022 tarihinde Devlet Hoca'nın konuşması milletin tamamına hitabeden çok kuşatıcı bir metindi. Konuşmasının sonunda kullandığı ifadeler ise Cumhur İttifakı'nın ne olduğunu anlamaktan aciz içerdeki ve dışardaki çevrelere bir ikaz niteliğindeydi.

"Bu memleketin evladı, bir siyasi partinin sorumluluğunu taşıyan bir vatan evladı olarak sizlere diyorum. Bunu yanlış yorumlamayınız, yanlış anlamayınız ama dikkatinizi çekmek için söylüyorum. Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ı tanıyınız, anlayınız, anlatınız!" derken neyi kastetti diye merak edenler 15 Temmuz'a giden süreci ve sonrasını iyi okumalı.

Türkiye, Cumhuriyet'in 100. Yılına giderken her türlü tehlikeyi, tehdidi birlik ve beraberlik içinde atlatacak cesarete sahip bir idrakle yönetilmeyi hak ediyor. Hemen her partide var olmaya çalışan menfaat çetelerinin, günlük politika heveskârlarının ve dışardan sponsorlu çıkar gruplarının titreyip kendilerine gelmeleri için bu ikaz belki de son şansları.