Karikatürist ve kýz çocuklarý

Kýzýný gözü gibi severdi. Her anne baba gibi. Anaokulundan gelen telefonla fýrladý yerinden. Küçük kýzýný okuldan almaya gelen ve “dayýsý” olduðunu söyleyen yabancýyý yakalamaya koþtu.

Çocuk kaçýrma giriþiminin fark edildiðini anlayan yabancý sýrra kadem basmýþtý. Ama cin þiþeden çýkmýþtý bir kez. Kalbinin yerinden fýrlayacakmýþ gibi atmasýný önleyemiyordu. Karakolda suç duyurusunda bulundu. Panikle ilk uçakla ülkeyi terk ettiler.

Yollar onlarý Paris’e getirdi. Çocuklar Paris’te okula yazdýrýldý. Kýz çocuklarýnýn anne babalarýyla olan iliþkisine saygý duyardý karikatürist. Çocuklarýn ellerinden fýrça, boya eksik olmazdý. Ailece sanatçý duyarlýlýðý taþýyorlardý.

Sevgi çizeriydi anne karikatürist. Baba karikatürist de zaten hep doðrudan yanaydý!

Kendi çocuklarýný korumak için dünyanýn öbür ucuna bir anda giden aile, siyasi hiciv adýna ayný yaþlardaki bir baþka kýz çocuðunu hedef gösteriyordu.

Çocuklarýyla ilgili bu talihsiz olayý yaþamýþ bu karikatürist aile, nasýl olur da bir baþka kýz çocuðunu sýrf babasý baþbakan diye karikatür malzemesi yapardý?

Baþbakan Ahmet Davutoðlu’nun kýzýnýn, Leman Dergisi’nin kapaðýnda karikatür malzemesi olarak kullanýldýðýný görünce bu paradoksu düþündüm.

Son dönemin mizah dergilerine hakim olan kin ve intikam duygusu elbette önemli bir tartýþma konusu ama Leman Dergisi’nin Davutoðlu’nun kýzýný resmettiði karikatür, “nefret dili” konusunda “case study” niteliðinde.

Serde ‘kýz babasý’ olmak var...

Yazýmýn bu bölümünde sözü 24 TV Haber Koordinatörü arkadaþým Ömer Özkök’e býrakýyorum: Bir kýz çocuðu düþünün. 10’lu yaþlarýnýn baþýnda.. Yitip giden bir çocukluk! Babasý var aslýnda ama göremiyor. Yoðunluktan! Akranlarýnýn anlattýðý “babalý” anýlara iç geçiriyor, fýrsat buldukça görüþebildiði babasýndan arkadaþlarýna anlatacak anýlar koparmaya çalýþýyor. 6 yaþýnda yazdýðý mektupta “Babamý kovun!” diyor. Her adýmýna dikkat etmeli! Her sözünü düþünerek söylemeli! Çocuk olmak, çocukça davranmak ve dahi þýmarmak yok! Gün geliyor bir gazetenin manþetinde görüyor adýný. “Öðretmeni kovuldu” yazýyor haberde! Haber yalan ama. Sonra da bir karikatür dergisinin kapaðýnda buluyor kendini. Babasýna zarar vermek için kullanmýþlar O’nu o usta (!) çizerler. Belli ki yarýn bazý çocuklarýn eline tutuþturulacak o dergi. Gülecekler sýnýfta. Mizah renk katar siyasete. Olmalý elbet. Ama benden küçük bir hatýrlatma: Zaten yaþanamayan bir çocukluðu daha fazla zedelemek o istediðiniz sonuca ulaþtýrmaz sizleri. Hacer Büke’yi kapaðýna taþýyan LEMAN’ý kýnýyorum.