Karnından konuşmak

Anlamı Türk Dil Kurumu’nun Atasözleri ve deyimler sözlüğüne göre “işitilmeyecek kadar alçak sesle söylemek” veya “uydurarak söylemek”

“Asıl fikrini saklamak” şeklindeki anlamı ise genel kabul görmüş bir durum.

HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın yaptığının tam karşılığı aslında bu deyim.

Teröre terör diyememenin dayanılmaz hafifliği içinde gittiği her yerde karnından konuşuyor, asıl fikrini gizliyor Demirtaş.

Son toplantısı Boğaziçi Ünivesitesi’ndeydi Demirtaş’ın. Hürriyet Gazetesi’ne bakarsanız, “o kadar sempatik, o kadar cana yakın o kadar mükemmel bir toplantı daha önce yapılmadı” kanaatine sahip olmanız işten bile değil. Ama durum biraz farklı.

Sorulardan biri ve aslında her yerde sorulan o soru yine tevdi edildi Demirtaş’a. “Barajı aşamazsanız silahlı çatışma başlar mı?”

Daha önce “serhıldan” çağrısı yapıp milleti sokağa döken ve 50 kişinin öldürülmesine neden olan 7-8 Ekim olaylarının müsebbibi Demirtaş çok ilginç bir cevap verdi, “Böyle bir ilişki kurmak çok doğru bir tutum değil” dedi.

 “Barajı aşamazsak yolun sonu değil. Biz siyasi bir partiyiz. Bir sonraki seçime daha iyi hazırlanır barajı aşmaya çalışırız. PKK’nın silahlarının gölgesinde siyaset yapmak “Tüm Türkiye’yi kucaklama” söylemimize ters. Bunu kabul etmeyiz. PKK’nın bundan vazgeçmesi lazım. Vazgeçmezse biz bedenimizi siper ederiz” demiyor, diyemiyor Demirtaş.

Oysa siz değil miydiniz Batı’da, Nişantaşı Cihangir’de her kesimi kucaklayan?

Siz değil miydiniz her kesimin görüşleri partimizde temsil ediliyor diyen?

Siz değil miydiniz Tüm Türkiye’ye hitap ediyoruz sloganıyla yola çıkan?

Neden mesele PKK olunca karnınızdan konuşuyorsunuz?

Doğu’da silahların gölgesinde toplamayı düşündüğünüz oyları çantada keklik görürken, batıdaki potansiyel oyları ürkütmemeye mi çalışıyorsunuz?

Talip olduğunuz CHP tabanı bunu yer mi? Anketlere göre oylarınızın düşüş trendine girmesi CHP tabanının yemediğini gösteriyor.

Öyle görünüyor ki hedeflediğiniz marjinal oylar da barajı aşmanıza yetmeyecek. Çünkü korkmakla, korkutmakla, asıl fikrinizi gizlemekle kısaca karnınızdan konuşmakla baraj aşamayacaksınız. Bunu biz zaten biliyoruz da siz de 8 Haziran’da öğreneceksiniz.

Aklıma takıldı

12 Eylül darbesinin “görünen yüzü” Kenan Evren’in ölümünün ardından başta AK Parti olmak üzere, diğer partiler de cenazeye katılmayacaklarını, temsilci göndermeyeceklerini açıkladılar.

Darbecilerle araya mesafe koymak adına doğru bir tavır.

Merak ettiğim Genelkurmay’ın tutumuydu.

Mahkeme kararıyla ömür boyu hapse mahkum edilen, rütbesi sökülen Evren için resmi tören yaptı Genelkurmay.

Oysa “darbeye ve darbecilere karşıyız” demek adına Genelkurmay bu töreni yapmasa olmaz mıydı?

Biliyorum. “Dava hala temyizde” diyenler çıkacaktır ama sembolik de olsa Genelkurmay’ın bir tavır göstermesi şık durmaz mıydı?