Karşı ittifakı “millet” değil “zillet” ittifakı yapan şey

Cumhurbaşkanı'na sınır ötesinde Türk Silahlı Kuvvetlerini terörle mücadele için görevlendirme yetkisi veren tezkere TBMM'de İyi Parti'nin de oyuyla kabul edildi.

Türkiye'nin sınır ötesine yaptığı askeri harekatlar dahil PKK, DEAŞ ve FETÖ terörüne karşı yürüttüğü üstün mücadele esasen AK Parti ve MHP'nin tereddütsüz iradesiyle gerçekleşmekte. Bu siyasi irade ve askeri-hukuki başarı sayesinde şükür ki Türkiye güvenli bir ülke.

Öte yandan tezkerelere düne kadar "kerken de olsa" İyi Parti gibi CHP de evet diyordu. Ama bu kez öyle olmadı.

Çünkü herkese malum olduğu üzere "millet ittifakı" adı verilen ve tek ortak noktaları Erdoğan karşıtlığı olan "karşı ittifak" bileşenleri için HDP'nin oyları "hayati" önem taşımakta.

O yüzden CHP ve İyi Parti rehin HDP'nin elinde. O sebeple kendi ilkelerine ve tabanlarına ihanet etmekteler.

Sırf ittifak yaşasın, amacına ulaşsın diye Türkiye'nin varlığını ve güvenliğini hiçe sayabiliyor bu iki parti.

CHP artık açıktan yapıyor bunu. İyi Parti ise -ittifak içi rolü gereği- gösteriye devam ediyor.

HDP oyları ittifakta kalsın diye hem İyi Parti'ye oy kaybediyor, hem kendi altını oyuyor CHP. Baksanıza herkesin gözü önünde HDP eş başkanlarının verdiği gözdağı sonrasında teamüllerin aksini yaptı ve "hayır" dedi Atatürk'ün partisi.

CHP sözcüleri iki gündür bir araba gerekçe saysa da Türkiye kamuoyu ikna olmadı bu işe. Biliyor ne olduğunu.

CHP'nin sırf HDP oyları için PKK ile ilişkisini görmezden geldiğini biliyor. Sınırımızda ABD desteğiyle PKK devleti kurulmak istendiğini, Türkiye'nin sınır güvenliğini sağlamak ve orta-uzun vadede ülkenin parçalanması planlarına karşı elini güçlü tutmak zorunda olduğunu CHP'liler de biliyor.

Lakin anlaşılan o ki CHP, AK Parti'yi ve daha geniş manada MHP ile pekişen Cumhur İttifakını Türkiye için PKK-YPG'den daha "tehlikeli" buluyor. O yüzden Erdoğan'ı devirmek için HDP ile (dolayısıyla PKK ile) işbirliği yapıyor.

Ne yazık ki bu böyle.

Öte yandan Millet İttifakının aleni ortağı İyi Parti, PKK-YPG'yi inleten, kafasını ininden çıkaramayacak hale sokan tezkere için beklendiği gibi "evet" dedi.

Lakin CHP ve HDP ile kol kola yol yürüyen İyi Parti bunu niye yaptı?

Elbette, aralarındaki rol dağılımı böyle olduğu için. CHP, HDP oylarını ittifak içinde tutarken İyi Parti de milliyetçi tabanı içerde tutabilsin, HDP ile kol kola değilmiş gibi görünsün için.

Kaldı ki verilen "evet"in göstermelik olduğunu Akşener grup toplantısında kendisi faş etti dün. Türkiye'nin dış politikasının Türkiye'yi fakirleştirdiğini iddia ettikten sonra rasyonel zeminden iyice koptu İyi Parti Genel Başkanı.

On büyükelçinin Türkiye'ye verdiği diplomatik muhtırayı ve Erdoğan'ın esaslı duruşu sayesinde Batılı ülkelerin geri adım attığını yok saydı. ABD'nin, diğerlerinin saldırgan geçmişini ve Türkiye'ye yönelik uzak-yakın salvolarını unutup sahte bir hiddetin kollarında siyasi fantezilere daldı Meral Hanım.

Ama kendini ve partisinin tezkereye verdiği evet oyunu da boşa çıkardı.

Aynen şöyle dedi Akşener: "Batı ülkelerini; gözü topraklarımızda olan ülkeler olarak değil, bizi zenginleştirecek, güçlendirecek fırsat kapıları olarak göreceğiz. Bu anlayışla hareket edip ekonomik coğrafyamızın potansiyelini hayata geçirdiğimizde dış politikamız, ihracatımızı artıracak. Artan ihracatımız da dış politikada elimizi güçlendirecek".

...İnansa...

İnsanlar buna bir inansa...

Hayat bayram olsaaaa...

Buna inanıyorsa da yazık yılların Meral Hanımına; HDP aşkına kırk dereden Mintax getiriyorsa da çok yazık.

Eylemle söylem, özle söz arasındaki ikiliği kimse fark etmiyor sanıyorlarsa yazı ekibi de, kurmay ekibi pek "iyi" sayılmaz İyi Parti'nin.

Üzerlerine çoktan yapıştı, pekişti artık: HDP ile iş tutup da tutmuyor gibi yapmanın diğer adıdır zillet!