Kartal’ın iç saha coşkusu

Beşiktaş için derbi galibiyeti çok önemli. Hem şampiyonluk umudu sürüyor, hem Şampiyonlar Ligi vizesi için bir adım öne geçmiş bulunuyor. Tribünleri bu halde görmek de sevindiriciydi. Bu manzarayı özlemişiz. Maçtan önce “Tribün bu maçı almalı” yazmıştım. Taraftar katkısının takıma nasıl yansıdığı ortada. Keşke ligin 2. yarısının başında Kapalı’ya yönelik yanlış fiyat politikasından vazgeçilseydi. Eğer bu inat sürdürülmeseydi, Beşiktaş’ın iç sahadaki puan kayıplarının çok daha az olacağı kesindi.

Bunu görmek için futbol dehası falan olmaya gerek yok. Beşiktaş iç saha coşkusu yaşadığı her sezon şampiyonluğu zorlar. Yeter ki buna uygun bir deplasman performansı yakalasın. Bu sezonki deplasman karnesi de buna uygun bir nitelikteydi üstelik. Kaç sezondur daha agresif bir deplasman stratejisi için çağrı çıkarmam da bundan. Şu anda deplasman sıralamasında G.Saray 13 maçta 21 puanla lider, Beşiktaş 11 maçta 20 puanla 2. sırada. Kalan 6 deplasman maçı ilk 2 şansı için belirleyici olacak.

Bunları ısrarla söylüyorum, çünkü bu kadar dengesiz ve kalitesi tartışılır bir sezonda Beşiktaş’ın iç saha coşkusundan yoksun bırakılmış olmasına anlam veremiyorum. Tıpkı dengeleri alt üst edecek bir Q7 silahından yoksun bırakılmış olmasını da anlamadığım gibi. “Q7’nin hali ortada” falan demesin kimse, sezon başı kadroya dahil edilmiş ve formda bir Q7 bugün fark yaratırdı. Satış değerini koruyacağı böylesi koşullarda elden çıkarılacak olsa da ben dahil kimse ses çıkarmazdı. Hepimizin önceliği Beşiktaş’ın çıkarları. Bunun için de akılcı yaklaşımlar bekliyor insan.

Derbi zaferine karşın, Beşiktaş’ın hücum üretkenliğindeki durgunluk gözden kaçmamalı. Rakibin 13, Beşiktaş’ın 11 gol girişimi ürettiği bir maçtan söz ediyoruz. Derbilerin tedbirli futbol hastalığımıza dayanan kilitleyici özelliği vardır, ama 11 gol girişimi bir derbi için bile çok düşük bir rakam. Üstelik ilk 30 dk tek bir gol girişimi yok Beşiktaş’ın. Oğuzhan, Necip ve Almeida’nın dönüşüyle hücum üretkenliğinde belli bir artış olacağı kanısındayım. Yeter ki Samet Aybaba gereken cesareti göstersin. Kalan 10 maç için temennim belli: Hücum Beşiktaş, Hücum!