Kaset, dershane, Cemaat, antenli kamera!...

İlk günlerde mevzu dershaneydi...
Dershaneler kapanırsa ülkenin nasıl bir felakete sürükleneceğini anlattı durdu Cemaat medyası...
”Milli Mücadele ve Müdafaa-i Dershane” için yeni Twit hesabı açmış binlerce ‘Şakirt’ sosyal medyada çoştu...

Bir dershane uğruna ya Rab ne güneşler batıyordu!...
Derken Taraf’ın haberiyle rota değişti...
Taraf, “2004'de MGK kararlarıyla Gülen'i bitireceklerdi” haberiyle ortaya çıktı... ( Durup dururken nereden akıllarına geldiyse artık?!..)

Kısmet işte!... Tesadüfün kancalı iğne deliği!... Tam da Cemaat’in böyle bir habere ihtiyacı vardı!...

‘İşte bu yüzden dershaneleri kapatıyorlar, plan uygulanıyor, bizi bitirecekler!...’ demeye başladılar...

Kendileri buna ne kadar inanıyorlardı bilemem ama ‘Cemaati bitirme planı bu’ diyerek günlerce ‘MGK 2004 Kararları’nı tartıştılar...

‘2004'den bu yana, ben ve benim gibi saftirik yandaşlar da dahil olmak üzere, hükümet, Cemaatin her faaliyetine destek vermiş..,

Dershaneler yüzde 50, öğrenci sayısı yüzde 100 artmış..,

Ne biçim bitirme planı lan bu?!..’ diye sorduk defaatle...

Ama cevap alamadık...

Sonra fişlemeler çıktı ortaya...

Hükümet ne kadar tarikat, cemaat varsa bellemiş... Mütedeyyinleri fişlemiş!...

Dindar nesil isteyen, İmam Hatipli Erdoğan’ın meğer acayip ‘laiklik hassasiyeti’ varmış!... (Yahu bir de laiklik karşıtı eylemlerin odağı olmaktan neredeyse kapatılıyordu AK Parti... Meğer çaktırmadan acayip laik eylemler yapıyormuş!...)

Lakin bir süre sonra fişleme olduğu iddia edilen MİT belgelerinin sahte olduğu iddia edildi... (Aynı bavulla on tane operasyon yapılmaz kuryeci gazeteci arkadaş.., Bak bavul eskimiş!..)

Bu arada dershaneler konuşulmaz oldu...

Dershane tartışmasını tamamen siyasi arenaya, hükümet ile mücadele zeminine oturtan bizzat Cemaat...

Bir yandan fitnecilere, provokatörlere izin vermeyin derken diğer yandan kendi medyalarında fitnecibaşı gazetenin belgeleriyle, ‘kurye gazeteciliğinin feriştahı’nı gece gündüz haber yaptılar...

‘N’oluyor yahu?... Kim kimi bitirmiş?..’ diye sorduk, fitneci biz olduk!...

Kurye gazeteci coşmuş...

Özellikle sosyal medyada ‘senin de ne haltlar karıştırdığını biliyorum, onun kiminle oynaştığından haberim var, şunu deşifre edeceğim, bunun da kirli çamaşırlarını dökeceğim..vs, tadında tehditler savuruyor... ( İşe bak yahu... ‘Milleti fişlediler’ diye feryat eden kurye gazeteci, milletin her şeyini kurcalıyor!...)

Kurye gazeteci istihbaratçılık oynayım derken iyiden iyiye kafayı sıyırıyor... Evinin balkonunda gizli bir kamera olduğunu keşfediyor!... ‘Antene dikkat’ diyerek kameranın antenli olduğunu özellikle belirtiyor!... MİT yerleştirmiş antenli kamerayı!... Onu da bilyor... (Üzerinde ‘Biz koyduk: imza MİT..’ mi yazıyordu bilemiyoruz... Ama kim koymuşsa, belli ki çok salak birisi... Ulan kamerayı (üstelik antenli!) balkona niye koyuyorsun, ne göreceksin balkondan, yoldan geçenleri mi?!..)

Onun kankisi, istihbaratçı eskisi, medyum da ‘bekleyin görün, bazı İslamcılar nasıl rezil olacak’ diyor...

Cemaate soruyorsun ‘bunlar ne?’ diye.., ‘tanımayirum’ diyorlar...

Lakin ertesi gün ‘belge vaar, fiş vaaar’ yine manşette...

Biz ise fitneci olmaya devam ediyoruz!...

Fethullah Gülen de uzaklardan sesleniyor,

(2004 MGK için) “Acaba bunu bile nasıl ‘hüsn-ü zan’ yorumuna bağlayabilirim.. Bir şey bulamadım şu ana kadar” diyor...

“Kolum kanadım kırıldı” diyor...

“Doğru ve makul olanda ısrar edin..’ diyor...

Bastırın, cenk edin, mücadele edin diye...

Cemaat medyası da; ‘MGK, belge, fiş..vs, bizi bitiriyorlardı!..’ diyerek devam ediyor cenke...

Derken Gülen bir açıklama daha yapıyor;

‘Kimsenin kendi devletiyle savaşma gibi bir niyeti yok... 2004 MGK Kararları, şartlar ve konjonktür gereğidir..’

(Demek ki sonunda bir ‘Hüsn-ü Zan hasıl olmuş!...)

***


Bir de şu kaset meselesi var... (Dershanelerden nerelere geldik yahu?!..)

Seçimler öncesi birilerinin kasetleri ortaya çıkacak iddiaları...

Gülen Cemaati’ne yakınlığı ile bilinen (bu söze bayılıyorum!), Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı, dershane, 2004 MGK, fişleme ile ilgili bir açıklama yaparken konuya değiniyor;

“Önceki seçimler arefesinde denenmiş olan özel hayatın mahremiyetini ihlal edici ahlak dışı metod ve girişimlerin, tekrar denenebileceğine dair endişe verici işaretler görülmektedir...”

Yani demek istiyorlar ki, böyle bir şey olursa bilin ki, bizimle bir alakası yoktur!...

Birileri kasetten söz etmişse bu açıklama da neyin nesi?... Mesele dershane değil miydi?...

Akılma bir hikaye geldi...

Köyün birinde, adamın kazını çalmışlar... Adam hemen gidip köyün imamına haber vermiş...

Demiş ki, ‘imam efendi en değerli kazımı çalmışlar, Allah rızası için bulun..’

İmam demiş ki, ‘Derhal köylüye haber ver, herkes bila istisna bütün köylü meydana toplansın’

Ahali meydana toplanmış... İmam şöyle demiş, ‘Aranızdaki hırsızı görüyorum, utanmadan bir de kafasındaki kaz tüyü ile gelmiş!..’

Köylünün bir tanesi hemen elini başına doğru götürmüş...

İmam; yakalayın işte hırsız orada demiş...

***


Herneyse, aklım hala kuryeci gazetecinin balkonuna takılan şu antenli kamerada...

Hangi angut taktı onu balkona?...

Çatıya taksalardı bari.., bir işe yarar, gökyüzünü seyrederlerdi!...