Kasetle gelen imza ile gider mi?

CHP Genel Baþkaný -en azýndan þimdilik- son 10 yýlda CHP'nin çok büyük bir deðiþim yaþadýðýný söyledi. El hak doðru! "Deðiþmeyen tek þey deðiþimdir" dedi. O da doðru.  Ve kendi ismi ile ilgili tabandan ve parti içinden yükselen deðiþim taleplerine kulaðýný týkayýp "Göreceksiniz, yeni süreçte de partide ciddi deðiþiklikler olacaktýr. Hiç kimse bundan endiþe duymasýn." dedi.

Deðiþim talep edenlere dair bir tür tehditti aslýnda bu. Seçimli kurultay yaptýrmamayý baþarýr ve koltuðunu korumayý baþarýrsa partide ciddi bir temizlik yapacaðý kesin. Ama bu temizliðin yerel seçim öncesi CHP'de yaratacaðý depremin faturasý da hayli büyük olacaktýr.

***

Peki CHP bu noktaya nasýl geldi?

Kemal Kýlýçdaroðlu'nun  yaptýðý tespit doðru aslýnda, kendisiyle birlikte CHP çok ciddi bir deðiþim geçirdi. Bu deðiþim, CHP'yi dibine kadar kimlik siyasetine ve marjinal sol fraksiyonlara açmakla ve bu sayede solun "çatý partisi" haline getirmekle sonuçlandý. Bunun için evvela partideki NATO karþýtý Kemalist kanat tasfiye edildi. Ulusalcýlarýn partiden ayrýlýrken gösterdiði gerekçe, CHP'nin "cemaatin" etkisine girdiðiydi. Nitekim Kemal Kýlýçdaroðlu CHP'si, bir zamanlar "F Tipi yapýlanma" diyerek eleþtirdikleri FETÖ'nün sufleleriyle konuþan, FETÖ kumpaslarýna taþeronluk yapan bir yapýya dönüþtü. FETÖ'nün siyasi meþrulaþtýrýcýsý oldu adeta.

Yetmedi; PKK'nýn silah býrakmayý taahhüt ettiði zamanlarda çözüm umuduna taþ koyarken, örgütün yeniden aktive olduðu ve Suriye vasatýný Türkiye'ye taþýmak için uluslararasý bir planýn parçasý olarak Türkiye'ye saldýrdýðý dönemde PKK'ya hamilik yapmaya baþladý.

Hülasa; Kýlýçdaroðlu, "laiklik ve Kemalizm elden gidiyor" diyerek orduyu göreve çaðýran CHP'den, PKK ve FETÖ ile amaç birliði yapan bir CHP çýkardý. Ve bu arada oylarý artýramasa da CHP tabanýný konsolide etmeyi baþardý. CHP içerisinden, partiyi FETÖ'ye müzahir hale getirdiði ve CHP'yi HDP'lileþtirdiði için eleþtirildi ama -Meclis'e dahi giremediði dönemler göz önüne alýnýrsa- bu süre zarfýnda CHP hem ana muhalefet partisi olmayý baþardý. Çünkü Kýlýçdaroðlu ya da akýl hocalarýnýn stratejisi, Erdoðan karþýtlýðýný siyasetin ana unsuru haline getirmekti. Karþýtlýk da ne kelime? Erdoðan nefreti üzerinden toplumu kutuplaþtýrmak, baþat plan buydu... Kýlýçdaroðlu bu sayede hem -9 seçim kaybetmiþ olmasýna raðmen- koltuðunu korudu, hem de partisini Türkiye'nin direncini kýrmak için çalýþan aktörlerin ileri karakolu haline getiridi.

***

Þimdi ise yeni bir vasat oluþtu.

"Öyle bir aday göstereceðiz ki herkesi kucaklayacak, 80 milyonun cumhurbaþkaný olacak" diyerek yola çýkmýþlardý. Hayaller Abdullah Gül'dü, gerçekler Muharrem Ýnce oldu.

24 Haziran'dan önce cumhurbaþkanlýðýný kazanmak ve Türkiye'yi yeniden parlamenter sisteme çevirmekten söz eden ana muhalefet partisi, an itibariyle kendi geleceðiyle ilgili varoluþsal bir tartýþmanýn içine gömülmüþ durumda.

Kýlýçdaroðlu kurultayý toplatmamayý ve genel baþkanlýk koltuðunu Ýnce'ye kaptýrmamayý baþarsa dahi CHP'yi bütün olarak tutmayý beceremeyecek.

Bu arada kasetle oturtulduðu koltuktan demokratik yollarla gitmeyi kabul etmeyen ve CHP'de tek adam rejimi kurmaya çalýþan bir kifayetsiz muhteris olarak tarihe geçecek.

Vaktiyle millete cumhurbaþkaný adayý olarak kakaladýklarý Ýnce için sonradan "sarhoþ, sýradan ve kaba" gibi sýfatlar kullanmalarý da ince'den çok CHP'nin kurumsal kimliðine ve Kýlýçdaroðlu'na olumsuz yazacak.