Yaþanýlan süreç, “biliþim devrimi”nin ortaçaðýný geçtiðimizi gösteriyor. Umberto Eco’nun dediði gibi, her devrimin bir ortaçaðý vardýr sonrasýnda devrim aydýnlanýr ve çaðdaþ kriterlerle yerli yerine oturur. 90’lý yýllar, belli ki, yaþadýðýmýz sürecin ortaçaðýydý. Kimliði bilinmeyen odaklarýn oluþturduðu görüntü ve ses kasetlerinin geleneksel medyada manþetleri süslediði, siyasetin ve ekonominin, “gizli eller” tarafýndan özel yaþama yasadýþý yollardan müdahale edilerek yönlendirildiði bir dönem...
Aslýnda, bunun daha geleneksel yöntemleri vardýr, tarihimizde. Örneðin, 70’li yýllarda bir takým güçler tarafýndan siyasi varlýðý sonlandýrýlmak istenen dönemin Ýçiþleri Bakaný Hasan Fehmi Güneþ’in baþýna gelen fotoðraflama skandalý gibi... Ama, günümüz teknolojisi artýk bu konuda seri çalýþýyor... Son seçimler öncesinde özellikle MHP’li milletvekillerini hedef alan, CHP’de, lider deðiþimine yol açan geliþmeler bunun açýk örnekleri... Kabul edelim, kurumsal medya, o dönemde doðru bir sýnav vermedi...
Yasadýþý dinlemelerle elde edilmiþ ses bantlarý internete iniyor, oradan, sosyal medya üzerinden kamuoyuna yayýlmayý sürdürüyor.
Burada, biliþim devriminin ortaçaðýný aþtýðýmýzý gösteren örnek, kurumsal medyanýn (internet yayýnlarý dahil) bu tür bir geliþmenin olduðunu haber vermekle birlikte, yasadýþý iþlemin kuyruðuna takýlmamasý...
Sosyal medya üzerinden baský
Kurumsal medya, gerek, kendi tercihleri, gerek yasalar çerçevesinde duyduðu kaygýlar nedeniyle bu operasyonlarýn zemini olmayýnca, gazetecilerin sosyal medya üzerinden baský altýna alýnmaya çalýþýlmasý da yeni bir uygulama...
Burada, yine, meslek açýsýndan bir kriteri hatýrlatmakta yarar var: Gazeteci, yasadýþý bir yapýlanmanýn hedeflerine ulaþmak için düzenlediði bir dinleme operasyonunun oltasýna takýlan adam deðildir.
Meslek yaþantýmda, bir kez, bir dinleme kasetinin, yönettiðim TV kanalýnýn haber bülteninde yer almasýna izin verdim, o da, dönemin Ýçiþleri Bakaný Meral Akþener’in düzenlediði basýn toplantýsýyla kamuyla paylaþtýðý bir kasettir.
Konunun muhatabý meslektaþým beni aradýðýnda da kendisine, verilen haberde ana konunun kendisi deðil, bir Ýçiþleri Bakaný’nýn bu tür bir basýn toplantýsýný nasýl düzenleyebildiði olduðunu anlatmaya çalýþtým. Sinirliydi, o anda pek anlamadý, ama sonrasýnda sanýrým, ne yaptýðýmý fark etti.
Her zaman, kurumsal medya çalýþanlarýnýn devletin içinden veya dýþýndan bir takým örgütlenmelerin ürettiði, odaðý ve amacý açýsýndan þaibeli kaset operasyonlarýndan uzak durmasý gerektiðine inandým.
Kamuoyunu etkiler mi?
Artýk, kurumsal medyanýn, genel iletiþim aðý içindeki payýnýn azaldýðý bir dönemden geçiyoruz. Gazete ve TV kanallarýnýn yasadýþý dinleme operasyonlarýndan uzak durmasý, bu tür operasyonlarýn ana hedeflerini zayýflatýr fakat etkisiz býrakmaz. Mutlaka internet üzerinden ulaþacaðý bir kamuoyu olacaktýr. Bu dönemin sonunda, devletlerin, yasadýþý dinlemelere dönük yasal ve teknolojik önlemlerini en üst seviyeye çýkardýðý yeni bir sürece gireceðiz, bu kaçýnýlmazdýr.
Ýddialar korkunç
Baþbakan’ýn ofisine dinleme cihazý koymaya kadar varan bir operasyonla karþý karþýyayýz ve Ankara’dan sýzan bilgiler korkunç...Yasadýþý dinlemenin, yalnýz iç siyasete dönük bir çalýþma olmadýðý, ülkenin ulusal güvenliði açýsýndan çok ciddi soru iþaretleri doðurduðu anlaþýlýyor. En ince detayýna kadar aydýnlatýlmasý, yapanlarýn adalet önünde hesap vermesi gereken bir durumla karþý karþýyayýz. Bu, “aman caným, herkes birbirini dinlemiþ iþte” diye geçiþtirilecek bir süreç asla deðil.
Bakanlara, milletvekillerine, üst düzey bürokratlara, etkin gazetecilere ve düþünce insanlarýna dönük bir “þantaj çetesi”nden söz ediliyor!.. Ýnsanlarýn özel yaþamýndan elde edilen bilgilerin, ses ve görüntü kayýtlarýnýn, kararlarýný etkileme maksatlý kullanýldýðý bir yapýlanma üzerinde konuþuyoruz. Bir de bütün bu bilgi ve kayýtlarýn bir takým “dýþ güçlerle” paylaþýldýðý yönünde iddialar var ki, bu durumu daha da vahim kýlýyor.
Devlet, bu konuda yalpalarsa, iþin takipçisi olarak beni karþýsýnda bulacak, bugünden açýkça ifade edeyim.
Büyük bir kepazelikten söz ediyoruz...