Kasetten çıkan yumruk

Önce fotoğrafını gördük... Bir mitingde çekilmiş... Mustafa Sarıgül, sağ yumruğunu sıkmış, kendisini karşılamaya gelen taraftarlarına bir şeyler anlatıyor. Ne dediği meçhul... “Size sarı güller getirdim” demediği kesin.

Gözüm Koray Çalışkan’ı aradı.

Şu sıra cemaate yakın yayın organlarının aranan konuğu olan Koray Çalışkan...

Koray’ı otobüste görmüştük en son...

Bağımsız yazar ve akademisyen kimliğiyle bindiği CHP otobüsünde gördükleri karşısında heyecanlanıp, “İkinci Mustafa Kemal dönemi başlıyor” diye ünlemişti.

Ki, “yandaş olmamakla” övünmektedir.

Gördüğü şey, havaalanı çıkışında sıkışmış bir seçim otobüsü ve Sarıgül’ü karşılamaya gelmiş CHP kafilesi... Ellerindeki sarı gülleri otobüse doğru sallayan CHP’li kadınlar, il ve ilçe teşkilatı üyeleri, öğrenciler, bir sendikanın yolladığı işçiler... Her siyasi mitingde görülen, görülebilecek türden insanlar...

Mustafa Sarıgül yumruk gösterisini o günkü toplantıda mı yaptı, bilemeyeceğim.

Hep “yumruklu” hallerini görüyoruz zaten...

Muhayyel düşmanlarına saldırırken de, Recep Tayyip Erdoğan’a ayar verirken de, hal arzında bulunurken de sağ yumruğunu gösteriyor hep...

Muhayyel düşmanları, adı üstünde, “muhayyel...”

İlk zamanlar isim vermekten kaçınıyordu; “onlar”, “bunlar” nitelemesiyle ortaya laf yuvarlıyordu... Sonra, bu “muhayyellerin”Erdoğan ve Topbaş olduğu ortaya çıktı... Yakın zamana kadar “dünya lideri” ilan ettiği ve hep “Sayın Başbakanımız” diye andığı Erdoğan birdenbire baş düşman haline geldi. İstanbul için çok şey yaptığını, esasında başarılı bir Belediye Başkanı olduğunu söylediği Kadir Topbaş da, otomatikman “beceriksiz belediye memuruna” dönüştü.

Saygılı, kırılgan, yiğidin hakkını yiğide teslim etmeyi şiar edinmiş Sarıgül gitti, cesaret çıtasını epey yükseltmiş ve sık sık yumruk şov yapan kıyıcı, hırçın Sarıgül geldi.

Bu değişimi neye borçluyuz?

Herhalde kasetlere...

Kasetler geldikçe, Sarıgül’ün cesareti arttı. Daha net konuşmaya başladı...

Eskiden “hırsız” demezdi.

Diyemezdi...

Kasetler geldikçe, Sarıgül’ün sözcükleri de değişti...

Şimdi gittiği her toplantıda, içinde “hırsızlar” geçen tuhaf, ağır, karmaşık konuşmalar yapıyor ve “yumruk şov” eşliğinde hesap soracakları muhayyel zamanı işaret ediyor...

Evet, yine “muhayyel...” 

Çünkü, hesap soracak ya da hesap kesecek iradenin “kaset siyaseti” sonucunda oluşacak ya da oluşturulacak vasatla birlikte ortaya çıkacağını düşünüyor...

Kestanenin başka eller tarafından ateşten alınacağını sanıyor. Ya da, bu yönde bir işaret aldı... “Ben çıkar ‘hırsızlar’ diye saydırırım. Birileri nasıl olsa gereğini yapacaktır” rahatlığı içinde.

Fakat, “hırsız” ithamıyla karşılaşınca da “dağılıyor”, meşhur sağ yumruğunu devreye sokuyor.

Önceki gün, “Sen rakiplerine hırsız diyorsun ama genel başkanın Baykal da sana hırsız demişti” diyen kalp hastası bir vatandaşa kameraların önünde yumruk attı.

Hedefi tutturdu...

Malum kurultayda da, Bakırköy Belediye Başkanı Ateş Ünal Erzen’i yere yatırıp yumruklamıştı... Erzen’e niçin öfkelenmişti, bilemiyoruz. İhtimal ki, benzeri bir ithamla karşılaştı... Nitekim benzeri bir ithamla (“hırsızlık” ithamıyla) partisinden ihraç edilmişti.

Madem cesaret çıtasını yükseltti ve artık rahatça “hırsız” diyebiliyor, soralım o zaman: “Bir gün bir yakını, diyelim ki oğlu, kendisi adına rüşvet pazarlığı yaparken yakalanırsa, Sarıgül meşhur sağ yumruğunu bu defa hangi muhayyel odağa karşı sallayacak?”