Cinayetin uluslararasý alana taþýnmasýnda yeni bir evreye geçildi; devletler, yaptýrýmlar uygulamaya baþladýlar. Uluslararasý örgütler düzeyinde soruþturma baþlatýlmasý giriþimleri var. ABD Senatosunda bir grup senatör cinayetin sorumlusu olarak veliaht Prens Bin Salman’ý gösteren bir öneri sundu. Bu arada bir CIA yetkilisi kapalý Senato oturumunda cinayetin sorumlularý hakkýnda bilgilendirme yaptý.
Çeþitli yerlerdeki bu tür giriþimlerin bir ayaðý, her ülkenin iç siyaseti ile ilgili. Ýktidara baský yapmak isteyenler, bu olayý Veliaht Prens ile iliþkileri bulunan kiþileri zor durumda býrakacak þekilde deðerlendiriyor ve liderlere baský aracý þeklinde kullanýlýyorlar. Ancak þu bir gerçek ki bu durum dýþ politikada þeffaflaþma baskýsý da yaratýyor.
Kiþisel ya da devlet düzeyinde, sadece “iþ” iliþkileri nedeniyle her türlü hukuk ve etik dýþý durumu görmezden gelerek sürdürülen iliþkiler, bundan sonra daha fazla masaya yatýrýlacak gibi.
Kaþýkçý vakasýnýn bir tarafý Veliaht Prens’le yakýnlýk kuranlarý, en baþta da Trump’ý ilgilendirirken, diðer yaný Suudi Arabistan’ý ilgilendiriyor.
Hiçbir devlet, kategorik olarak Suudi Arabistan’ýn cezalandýrýlmasý yolunda bir irade taþýmýyor. Tersine, Kaþýkçý cinayeti Suudi Arabistan’a yönelik bir baský aracý olarak kullanýlýyor. Suudi ailesi ister yola Veliaht Prens’le devam etsin ister baþkasýyla, sonuç itibarýyla kendisini siyasi baskýya uðramaya açýk hale getirdi. Artýk iktidarda deðiþiklik yapýlsa bile, ülke olarak baskýdan muaf olamayacak. Olaylar sýcakken Veliaht Prens geri çekilebilseydi, Suudi Arabistan baskýlarý bertaraf edebilecekti; bu aþamadan sonra ne yapýlsa geri dönmeleri zor.
Suudi Arabistan’a yapýlan baskýlarýn büyüðü ABD’den geliyor. Bu süreç en fazla Trump’ý zor durumda býraktýðýna göre baský yapmak da en fazla onun hakký gibi.
Belirtelim, ABD’nin yeni Suudi Arabistan yaklaþýmý, “en yakýn stratejik müttefik” çizgisini deðiþtirmeye yönelik deðil. Tam tersine, Trump’ýn politikasý ABD iradesini öncelikle en yakýn müttefiklerine zorla kabul ettirme þeklinde; bu olayda da öyle yapýyor.
ABD’nin Suudi Arabistan’a baský yapma imkaný bulduðu konunun ana çerçevesi, Ortadoðu’daki bazý faaliyetlerinden geri adým atmasý þeklinde. Ýran’ý durdurma gerekçesiyle fazlasýyla yayýlan Suudi Arabistan, bir yandan Ýran’ýn yaygýnlýðýný meþru hale getiriyor, bir yandan Ýsrail güvenliðini baþka biçimlerde riske ediyor, öte yandan baþta Körfez bölgesi olmak üzere ABD’nin genel politikalarýnda sorun adacýklarý yaratýyor.
Fýrsatý deðerlendiren ABD, öncelikle Suudilerin Yemen konusunda adým atmasýný istedi. Bu, “biz Ýran’ý çekerken sen de çekil” demektir. Ýkinci adým ise Katar konusunda atýldý; Katar’ýn çevrelenmesi siyasetine son vermesi istendi. Bunun üzerine Suudi Arabistan Katar’ý Körfez Ýþbirliði Konseyi zirvesine çaðýrdý.
Katar nazlanmaya devam etse de, ABD’nin taraflarý ikna etme kapasitesi bulunuyor. Muhtemelen ABD bundan sonra Lübnan, Suriye ve hatta Afrika’daki faaliyetleri nedeniyle de Suudilerle görüþmek durumunda kalacak.
Suudiler, ABD’den aldýklarý gücü ABD’ye de zarar verecek þekilde kullandýlar. Ancak sorun þu ki Veliaht Prens’in geri adým atmaya niyeti yok gibi. G-20 zirvesinde Putin ile samimi resim vermesi, ABD’ye “sen sahip çýkmazsan, baþkasý var” demek oluyor. ABD’nin bu acemice oynanan oyuna verebileceði epeyce karþýlýk var. Üstelik bugüne kadar attýðý her adým Rusya’ya yararken, Suudiler sayesinde bunu geri çevirme imkaný bulabilecek.