Mýsýr’da Sisi komutasýndaki Ordu darbe yapýnca Müslüman Kardeþler’in (Ýhvan) ýlýmlý bir yol izlemesini, aksi takdirde önce bir ‘suç örgütü’ olarak suçlanacaklarýný, ardýndan da ‘terör örgütü’ listesine alýnýp yok edileceklerini belirtmiþtik. Ne yazýk ki öngörümüz bir yýl bile dolmadan gerçek oldu. Mýsýr’da bugün, Ýhvan üyesi olmak terörist olmakla eþdeðer.
Müslüman Kardeþler en az 50 yýllýk bir birikimi neredeyse sýfýrlamýþ oldu. Kazanýmlar heba oldu, Mýsýr’da hapishaneler Ýhvan üyeleriyle doldu taþtý. Siz bu satýrlarý okurken binlerce Ýhvan mensubu hücrelerinde iþkence altýnda inliyor.
Cuma günü ise Suudi Arabistan, Mýsýr’ý izleyerek Müslüman Kardeþler’i ‘terör örgütü’ ilan etti. Böylece Mýsýr ve Suudi Arabistan Müslüman Kardeþler’e bakýþta Ýsrail ile ayný çizgiye gelmiþ oldular. Yeni düzenlemeye göre Arabistan’da Ýhvan’a üye olmanýn veya destek vermenin cezasý 5-30 yýl arasýnda deðiþiyor.
Son düzenlemelere göre, Filistin’de faaliyet gösteren Hamas da, Suriye’de Esad rejimine karþý mücadele veren Suriye Müslüman Kardeþliði de terör örgütü haline gelmiþ oldu. Mýsýr ve Suudi Arabistan’ýn bu kararý öylesine sert ki, ABD bile Ýhvan konusunda bu þekilde düþünmediðini açýklamak zorunda kaldý.
***
11 Eylül’den bugüne yaþanan geliþmelere bakýldýðýnda her þeyin Ýslam dünyasý içinde büyük bir mezhep kavgasýnýn çýkmasý; ayrýca Sünni dünyanýn zayýflatýlmasý ve kendi içinde parçalanmasýna dönük iþlediðini görebiliyoruz. Irak Savaþý ile Ýsrail’in en büyük korkulu rüyalarýndan Irak çökertildi, Irak’ta yüzyýllardýr hüküm süren gruplar daðýtýldý, merkezkaç güçler kuvvetlendirildi, ülkede herkesin korktuðu Ýran güçlendirilerek siyasi kutuplaþma derinleþtirildi.
Arap Baharý bahanesiyle iþbirliðine uzak diktatörler düþürüldü; Mýsýr’da Müslüman Kardeþler bitirildi, Ýsrail ile hemen her konuda anlaþan Sisi iþbaþýna getirildi. Suriye’de ise devlet kendi halký ile savaþa sokuldu ve Ýsrail’in en önemli hasýmlarýndan Suriye, týpký Irak gibi kendi içinde çöküþe býrakýldý. Suriye etkisiyle Lübnan ve Ürdün de Ýsrail’in arzu ettiði noktanýn dýþýna çýkamaz hale geldi. Bölgede Kürtler yeni, güçlü ama ayný zamanda her türlü kullanýma muhtaç bir aktör haline getirilmeye baþlandý.
Bu hengâmede Filistin önemli oranda yalnýz kaldý, Ýsrail iþgal ve etnik temizlik politikalarýna rahatsýz edilmeden devam edebildi. Afganistan, Pakistan, Yemen gibi Ýslam coðrafyasýnýn diðer bölgeleri ise bildiðiniz gibi: Þimdilik herhangi bir umut yok...
En kötüsü bölgenin en önemli ilham kaynaðý ve en güçlü ülkesi olan Türkiye’de iþler iyiden iyiye karýþtý, 11 yýldýr ülkeyi yöneten ve tüm seçimlere adeta ambargo koyan Hükümet, kendi tabanýný oluþturan en önemli gruplardan biri ile kavgalý hale geldi...
***
Arap Baharý, belki baþka saiklerle baþladý, ancak son iki yýllýk geliþmelere baktýðýmýzda her þey Ýsrail’in arzu ettiði þekilde geliþiyor. Bölge kendi üzerine çöküyor ve toplumlar devletleriyle ve kendi kendileriyle kavgalý hale geliyor. Adeta kusursuz bir fýrtýna senaryosu uygulanýyor. Türbülans öylesine güçlü ki çeþitli noktalardan Türkiye’yi de içine çekiyor.
Bu ortamda kimin haklý veya kimin haksýz olduðunun önemi yok. Önemli olan her an etrafýmýzda dönen girdaplardan birine kendimizi kaptýracak olmamýz. Artýk karþýmýzdakini suçlamak yerine önlem almamýz gerekiyor, aksi takdirde sadece birimiz veya ikimiz deðil, hepimiz bu kasýrganýn kurbanlarý olacaðýz.