ABD’nin Türkiye’yi hedef alan finansal saldýrýsý sonrasý 15 milyar dolarlýk doðrudan yatýrýmla Türkiye’ye gelen Katar Emiri Þeyh Temim bin Hamed Al Sani’nin kafasýndaki Türkiye algýsý zannedilenden daha baþka.. Katar baþta olmak üzere birçok Körfez fonuna hukuk danýþmanlýðý yapan Sinan Civriz’e göre, bu daha baþlangýç.. Dün, doðrudan yatýrýmlar konusunda aradýðým Sinan Civriz, 15 milyar dolardan sonra Katar'ýn Londra merkezli fonlarýndaki en az 100 milyar dolarýn daha Türkiye'ye geleceðini söylüyor.. Bilindiði üzere Katar, Türkiye’de yeni deðil.. Abank ile bankacýlýk sektörüne girmiþti.. Ardýndan QNB ile Finansbank’ý aldý. Sonra beIN ile Digiturk’u.. Yaklaþýk 2,75 milyar euro Finansbank için, 1,4 milyar dolar da Digiturk için verdi.. Boyner’de, BMC’de ve daha pek çok markanýn içinde de ortaklýklarý var.. Peki þimdi ne yapacak?.. Yani bu 15 milyar dolarlýk yeni doðrudan yatýrým paketinde neler olacak?.. Sinan Civriz’e göre bu yatýrýmlar; baþta doðalgazýn katma deðer olarak kullanýlacaðý enerji projeleri olmak üzere, gayrimenkul ve gýda üretim tesisleri yapýmýna odaklý olacak. Ayrýca, Ýstanbul ve Türkiye’nin birkaç farklý þehrinde arsa alacaklar.. Ama benim dikkatle takip edeceðim süreç, Katar’ýn baþta Londra olmak üzere baþka ülkelerdeki fonlarýný nasýl Türkiye’ye çekeceði.. Katar’ýn dünyada farklý farklý kalemlerde, 600 milyar dolar civarýnda yatýrýmý var.. Ve þu anda kendini en fazla güvende hissettiði ülke Türkiye.. Elbette bunun sonuçlarýný müspet anlamda göreceðiz..
Önce Hakan Ural gündeme getirdi.. Ardýndan televizyonlara haber oldu.. Ertuðrul Özkök þöyle anlattý olayý; “.. Kafede oturan bir adam, müessesenin sahibini çaðýrýp ‘Þu kadýnýn þortu beni rahatsýz ediyor, atýn buradan’ diyor…… Müessese sahibi itiraz edince polis geliyor… (polis de) kadýna ‘Kalk da bakalým þortun kýsa mý?’ diye soruyor….” Ardýndan da eklemiþ Özkök;“.. bu mesele var ya...Toplumu böler, paramparça eder, darmadaðýn eder…” .. Bu ‘þortlu kýz’ iþi anlaþýlan iyi prim yapýyor.. Zaman zaman nerede piþirildiði bilinmeyen bir ‘þortlu kýz’ hikayesi okuyoruz.. Bu da onlardan biri.. Fakat doðru deðilmiþ, gördünüz mü!.. Bir gün sonra yine Özkök’ün köþesinden, Ýstanbul emniyet müdürü Mustafa Çalýþkan’ýn açýklamasýný okuyoruz. Meðer polisler iki kez ihbar olunca mecburen gelmiþler.. Ýþyerinin dýþýnda kadýnlarla konuþmuþlar, kimse kimseden þikayetçi olmayýnca gitmiþler.. Oraya polis çaðýran adam da 155’i arayýp ne dedi, Allah bilir.. Ama þikayet üzerine gelen memurlarýn, ‘bakayým þortun kýsa mý?’ falan dediði hikayesi palavra çýkmýþ durumda.. Þimdi kime hizmet ettiði bilinmeyen bir müptezel, polis çaðýrdý diye memleket bölündü mü?.. Yapmayýn n’olursunuz.. Ayrýca söyleyeyim.. Bu türlü olaylarýn yaþanmasý mýdýr polarizasyonu körükleyen yoksa gerçek ortaya çýkmadan çýkýp televizyonlarda olmuþ gibi anlatmak mýdýr?.. Bence bu olay yaþanýr, iyi/kötü çözülür gider.. Ama televizyondan, gazete köþelerinden iþi köpürtmek beklenmeyen sonuçlarý da beraberinde getirebilir, dikkat etmek lazým..
Gündeme Yýldýz Holding Yönetim Kurulu Baþkaný Murat Ülker getirdi.. TC kimlik numarasý çok tedirgin edici, kabul.. Fakat hesap doðrulama için cep telefonu numarasý istenmesi iyi olabilir.. Bakýn açýk konuþalým. Kim cepheden bu öneriye karþý çýkýyorsa, ya troldür ya da bir trol yapýsýný yönetiyordur.. ABD, Twitter’da istemediði yayýný zaten önlüyor. Biz ise trol saldýrýlarý konusunda çaresiziz.. Bir daha düþünmekte yarar var..