Katar krizinde niye mi köpürmüyoruz?

Katar krizinin ardýndan ilginç tepkiler ve tavýrlarla karþýlaþýyoruz. CHP lideri Kýlýçdaroðlu benzin bidonunu alýp ortalýða atýlmýþ durumda, Ýhvan için yakýlan ateþi nasýl tutuþtururum diye cansiparane gayret gösteriyor. Elinden gelse bir kaþýk suda Ýhvan’ý da, Katar’ý da, AK Parti hükümetini de boðmaktan çekinmeyecek…

Kimileri ise ‘ABD’ye, AB’ye söylenip duruyorsunuz da Suudi Arabistan’ýn baþýný çektiði ülkelere niye köpürmüyorsunuz’ havasýndalar. Dertleri yumurta tokuþturmak…

Öncelikle þunu anlamak gerekir: Türkiye alternatifi siyaseten de insaniyeten de mümkün olmayan konularda ahlaki duruþunun gereðini yapmýþ, bedeli ne olursa olsun tepkisini göstermekten çekinmemiþtir. Bu zalim Esed’e karþý da böyle olmuþtur, Mýsýr’daki darbeye karþý da böyle olmuþtur. Bu olaylarýn ‘tarafsýzlýkla’ geçiþtirilecek bir tarafý yoktur.

Onun dýþýnda bölgede birçok kriz yaþanmýþtýr ve Türkiye taraflarla olan iyi iliþkisi sebebiyle bir nevi ‘arabuluculuk’ misyonu üstlenmiþtir. Türkiye Ýsrail-Filistin meselesinde bazý kriz anlarýnda devreye girdiðinde iki tarafla da iliþkisi olduðundan ve bir güven tesis ettiðinden rol oynayabilmiþtir. Bu demek deðildir ki, Türkiye’nin tavrý ve ahlaki duruþu belli deðil ve yapýlan haksýzlýklara göz yumuyor. Filistin ve Kýbrýs davasý bizim ‘milli mesele’ olarak gördüðümüz konulardýr ama Türkiye siyasi kanaati belli olmakla birlikte birçok kez devreye girerek sorunlarýn aþýlmasýna çaba göstermiþtir.

Ýran’ýn yaþadýðý krizlerde de, Ortadoðu’daki birçok gerilimde de Türkiye yapýcý rol oynamaya çalýþmýþtýr.

Suudi Arabistan’la da diðer Körfez ülkeleriyle de Türkiye’nin dostane iliþkileri vardýr ve bunlarý güçlendirmeye çalýþmaktadýr. Katar krizinde Türkiye’nin ahlaki duruþu ve tavrý bellidir ama bu tavýr birilerine öfke kusmak deðil çözüm için yapýcý rol oynamak þeklinde ortaya çýkacaktýr. Bunun üzerinden fitne üretmeye çalýþmak beyhudedir.

Körfez ülkeleri arasýnda yaþanan kriz konusunda Türkiye atmasý gereken makul adýmlarý atmaktadýr.

1- Türkiye olay sonrasýnda ahlaki/siyasi duruþunu ortaya koymuþ, Katar’ýn terörist ülke gibi bir muameleye maruz býrakýlmasýnýn yanlýþlýðýný dile getirmiþtir. Cumhurbaþkanýmýz Erdoðan, Katar’a yönelik yaptýrýmlarý doðru bulmadýðýný ifade etmiþtir.

2- Ýlk andan itibaren gerilimin týrmanmamasý ve aklýselimin hâkim olmasý için Türkiye saðduyu çaðrýsý yapmýþ ve diplomatik temaslarla tansiyonu düþürmeye çalýþmýþtýr.

3- Türkiye dost kabul ettiði Katar’a sýrtýný dönmemiþ, dostluk ve yardým elini uzatmýþtýr.

4- Sorunun ardýndan Türkiye daha önce planlanan askeri üs projesinden geri adým atmamýþ, aksine böyle bir anda Meclis’ten buna yönelik uluslararasý sözleþmeyi geçirerek dünyaya bir mesaj vermiþtir. 

Cumhurbaþkanýmýzýn dediði gibi Ortadoðu’da yeni bir oyun oynanýyor. Bir yandan Katar diplomatik ablukaya alýnýyor diðer yandan DEAÞ Ýran’da eylem yapýyor, ayrýca uzun süredir çatýþmasýzlýk halinde olan PJAK saldýrý gerçekleþtiriyor. Yeni dönemin daha sert, müdahaleci ve provokatif geçeceði anlaþýlýyor.

Türkiye böyle bir hengâmede dostluk iliþkilerini azami düzeyde tutarak akýlcý bir politika izleyecektir. Oyun kuranlarýn oyunlarýna alet olmamanýn bir gereði de öfkeyle beklenen tepkiyi vermek deðil akýlla oyunu boþa çýkarmaktýr. Sorunun parçasý deðil çözüm ortaðý olmak, arabuluculuk misyonunu öne çýkarmak, kadim dostluklara halel getirmeyecek þekilde yapýcý davranmak en doðru yoldur. Türkiye ahlaki duruþunu ve ilkesel tezlerinikoruyarak meseleleri ele alacak, oynanan oyunu görerek milli ve bölgesel menfaatlerini gözetecek yaklaþýmla hareket edecektir.

Bunun için hükümete yönelik haksýz eleþtirilerde bulunarak dolduruþa getirmek, tahrik etmek boþuna uðraþ olur.