Katil sevicilik ve medya

Çocuklarýn saf bir merakla “anne Atalay Filiz çok önemli biri mi, herkes ondan bahsediyor” diye sormasýna sebep olacak denli tehlikeli bir sunumu var katil haberlerinin. 

Ýyi ile kötü arasýndaki farký insiyaki olarak bilseler de neyin/kimin iyi, neyin/kimin kötü olduðu bilgisi daha sonra yetiþkinlerce verilir ve belletilir çocuklara. Ýçgüdüsel bilginin adý sonradan konulur yani. Sýnýrlar çizilir, ‘ne’den sakýnmasý ‘ne’ye hamletmesi gerektiði öðretilir.

Bu evredeki çocuklarý, katil övgüsüne dönüþen haberlerle karþý karþýya býrakýrsanýz yazýlýmý bozarsýnýz.

On gündür sorunlu bir takdimi var haberlerin. Üç kiþiyi öldüren caninin ne kadar zeki olduðu, hangi iyi okullarda okuduðu, cinayet iþleyerek de olsa “gizemli bir macera”ya daldýðý ve soluk soluða bir polisiyenin “kahramanýna”, medyanýn ilgi odaðýna dönüþtüðü köpürtülüyor. 

Hayatlarý ellerinden alýnmýþ o üç insan kurban deðil de katilin kahramanlaþtýrýlmasý için senaryoya dahil edilmiþ üç figüran sanki. Popüler bir hikayedeki basit dolgu malzemeleri!

Gazete okuyucularý, televizyon izleyicileri, objektife mutlulukla gülümseyen o üç kiþiye baksýnlar da katilin katilliðine dair anlatý biraz daha efsunlansýn diye yaþamýþlar ve ölmüþler gibi!

Gösteri toplumunda, her þeyin sanallaþtýðý ve hakikatle baðýnýn koptuðu bir çaðda yaþýyoruz, doðru. Ama “manuel dünya”ya doðan ve fabrika ayarlarý çok daha sahici bir hayat bilgisi üzerinden yapýlan yetiþkinlerin eðlence amaçlý karanlýk düþlerine hitap eden haberlerle, “milenyum sonrasý dijital ortama” doðmuþ çocuklar nasýl baþ etsin?

Çizgi filmlerden etkilenen ve kendini pencereden boþluða býraktýðýnda uçacaðýný zanneden çocuklarýn melek olup uçtuklarýnýn deðil, yere çakýlýp öldüklerinin haberini yapan medyaya itimat edilir mi hiç böyle bir vasatta?

Velhasýl çocuklarýn gerçeklik algýsý, iyi-kötü bilgisi çok daha hassas bir muameleyi gerektiriyor ve medyamýzýn katil haberlerini sunuþ biçimi bu hassasiyete gerçekten hiç uymuyor.

Meþhur sözdür, Pop Art’ýn öncülerinden Andy Warhol’un “15 dakikalýðýna da olsa bir gün herkes þöhret olacak” sözü.

90’lar Türkiye’si için çok daha uygundu belki bu öngörü. Yeni açýlan özel TV kanallarýnýn þirazesiz, ölçüsüz, denetimsiz bir þekilde her türlü acayipliði ekranlara taþýdýðý vahþi yýllardý. Üstelik ne internet kullanýmý yaygýndý, ne akýllý telefonlar vardý. Þöhret için konvansiyonel medya þarttý. 

Bugün öyle mi ya... Teknolojik imkanlar ve sosyal medya sayesinde þöhretini kendi ellerinle yapýp kendine tapmak mümkün bugün.

Hal böyleyken Atalay Filiz’i popüler bir katile, Atalay Filiz haberlerini katil seviciliðe dönüþtüren araç anakronik biçimde konvansiyonel medya oldu. Nedeni ne ki sorusuna cevap, Türkiye’de özlemi çekilen (!) seri katil profiline en yakýn katil olmasýdýr herhalde. Neticede cinayetlerin anlýk öfkeyle, somut basit gerekçelerle ve tekli hedeflerle iþlendiði bir ülke burasý...

Psikopatlarla çevrili olmamak her halükarda iyidir. Lakin Hannibal serilerini, Dexter sezonlarýný nefesini tutarak takip eden bu toplum, yerli seri katil özlemi çekermiþ meðer.

Nitekim hayatýn içinden bir katil hikayesi sunmanýn cazibesine kapýldý pusulasý þaþý medya. Münevver Karabulutu parçalayan baltayý manþet yapan kafa için “olayýn Türkiye’de geçmesi” övünç sebebi belli ki!

Ýdeolojik katil sevenler

Grup Yorum konserinde Savcý Kiraz’ý katleden Þafak Yayla yüceltilmiþ. Katilin anne babasý utançtan yerin dibine geçmek yerine cinayetle övünmüþ...

HDP’li siyasetçiler mütemadiyen terörist cenazesinde. Vezneciler’de 12 kiþiyi öldüren katilin tabutunu taþýrken görüldüler en son.

“Katille selfie çeken polis dehþeti”yle sarsýlalým tabi. 

Katil seviciliðin siyaset halini almasý ve normalleþmesi niye ürkütmüyor peki kimseyi?