Kavanoz dipli dünya gerçekten...

Başbakan Tayyip Erdoğan ile ABD Başkanı Barack Obama’nın bir telefon görüşmesi yaptığını Başbakanlık duyurdu önceki akşam... Görüşme bir saat sürmüş... Duyurudan iki liderin Suriye’de yaşanan son gelişmeler ile Gezi Parkı ve sonrasını konuştukları anlaşılıyor...

Suriye ve Gezi Parkı... Hımmm...

Türkiye’nin ABD ile Suriye konusunda görüş ayrılığı olduğunu biliyoruz. Daha önce başka bölge ülkelerinde meydana gelen ve Suriye’deki kadar büyük yıkıma, insan kaybına, tarihi miras tahribine varmayan hareketlenmelere yapılana benzer, uluslararası bir müdahale bekliyor Türkiye; ABD ise rejimi değiştirme konusunda Türkiye kadar hevesli değil...

‘Kimyasal silâh kullanımı’ bile ABD’nin tavrını değiştirmeye yetmedi. İki ülke sorunu ‘Cenevre-2’ toplantısında çözmeye kilitlenmişti; haziran sonuna gelindiği halde toplantı ufukta görünmüyor...

ABD Suriye’de Beşşar Esad sonrası idareyi ele alacakların Tunus ve Mısır’daki gibi ‘Müslüman Kardeşler’ ağırlıklı olmasını arzu etmiyor; farklı bir muhalif tablo ortaya çıkana kadar da fazla müdahil görünmek niyetinde değil. Ölü sayısı 100 bini, mülteci sayısı birkaç milyonu bulmasına rağmen...

Washington ziyareti sırasında, Beyaz Saray’ın özel konukların yemekli ağırlandığı ‘kırmızı odası’nda, üç saate yakın süren görüşmede sonuca bağlanamayan pürüzler, önceki akşamki telefon görüşmesinde çözülebilmiş midir acaba?

Gel de burada İsmet İnönü’nün “Büyük devletlerle ilişki, ayıyla aynı yatağa girmeye benzer” sözünü hatırlama...

Başbakan Erdoğan’ın Washington gezisi ile son telefon görüşmesi arasında önemli ne oldu? İşte ‘Gezi Parkı’ konusu burada devreye giriyor. Son üç hafta içerisinde meydana gelen olay Türkiye’nin elini güçlendirmedi, tam tersine zayıflattı. Obama’dan fazla halk desteği bulunan Tayyip Erdoğan’ın imajında da zedelenme oldu.

İki lider arasındaki telefon görüşmesinde ‘Gezi Parkı’ konusunu acaba ilk kim açtı? Obama mı, yoksa Erdoğan mı?

Erdoğan konuyu açmışsa, her geçen gün artan bir biçimde gündeme yerleşen olaylarla daha önce Sırbistan’dan Hırvatistan’a uzanan değişik ülkelerde ABD-destekli renkli kalkışmalar yaşanmasına da atıfta bulunmuş mudur?

Konuyu açan Obama’ysa, ülkemizin, Ak Parti iktidarının ve Başbakan Erdoğan’ın son görüşmelerinden buyana elinin zayıfladığını hatırlatmak için mi bunu yapmıştır?

Hangisi acaba?

Türkiye ile eş-zamanlı hareketlemelere muhatap bir başka ülke daha var: Brezilya... Oradaki yönetim bizdekinin aksine ‘solcu’, devlet başkanı da göstericilere karşı olağanüstü yumuşak davranıyor... Ne çare, Brezilya’da da yönetimi zayıflatan gelişmeler yaşanıyor...

Madem soru sormaya başladık, durup yine sorayım: Neden acaba? Tamamen farklı konumda olmalarına ve yönetimleri değişik tepki vermelerine rağmen, neden Türkiye ile Brezilya? Hem her iki lider de büyük halk desteğine sahip olduğu halde?

İlgisi bulunmayabilir, ama yine de hatırlatayım: İki ülke BM Güvenlik Konseyi’nde geçici üye oldukları dönemde İran’a yaptırım konusunda ABD’ye rağmen ‘Hayır’ oyu kullanmışlardı.

Ne gariptir ki, ABD, yeni seçilen cumhurbaşkanı ‘ılımlı’ biri diye İran’la yakınlaşma yolları arıyor şu günlerde...