Bugün bayramýn ikinci günü... Herhalde büyükler, akrabalar, dostlar ve sevilenleri ziyaretle geçirdiðiniz, gazetelerinizde okuduklarýnýzý gittiðiniz yerlerde karþýlaþtýklarýnýzla tartýþtýðýnýz bir gün...
Gazetelerden hareketle hangi konu ön plana çýktý sizler için? Hadi saklamayýn, ‘Cemaat ile Ak Parti arasýndaki çekiþme’ konusu deðil mi?
Konunun zaten saklanacak bir tarafý kalmadý. Günlerden beri hangi gazeteyi açsanýz karþýnýza daha baþlýðýndan bu konuyu iþlediði anlaþýlan bir veya birkaç yazýyla karþýlaþýyorsunuz... Daha önce hiç alýþmadýðýnýz türden polemiklere de yer veriyor gazeteler/iniz...
O bir þey yazýyor, öteki altta kalmamak için baþýný çýkarýyor; eskiden olsa cevapsýz kalacak veya sessizce geçiþtirilecek atýþlar daha hiddetli ve þiddetli mukabele görüyor...
Ne kadar istesem de böyle bir gündemin dýþýnda kalabilir miyim; hem de itidal tavsiye eden önceki yazýlarýmýn tam tersi bir durum süregiderken?
Elbette kalmayacaðým gündemin dýþýnda... Elbette benim de söyleyeceklerim var...
Ancak ben gazete sütunlarýndan fýþkýran bu çatýþmacý tavrýn, imzalar her ne kadar temsil deðeri taþýdýðýna inanýlan kiþilere ait olsa da, taraflarýn gerçek tavýrlarýný yansýtmadýðý kanaatindeyim. Cemaat adýna ortaya atýlanlar da, partiyi savunuyor bilinenler de, aslýnda yalnýzca kendilerini temsil ediyorlar...
Ýçlerinden bazýsý ‘temsil’ konumunu pek benimsemiþe benziyor ve biraz da o konumunun pekiþmesi uðruna polemikleri sürdürüyor...
Bu kanaatimin kökeninde iki tarafý da olabildiðince yakýndan tanýmam yatýyor...
Cemaat denilen oluþumun vefa ve deðerbilirlikle yoðrulmuþ þahs-ý manevisi geçmiþte birlikte hareket ettikleri, ufacýk da olsa —hatta genel anlamda— hayrý dokunmuþ kiþiler ve kesimlere karþý þimdilerde sergilenen türden keskin çýkýþlarý nasýl olur da kabul edebilir? Üstad, usta, duayen sayýlan kiþilere saygý yoksunu sözlü/yazýlý sataþmalar Cemaat’in hangi kitabýnda yazýyor?
Parti elbette saygý üzerine oturan, sözcülüðünün kibarlýk ve nezaket içerisinde yürütüldüðü bir oluþum deðil; ancak particiliðin ve genel olarak siyasetin de gözardý edemeyeceði kurallarý var. Bunlarýn baþýnda da kaybetmek yerine kazanmanýn, daðýtmak yerine birleþtirmenin tercih edilmesi kuralý geliyor...
Hangi parti ülkeye hizmette yanýnda bulduðu kiþiler ve oluþumlarý sýrtýnda bir yük olarak görebilir? Ortak hedefe doðru yol alýnýrken, hangi parti, “Hayýr, ben artýk tek baþýma yürüyeceðim” diye tafra satabilir?
Mantýksýzlýðýn siyasette hiç yeri yoktur...
“Kavga var” diyenlerin dayandýðý çatýþmacý üslupla kaleme alýnmýþ yazýlarýn gerçeði yansýtmadýðý kanaatim bu sebeple: Ýki taraf adýna yazýlýp söylenenler taraflarýn bildik ve alýþýldýk tavýrlarýna zýt... ‘Savaþ’ mantýðýyla kaleme alýnmýþ yazýlar ile ortalýkta dolaþan sözlerin Cemaat þahs-ý manevisiyle irtibatý olabileceðine de, onlara cevap verirken kullanýlan gönül kýrýcý bazý ifadelerin Ak Partitarafýndan tasvip edilebileceðine de hiç mi hiç inanmýyorum.
Þu bayram gününde hadi þu merakýmý da paylaþayým: Bakalým, bu çeliþki dolu ortama ilk müdahale hangi tarafýn etkili þahýs/lar/ýndan ve nasýl gelecek?