“Kavvam” kelimesi, kadın ile erkek arasında esen sert rüzgarlar...

Kadın ile erkek cinsi arasındaki ilişkiyi sevgi, saygı, birbirini tamamlayıcılık, anlayış üzerinden anlatacak bir dili niçin kuramıyoruz? Bugünün geçerli günlük lisanında, kadın ile erkek sürekli rekabet içinde, sürekli çatışma, niza, hesaplaşma, davalaşma içindedir. Niçin?

Bunun bilinçli olarak kurgulanıp, politik bir dayatma olarak yaygınlaştırdığını düşünüyorum. Çünkü ultra modern yaşamda insanların tek başınalığı, yalnızlığı, tekilliği esastır. Aile derhal dağıtılması gereken bir birlikteliktir. Bu yüzyılın kadın-erkek çatışmaları, haberlerde her gece seyrettiğimiz şiddet haberleri, kısa bir süre sonra, geçmişe dair ilkel bulunan kaos sayfaları olarak adlandırılacaktır.

İnsanın, kendi cinsinden memnuniyetsizliğini körükleyen bir durum değil midir gerçekten de kadın-erkek çatışması? İşte bizi birbirimizden yaka silkecek raddeye getirdiklerinde, yeni bir sosyolojik akvaryuma sokacaklar; ki orada kadın-erkek çatışması, didişmeler yok, çünkü orada kadın ile erkek yok! Cinsiyet belası olarak lanse ettikleri doğal cinsel kimliklerimiz, hatta "ben bir kadınım', "ben bir erkeğim' şeklinde kuracağımız cümlelerin her biri, aşırı demode, bozgunculuk içeren nefret betimlemeleri, hatta faşizan bir tutum olarak yaftalanacak. Buna az kaldı!

Bizler; kadın-erkek eşitliği, eşitsizliği, pozitif ayrımcılık, negatif ayrımcılık, kim kavvam, kim değil tartışmaları ile uğraşırken... Zaman hızla ilerliyor ve insan aleyhine ilerliyor. Bunu kaçırıyoruz...

..............................

Sosyal medyada epey tartışma konusu olan bir vaaz hakkında, öncelikle ilahiyatçıların sorumluluk alarak konuşmalarını dilerdim. Çünkü kısa bir aralığını dinlediğim vaazda, "kavvam' kavramı üzerinde durulduğunu fark ettim... Erkeklerin kadın üzerinde kavvam oluşunu nasıl anlarız, nasıl anlamalıyız, bu konuda hem İslam hukukçularının, tefsir ve hadis bilginlerinin, hem de İslam felsefecilerinin yardımına ihtiyacımız var...

Nisa suresi 34. ayette geçen "kavvamun' kelimesi için, Diyanet İşleri Başkanlığının meal-tefsirinde: "Erkekler, kadınların koruyup kollayıcılarıdır' ifadesini kullanmış. Meal-tefsirlerde tercih edilen çevirilerde: 'Allah'ın, bazısını bazısına üstün kılması ve onların kendi mallarından harcaması nedeniyle erkekler, kadınlar üzerinde sorumlu gözeticidir...' manası da kullanılmış. Erkekler aile nafakasını temin ettiğinden aileyi de yönetirler şeklinde anlamlandırmalar da var. Yine mealler arasında dolaşırken şu anlamlandırmaya da rastladım: "Kavvâm", "kaim" kelimesinin mübalağa şekli olup geçimi sağlayan, koruyup gözeten, muhafaza eden, yüklendiği sorumlulukları yerine getiren, işleri yürüten, maiyetindekileri idare eden anlamlarına gelmektedir'...

Ragıb el İsfehani'nin El Müfredat adlı sözlüğünden de biraz okudum... Kavvam sözcüğünün kudret ve kuvvete dair bir anlamı var. Muktedir ve metin olma gibi içerikleri de var. Müfredat, Kur'an-ı Kerim'deki kelime ve kavramların etimolojik serüvenini takip edeceğiniz aslında bir edebiyat sözlüğü diyebilirim. Bu bağlamda "kavvam' kelimesinin çıkış evindeki anlamları arasında: İkametgâh, durulacak yer, sebat etme, ayakta duruş, süreklilik, sağlamlık, iktidar, doğruluk gibi anlamları da var... Benim ruhum "kavvam' kelimesini bir baskı gibi aracı gibi değil bir güven unsuru gibi okuyor. Misal babamı düşününce, aklıma himaye, sahip çıkış da geliyor.

Nitekim Diyanet'in mealinde: "Koruyup kollayıcı" diye tercüme edilen ifadenin âyet metnindeki aslı "kavvâm" kelimesidir. Erkeklere, koruyup kollama görevinin verilmiş olması, iki cins arasında bir eşitsizlik gözetilmiş olmasından değil; erkeklerin güç, kuvvet ve fizikî oluşum bakımından farklı bir yapıya sahip bulunmalarındandır. Bu durum kadını erkekten aşağı bir konuma düşürmez. Buna karşılık erkeklere, ailenin geçimini ve yönetimini sağlamak gibi ağır bir sorumluluk yükler.' deniyor.

Bunu hukuktaki "eşitler arasında öncelikli'' (primus inter pares) kavramıyla benzeştirebiliriz. Veya yine idare hukukunun prensiplerinden olan nimetler-külfetler dengesiyle düşünecek olursak da, kavvam kelimesine erkekler lehine bir üstünlük gibi anlam yükleseniz bile, buradan erkekler için bir düğün-bayram çıkmaz ama cidden ağır bir sorumluluk yükü çıkacaktır.

Kadınla erkek arasında eğitim, kariyer, dolayısıyla ekonomik özgürlük ve çalışma yükü giderek kapanan bir makas hareketi içindedir. Malın ve paranın erkeğin tekelinden çıktığı günümüzde, kavvam kelimesini, sadece ekonomik güç üzerinden anlatmanın imkânı da nerdeyse kalmamıştır. "Para kimdeyse patron odur' diye bağıran kapitalist borazanın bugün yeryüzünde ötmediği bir nokta yok gibidir... Öyleyse ayette bahsedilen başka bir patronaj var...

Bir yandan özgürleşmeyi, tüm put ve ilahları reddederek, hatta yerinden oynatarak, kırarak ilan eden İslam, öyle zannediyorum ki insanlar üzerinde özgürlükleri kısıtlayıcı yeni vesayetler kurmayacaktır. Her fert, biriciktir, tektir, saygıya layıktır... İnsanlar arasında haklara riayet, eşler arasında sevgi ve saygı esastır...

Kadın ile erkeği birbirine düşmanlaştırıcı, rakipleştirici, kamplaştırıcı, yabancılaştırıcı dilin ruhumuzda yol açtığı yoksullaşmayı ne zaman konuşacağız?