Kaybeden iyiydi, kazanan daha iyi

Beþiktaþ daha maçýn baþýnda golü yedi ama bunun altýndan kalkmak için; doðrusu canýný diþine taktý... Hatta yediði golün hemen öncesinde, Pepe’yle bir gol bulmuþtu. Fakat ofsayt gerekçesiyle sayýlmadý... Oysa pozisyonda, santimle sayýlabilecek kadar bile ofsayt yoktu. Sadece eller-kollar görülüyordu, onlar da hesaba girmez... Paralel kalmanýn bile durumu kurtardýðý bir durumdan, Cüneyt Çakýr kendine vazife çýkardý.

Neyse ki Beþiktaþ; yediði golün sonrasýnda, neredeyse ejderhaya dönüþtü... Bir taraftan Babel’in, öbür taraftan Quaresma’nýn baþ döndüren baskýlarý; golün bir þekilde geleceðinin mesajýný zaten veriyordu. Ama pozisyondan deðil, penaltýdan geldi...

Talisca’yý düþüren savunma, topla uzaktan-yakýndan ilgili deðildi. Hem bodoslama girdi, hem çelme taktý. Tartýþmasýz penaltýydý...

***

Aðzýndan alev fýþkýran Beþiktaþ ejderhasýna karþý, Sivas da korkudan kaçacak delik aramadý. Bayaðý diklendi, kafa tuttu, pozisyon buldu. Yiðitliðe leke sürdürmedi.

Kaptan Ziya’nýn öyle kritik anlarda müdahaleleri oldu ki; ben son yýllarda, bu kadar çok sayýda pozisyonu tek baþýna karþýlayan (Hatta bitiren) adam görmedim. Hatta bir karambolde; Beþiktaþ’ýn iki topunu, ayný anda kalenin iki ayrý köþesinden uçarak/yatarak çýkardý. Adam müthiþ oynadý.

***

Beþiktaþ ilk yarýdaki akýþkan futbolunu, ikinci yarýda sürdürdü ama; Sivas da imrenilecek bir karþý duruþ/dik duruþ/omurgalý duruþ sergiliyordu. Pes etmediði gibi, kafa tutmayý sürdürüyordu. Kalecisi Tolgahan da çok baþarýlýydý.

Anlayacaðýnýz, Beþiktaþ aslýnda iyiydi ama; daha iyi olan bir takýma kaybetti. Acý ama gerçek!