Ýstanbul’un, 2020 Olimpiyat Oyunlarý seçiminde Tokyo ile finale kalmasý bir baþarýdýr. Dünyanýn kendine has güzellikleri ve tarihi birikimi ile dikkat çeken, tanýnan, üzerinde konuþulan bu metropolü, finale kalarak, Olimpiyat Oyunlarý açýsýndan “süper lig”de olduðunu, seçim kriterlerine uygun adýmlar atmasý halinde 2024 Oyunlarý için de iddialý bir kent olacaðýný gösterdi. Olimpiyat Oyunlarý’na ev sahipliði yapmak kolay iþ deðil, gördünüz, Japonya gibi bu konularda kendini hayli ispatlamýþ bir ülkenin heyeti bile kararý gözyaþlarýyla karþýladý. “Küresel rekabet” zorludur, moral bozmadan, sistemli çalýþma ile “önümüzdeki maçlara” bakmamýzda yarar var.
Ýstanbul’un marka deðeri...
Son üç yýlým, dünyanýn 54 farklý kentinde belgesel çekimleriyle geçti. Bütün kýtalarda... Dünyanýn her yerinde kamera “sihirli bir alet...” Gören ilgilenmeden geçmiyor, (Los Angeles, Bombay ve Hong Kong hariç, o kentlerde yaþayanlar sinema endüstrisi ile içli-dýþlý, caddeye stüdyo kursan umurlarýnda deðil) sizin hangi ülkeden olduðunuzu merak edip, soruyorlar. Baþlangýçta “Turkey” diyorduk, sonra fark ettik ki, yaþadýðýmýz kentin “marka deðeri”, ülkemizin çok önünde. “Turkey” dediðinizde tepki çok kýsa ve sohbetsiz oluyordu, “Ýstanbul” dediðinizde çevrenizi bir anda büyük bir sempati çemberi sarýyor, insanlar kentle ilgili (hepsiolumlu) düþüncelerini paylaþýyor ve sizin ne kadar “þanslý” olduðunuzu söylüyorlardý. Hatta genç ekip arkadaþlarým giderek bana, “Abi, sen Teksaslýlara benzedin, onlar da Amerikalýyým deðil Teksaslýyým derler” diye takýlmaya bile baþladýlar. Þunu söyleyeyim: Ýstanbul, dünyanýn en çok tanýnan ve insanlarýn bir gün mutlaka görmek istedikleri kentler sýralamasýnýn ilk beþinde yer alýyor. Bu nedenle, bu kentin bir gün Olimpiyat Oyunlarý’na ev sahipliði yapacaðýndan emin olabilirsiniz.
Neden kaybettik?..
1- Hepimizde derin endiþe yaratan “doping” ve “þike” öykülerimizin dünya tarafýndan da yakýndan takip edildiðini öðrenmiþ olduk. Amatör sporlarda ödül yönetmeliðinin derhal deðiþtirilmesi, Futbol Federasyonu’nun da UEFA ve FÝFA kriterleri çerçevesinde kararlar almasý gerekiyor.
2- Büyük ölçüde, yaþadýðýmýz bölgenin maðduru olduk. Japonya, Olimpiyat Komitesi’nin istikrar ve güvenlik tercihine hitap etti, Türkiye’nin haritadaki yeri ve Ortadoðu’daki geliþmeler oylarýn Tokyo’ya dönmesini saðladý. Unutmayýn, Komite, önümüzdeki yedi yýlda dünyada yaþanabilecek muhtemel çalkantýlarý hesaba katarak bu kararý aldý.
Akýlcý düþünmek...
a. Türkiye’nin “Müslüman nüfuslu” ülke olmasý nedeniyle elendiðini söylemek aþýrý zorlamadýr. Çünkü Türkiye, bu yapýsýyla, pek çok uluslararasý turnuvaya ev sahipliði yapýyor, bu ev sahipliklerini de Müslüman olduðu için üstlenmiyor. 2022 Dünya Futbol Þampiyonasý da Katar’da yapýlacak.
b. Ýç siyaset kriterlerinin, ülkenin bünyesinde yaþadýðý gerginliklerin, “küreselkararlarda” ön planda olduðunu söylemek çok güç. O zaman, Güney Afrika, Brezilya, Rusya, Arjantin hatta Ýspanya gibi ülkelerde Dünya Futbol Þampiyonasý veya Olimpiyat Oyunlarý’nýn yapýlmamasý gerekir. 1992 Olimpiyatý’nýn yapýldýðý Barselona’da Katalan meclisi her yýl bir “Ýspanya’danayrýlma deklarasyonu” yayýnlýyor.
c. Aday ülkelerin liderlerine duyulan sempati/antipati meselesi hurafedir. Kazanan Japonya Baþbakaný Shinzo Abe, aþýrý milliyetçi düþünceleri, Japon ordusunu eski günlerine kazandýrma gayretleriyle þu anda Asya’nýn en sevilmeyen liderlerinin baþýnda geliyor. Onun siyasi varlýðý Tokyo’nun kazanmasýný engellemedi.
Kaybedince, sevinmek...
Erdoðan kadar, Kýlýçdaroðlu ve Bahçeli’ye de teþekkür borçluyuz. Komite’ye yazdýklarý mektuplarla, Ýstanbul’un talebinin “ulusal bir karar” olduðunu gösterdikleri için. Ama, “kaybetme karþýsýnda sevinç çýðlýklarý atan” bir kesime söyleyecek laf bulmak çok zor. Bana, 2002 Dünya Kupasý maçlarýnda Türkiye’nin attýðý gollere sevinen PKK’lý gençleri uyaran “komutanlarýný” biraz hatýrlattýlar. Aðýr mý oldu? Olsun. “Ulusal bir meseleyi” bu kadar “iç politika malzemesi” yaparsanýz, bizim de bir çift sözümüz olur artýk...
Ne demek, küresel arenada yaþanýlan talihsizlik karþýsýnda zil takýp oynamak?.. 2020’lerden söz ediyoruz. Fani dünyada o koltuklar Erdoðan’ýn tapulu mülkü mü?.. Bugün 8-10 yaþýnda olan çocuklarýmýza “olimpik disiplin” kazandýrma þansýný kaçýrmýþýz, seviniyorlar.
Olacak þey deðil...