Kürt seçmenin tavrýný gerçekten ciddiye alýyor muyuz? Seçim sonuçlarý çerçevesinde konuþulan bu mesele, o kadar pragmatik bir biçimde yer tutuyor ki medyada, her þeyden evvel bunu çok üstenci bulduðumu söylemeliyim. Yüzdeler, istatistikler elbette önemli ama insanlarýn hakikati, kuru sayýlardan ibaret deðil. Seçim sonuçlarý, elbette dönemlik bir muhasebe için elimizdeki sýcak veridir. Ama anlýk seçim sonuçlarýndan ibaret olmayan baþka uzun bir anlatýnýn; ‘’Kürt Meselesi’’nin içinden yapýlacak bir muhasebeyi atlarsak, istatistiklerin bizi mahkum edeceði yer statükoculuktan ibaretleþir. Bölgede deðiþen sosyolojiyi ýskalarýz.
***
‘’Kürt seçmeni oyunu güvenlik içinde veremedi’’ söylemi yoðun bir þekilde dillendiriliyor. 6/7 Ekim vehameti veya HDP vekillerinin yaslandýðý sorumsuz kýþkýrtýcý þiddet söylemlerine eþlik eden ve aslýnda bölgede hiç dinmeyen örgüt baskýsý gibi günceller çerçevesinden bakýldýðýnda...Evet, can korkusu, seçimlere HDP desteði þeklinde yansýmýþtýr. Ama sonuç bundan ibaret deðil! Zira, unutulmasýn ki, silahlý örgüt yeni ortaya çýkmýþ bir hadise deðil. Bölge halký 1984’ten bu yana þiddet saðanaðýnýn altýnda, olaðanüstü þartlarda yaþýyor ve belki son 12 yýlda kazanýlmýþ vatandaþlýk haklarý ve bölgeye yapýlan kamusal toplumsal hizmetler, yatýrýmlar da düþünüldüðünde... Kürt oylarýnýn azalmak þöyle dursun artmasý gerekemiyor muydu? Silahlarýn ve can tehdidinin altýnda olduklarý için Kürt oylarý kaydý demek, bahanecilikten baþka bir þey deðil, kimse darýlmasýn. 1992’de, 1996’da, 2000’de çok daha kolay þartlar altýnda mýydý Diyarbakýr, Van, Hakkari, Muþ, Aðrý... Hayýr. Hatta bugünküyle kýyaslanmayacak kadar karanlýk günlerin içindeydik 90’larda, PKK baskýsý daha yoðundu, olaðanüstü þartlar altýnda bir iç savaþ hali bile diyebileceðimiz nispette feci günlerdi... Ve o feci þartlar altýnda bile Doðu, siyasi tercihinde, ezici çoðunluðunu CHP’ye veya HADEP, DEP’e vermiyordu...
Peki ne oldu? Hizmet, niçin hezimetle karþýlýk buldu?
Ki, HDP’nin meclise giriþi AK Parti’yi hükümet kurmada zorluða götürmüþ olsa da ben bunu hezimet görenlerden deðilim. Akil Heyette çözüm süreci ve toplumsal barýþ için vazife yapmýþ birisi olarak; zaten bizim teklifimiz ‘’savaþ deðil siyaset, silahlar sussun insanlar konuþabilsin’’ deðil miydi? Çözüm sürecinin baþlatýcýsý Cumhurbaþkaný Erdoðan, çözüm sürecini siyasetler üstü bir mevzu olarak ortaya koyarken aslýnda büyük bir riski de sýrtlayarak; ‘’siyasi baþarýmýza mal olacaksa bile sürecektir’’ demiyor muydu... Öyleyse bu sonuç, AK Parti nezdinde de ‘’hezimet’’ olarak deðerlendirilmemelidir... Lakin her siyasi parti, niçin kazandýðý kadar niçin kaybettiðini de elbette analiz edecektir, AK Parti de bunu yapýyordur, yapacaktýr. Doðu ve Güneydoðu’daki milletvekilleri listesi toplumsal karþýlýðý olan kiþilerden oluþmuyordu sözgelimi... Yani PKK baskýsý olmasa da zafiyet arz eden listelerdi. Bununla samimi olarak yüzleþilmesi gerekiyor.
***
Nubihar Yayýnlarýndan ‘’Sultan Abdülhamit ve Kürtler’’ adlý eserinde Nihat Karademir’in, Kürtler nezdinde ihtiramlý bir hatýrasý olan Abdülhamit’in politik açmazlarý hakkýndaki analizleri halen güncel bir kýsmýyla mesela. Bölgeyle iliþkisini ya mir, aða, paþa gibi idari aracýlarla veya þeyh, pir, dede gibi geleneksel aracýlarla kurmaya çalýþan Hamidiye politikasýnýn, bölgeyle gerçek bir iliþkiyi var edemediðini yazýyor Karademir. Bu tarz iliþki bir kýsmý deðiþmiþ haliyle halen devam etmektedir. Resmi gayrý resmi aracýlar, bugünkü iletiþim için de yetersizdir... Ama en çok da kendi vekilleri hatta bakanlarý, AK Parti için iletiþimin deðil iletiþimsizliðin sebebi olabilmiþtir maalesef. Ýstanbul’dan ve Ankara’dan bölgeyi hiç tanýmadýðý halde eþ dost kontenjaný açanlarsa apayrý... Bölgede Hamidiye döneminin yaslandýðý geleneksel imkanlarsa kalmamýþ denecek kadar azdýr. Ýslami kesim düþünürleri, okuma seviyesi Batý’dan çok yüksek gençlik ve sivil yapýlar dahil, modern ve geç-ulusçu dili tercih etmektedirler mesela. ‘’Medeniyet Tasavvuru’’ veya ‘’Yeni Türkiye’’ gibi içi tahkim edilmemiþ temenniler, bölgesel enteljansiya tarafýndan ciddiye alýnmamaktadýr. Ömürlerine bereket, nur yüzlü eski sakallý dedeler deðildir yeni muhataplar. Hala ýsrarla geleneksel selavatlarýný sürdüren Hüda-Par gibi kesimler de zaten Allah’a emanet, muhatap bile alýnmamaktadýrlar... Karademir’in Abdülhamit politikalarýný tetkik ederken ortaya koyduðu pozitif tezlerden birisi, “Esnek merkeziyetçilik, geleneksel liderliklerle uzlaþarak iktidarý paylaþmak’’ meselesi... Halen güncelliðini koruyor. Cumhurbaþkaný Erdoðan’ýn ortaya attýðý ‘’Baþkanlýk Sistemi’’ meselesine, bir de bu açýdan bakmaksa... AK Partililerin bile aklýna gelmiyor...