Ýnsan iletiþiminin en temel unsurlarýndan biri olan empati birtakým etkenlerle kaybolabiliyor ve kiþilerarasý iletiþimi bozabiliyor. Bu yeteneði kazanmanýn birinci yolu gerçek empatinin ne olduðunu öðrenmekten geçiyor.
Dünyada kýyasýya var olma mücadelesinin verildiði, insani deðerlerin yerini mekanik deðerlerin almaya baþladýðý çaðýmýzda gitgide doðal yeteneklerimizi kaybetmeye baþladýk. Bireyselleþme, globalleþme ve yalnýzlaþma bencilliði de beraberinde getirdi. Öteki kavramýndan hýzla uzaklaþýp “varsa yoksa ben” ya da eskilerin tabiriyle “Rabbena hebbe na” mantýðýna doðru koþar adým gidiyoruz. Arkadaþlýk, dostluk, yoldaþlýk kavramlarý bir bir unutuldu. Bu yüzden günümüz insaný mutsuz ve umutsuz. Bu noktada kaybettiðimiz bazý deðerleri tekrar kazanmanýn yolunu bulmak hayati öneme sahip. Ýþte bu deðerlerin baþýnda “empati” geliyor. “Empati” ya da “eþduyum” karþýmýzdaki kiþinin davranýþlarýndaki motivasyon unsurlarýný anlayabilme, onun yaþadýðý duygularý içselleþtirebilme ve kendi sorunumuzmuþ gibi algýlayabilme yeteneðidir. Araþtýrmalar empati yeteneðinin saðlýklý her insanda var olduðunu, ancak zamanla yaþanan olumsuz olaylar veya etkenler yüzünden kaybedilebildiðini ortaya koyuyor.
Ýletiþimlik hastalýðýna dikkat
Beynin ön bölgesindeki “ayna nöronlar”ýn empatiden sorumlu olduðunu, insanýn hem kendisinin hem de baþkalarýnýn duygularýný anlayabilme becerisini kazandýrdýðýný biliyoruz. Bu nöronlarýn geri kalmasý etkene baðlý olarak “empati” yeteneðini geçici veya kalýcý olarak ortadan kaldýrabiliyor. Otizm ve zeka gerilikleri gibi zihinsel hastalýklarda doðuþtan, travmaya baðlý bazý rahatsýzlýklarda, narsisistik gibi kiþilik bozukluklarýnda ve þizofreni gibi ruhsal rahatsýzlýklarda da sonradan empati zayýflayabiliyor. Bu tür rahatsýzlýklarda kiþi bir baþkasý kavramýndan uzaklaþýyor ve kendi dünyasýyla baþbaþa kalmaya baþlýyor. O yüzden bu rahatsýzlýklarý “iletiþimsizlik hastalýklarý” diye de adlandýrabiliyoruz. Empati becerisi bazen anlýk da kaybolabiliyor. Mesela öfkeli ve korkulu durumlarda kiþi bu yeteneði geçici olarak kaybedebiliyor. Öfke anýnda beyinde geçici bir blokaj yaþanýyor ve bunun sonucunda da karþýsýndakinin duygularýný anlama, kendi duygularýný ifade edebilme becerisi kayboluyor. Kiþi geçici bir süre iletiþim açýsýndan kör ve saðýr oluyor.
3 adýmda empati
- Kiþi kendisini karþýdaki insanýn yerine koyabilmeli, kýsa bir süre olaya onun gözüyle bakabilmeli ve sonra o rolden çýkýp kendi rolüne dönebilmelidir.
- Karþýdakinin hem duygularýný hem de düþüncelerini doðru olarak anlamak gerekir. Duygular karþýdaki gibi hissetmeyi, düþünceler karþýsýndakini anlamayý saðlar.
- Son adým karþýdakine anlaþýlanýn iletilmesidir. Bu sözel ifadelerle ya da beden diliyle olur. Ancak ideal olaný her ikisinin beraber olmasýdýr. Mesela dostça bir gülümsemeyle “bu olay seni çok bunaltmýþ” demek gibi.
Sempatiden farký nedir?
Sempati karþýmýzdakinin duygu ve düþüncelerin aynýsýna sahip olmaktýr. Sempati duyduðumuz kiþiyle ayný acýlarý çeker veya ayný þekilde sevi-niriz. Sempatide karþýdakinin yerine koyma ve onu anlama þartý yoktur. Empatide anlamak, sempati de ise ister anlayalým ister anlamayalým hak vermek söz konusudur.
Peki hangi davranýþlar empati deðildir?
- ‘Senin problemin karþýsýnda baþkalarý ne düþünür, ne hisseder’ tarzý yaklaþým
- Sorununu anlatan kiþiyi eleþtirmek ve yargýlamak
- Akýl vermek
- Teþhis koymak: “bu durumun sebebi þudur” ya da “olayý kafana fazla takýyorsun” gibi ifadelerde bulunmak
- “Bende de var” demek: Karþýmýzdakinin anlattýðý sorunun bir benzerinin bizde de olduðunu söylemek
- Dinlediði sorun karþýsýnda kendi duygularýný ifade etmek. Mesela : “üzüldüm” ya da “sevindim” demek
- Desteklemek: Bu moral vermedir, empati deðildir
- Soruna Eðilmek: Amacýmýz empati, sorunu ortaya koymak ve çözmek deðil
- Tekrarlamak