Milli Takým maçýn ilk yarýsý itibariyle iyi futbol sergilemekten bir hayli uzak görüntü verdi. Sadece gole yaklaþan Mehmet Topal’ýn direkten dönen bir topu vardý. Kosova’nýn da ilk yarýnýn son saniyelerinde ayný þekilde bir topu direkten döndü.
Milli Takýmýmýz’da Volkan Þen’in sað kanattan geliþtirdiði ataklarda sonuca ulaþacak fazla adamla hücumda bulunamadýðýmýz için gol atacak pozisyonlardan da bir hayli uzak kaldýk. Ayrýca savunmadan çabuk toplarla çýkamayýnca saða sola eveleyip geveledik. Kosova takým olarak ne kadar çabuk kontrataklara çýktýysa bir o kadar da savunmaya çabuk döndü. Biz genellikle Volkan Þen ile hücum giriþimlerinde bulunurken solda Arda ile ayný aktif görüntüleri veremedik. Ayrýca Burak’ý Kosova savunmasý arasýnda yalnýzlýða mahkum ettik.
Hiçbir varlýk gösteremeyen Oðuzhan’ý Fatih Hoca’nýn ikinci yarýda Yunus ile deðitirilmesi hem akýlcý bir karar oldu, hem de maçýn kaderi deðiþti. Yunus ile futbolumuz çok daha hareketli ve canlý olmaya baþladý. Burak ile beklenen gole sahip olurken Yunus’un da asistini göz ardý edemeyiz. Ben Burak’ýn her iki golde de varlýðýndan söz etmek isterim. Ýkinci gol öncesi Burak’ýn direkten dönen topunu iyi takip eden Volkan Þen tamamlayýnca skoru lehimize 2-0’a getirdik.
Bu skoru yakaladýktan sonra Ulusal Takýmýmýz rahatlayan, zaman zaman oyunu rölentiye alan, ve sonucu kabullenen oldu.
Þimdi biz daha önce kaybettiðimiz puanlara hem üzülelim hem saç baþ yolalým hem de bu takýmla niye bu kadar puanlar kaybettik diye geriye dönüp bakalým. Rakiplerimiz aldý baþýný önde gidiyor, biz de kýt kanaat kazandýðýmýz puanlarla geleceðe umut baðlýyoruz.